Adaleti Savunan Derneği (
ASDER)
Onursal Başkanı Emekli
Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi,
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğ'un yaptığı açıklamalara tepki gösterdi.
Tanrıverdi, "
Genelkurmay Başkanı simetrik
psikolojik harekât yapıyor. Açıklamaktan vazgeçerse güvenirliliği kalmaz." uyarısında bulundu.
Tanrıverdi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'un
gazetelere verdiği röportajla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Başbuğ'un açıklamalarından ilkini yumuşak, ikincisini ise sert bulduğunu vurgulayarak, "Birincisi vaziyeti idare etmek içindi. İkincisi biraz zılgıtlı." değerlendirmesini yaptı.
Genelkurmay Başkanı'nın simetrik psikolojik harekât yaptığına dikkat çeken Tanrıverdi, "Silahlı Kuvvetler mensuplarına ve masaya vurması için sabırsızlanan
sivil yandaşlarına moral vermek amacına yönelik bir psikolojik harekât. Ama Silahlı Kuvvetler'in ve bir kısım militarist insanların moralini düzeltmek isterken, milletin kahir ekseriyetini teşkil eden, mütedeyyin insanların huzurunu kaçırdığını fark etmelidir. Aslında mütedeyyin insanları fark edebilse, bütün sorunlar son bulacaktır." dedi.
"SİLAHLI KUVVETLER NEDEN RAHATSIZ?"
Bu tür hasbihallerin bazı medya kuruluşları ile değil de daha geniş kesimlerle yapılması halinde daha etkili olabileceğini ifaden eden Tanrıverdi, Genelkurmay Başkanı Başbuğ'a şu soruları yöneltti: "Sonra savaşta değiliz,
sıkıyönetim de yok, askerin morali neden bozuk? Barıştayız. Devletin kurumları
yerli yerinde.
Meclis çalışıyor. Yürütme ve yargı da görevlerini yapıyor. Demokrasinin kuralları işliyor. Silahlı Kuvvetler neden rahatsız? Hem, 'Kendi halkını düşman gören ordu olur mu?" diye soruyorsunuz, hem de, Silahlı Kuvvetler'in morali için savaşacağınızı söylüyorsunuz. Kiminle savaşacaksınız? Ülkemizde, yargı hep böyle işler. Zanlıları tespit eder.
Yargılar. Suçluları cezalandırır. Suçsuzları serbest bırakır.
Basın da bunu takip eder. Bunun neresi moral bozucu? Ya bir de, YAŞ gibi,
savunma almadan, yargılamadan ve yargılama hakkı da bırakmadan, kanunda yazılı olmayan suçlarla suçlayıp, hüküm verse, ne yapardınız? Yoksa, çizme aşılarak yapılan müdahale ve müdahale teşebbüslerinin yargı önüne getirilmesinden ve milletin önüne serilmesinden mi rahatsızlık duyuluyor?"
"AÇIKLAMAKTAN VAZGEÇERSENİZ GÜVENİRLİLİĞİNİZ KALMAZ"
Başbuğ'un verdiği röportajlarda siyasi değerlendirmelerde bulunduğunu ifade eden Tanrıverdi, sorulan sorulara "O husus TBMM'nin sorumluluk alanına girer. Biz Meclisin kararlarına uyarız" demesinin beklendiğini söyledi.
Tanrıverdi ayrıca, Başbuğ'un bir kısım bilgileri milletle paylaşacağını söylediğini hatırlatarak, şunları kaydetti: "Her halde bu açıklamayı da üçüncü yandaş gazete ile yapacağınız mülakata bıraktınız. Bu kadarını söyledikten sonra açıklamaktan vazgeçerseniz, güvenirliğiniz kalmaz. Belki de gündemi sarsacak konulardır. Siyasetle mi, yoksa yargı ile mi ilgili? Sorun bu ikisi ile olduğuna göre, anlaşılan önümüzdeki günlerde sürprizler olabilir. Hayırlısı olsun."
"SİLAHLI KUVVETLER DEĞİŞMELİ"
"Silahlı Kuvvetler değişmeli, değişmek zorundadır. Değişecektir. Siz de bunu göreceksiniz ve bu günkü direnmenizin ne kadar anlamsız kaldığını anlayacaksınız." diyen Tanrıverdi, Silahlı Kuvvetler'i milletin kalbine yerleştirmek ve moralini düzeltmek için şu tavsiyelerde bulundu:
"Önce siyasetin dışına çıkarılmalı. Sonra, iç güvenlik görevlerinden arındırılmalı ve tamamen dış tehdit hedeflerine yönlendirilmeli.
Jandarma ile kendi arasındaki bağı kesilmeli. Tüm milletin tabi olduğu hukuk ve yargı sistemine tabi olmayı içine sindirmeli. Hukuk dışı tasfiyelere son verilmeli, yeni alınanların seçiminde, ideoloji değil, liyakat öne çıkarılmalıdır. Profesyonel personelin içine düşürüldüğü manevi boşluktan çekip çıkarılmasını sağlayacak radikal tedbirlerin alınmasıdır."
(CİHAN)