Adaşının borçları yüzünden mallarına tedbir konan, işyerine haciz gelen, adaşının SSK borçlarını ödeyen mimar Erol Aksoy her yerde kendisinin batık bankacı olmadığını anlatıyor. Mimar Erol Aksoy kendisiyle aynı ismi taşıyan batık bankacı Erol Aksoy'la olan isim benzerliği yüzünden yaklaşık 20 yıldır sorun yaşıyor. Mimar Erol Aksoy'un hayat hikayesi istemese de sürekli olarak bankacı Erol Aksoy ile kesişiyor. İki Aksoy'un ilk tanışmaları 1980'li yılların başına rastlıyor. Bankacı Erol Aksoy Uluslararası Bankası'nın genel müdürü iken, mimar Erol Aksoy ise bu bankanın şubelerinin inşası ile ilgilenmektedir. Bu dönemde bankacı Erol Aksoy'un kredi kartı borçları yanlışlıkla mimar Aksoy'un ofisine gelmiş ve muhasebecisi tarafından ödenmiştir. 1982'de ise bankacı Erol Aksoy'a ait 11 bin liralık sigorta borcunun haczi için icra memurları mimar Erol Aksoy'un kapısına dayanır. Aksoy'un muhasebecisi 'unuttuk herhalde' deyip borcu öder. Fakat takip eden günlerde yine bankacı Erol Aksoy'a ait taşınmazların vergi borcu için icra memurları yeniden mimar Erol Aksoy'un kapısını çalarlar. Mimar, evrakları inceler ve borcun kendisine değil bankacı adaşına ait olduğunu görür. Mimar, icra ve sigorta müdürlüklerine isim karmaşasını anlatmak için defalarca gidip gelir. Mimar Erol Aksoy'un bankacı Aksoy ile isim benzerliği ilerleyen yıllarda da baş ağrıtır. Garanti Bankası'nın genel müdürlük binasının projesini çizen ve inşasını üstlenen mimar, takip eden günlerde projeden trajikomik bir şekilde ayrılmak zorunda kalır: "Ayhan Şahenk yakın dostumdu. Bankaya genel müdürlük binası işini bana verdi. Araziyi bulup projeyi hazırladım. Dönemin banka genel müdürü İbrahim Betil'di. Şahenk, bir gün beni aradı ve projeden ayrılmam gerektiğini söyledi. Meğerse İbrahim Betil'in arası bankacı Erol Aksoy ile bozukmuş ve beni de o sanmış. Şahenk de herhalde vardır bir sebebi deyip araştırmamış. Böylece çok önemsediğim bir projeden ayrılmak zorunda kalmıştım." Bankacı Erol Aksoy'un İktisat Bankası'na el konması sırasında mimar Erol Aksoy'un da tüm mallarına tedbir konur. Mimar, BDDK başta olmak üzere ilgili kurumlara batık bankacı olmadığını anlatmak için uğraşır ve tedbir kararını kaldırtır. Fakat bu isim benzerliği yurtdışında da karşısına çıkar. Girdiği her ihalede projesini anlatmak yanında kendini de anlatmak zorunda kalır. Mimar Erol Aksoy'un kamuoyunda en çok bilinen projesi Conrad Oteli. Otelin arsasının satın alınmasından inşaatının yapılmasına kadar her aşamasına imza atan Erol Aksoy, bugünlerde Gürcistan'da yatırımlar yapıyor. Aslen Gürcü olduğu için Batum'daki yatırımlarını bir çeşit 'vefa' olarak tanımlıyor. Sovyet sisteminin çökmesini takiben ilk olarak 1992 yılında Gürcistan'a gelen ve takip eden yıllarda burada yatırımlara girişen işadamı, ilk olarak radyo binasını alıp restore ettirdi. Bu binayı çalışma ofisine çevirip ardından da Batum merkezde şu ana kadar 40 milyon dolar harcadığı alışveriş ve konut projelerini başlattı. Aksoy projeyle ilgili olarak, "Proje 60 dönümlük bir arazi üzerinde. İçinde konut, alışveriş merkezleri ve eğlence merkezleri var. Çarşıyı bitirip açtık. Diğer kısımları da kısa süre sonra hizmete açacağız. Proje toplamda 100 milyon dolarlık bir bütçeye sahip." bilgisini veriyor. ZAMAN