Yargıtay Eski
Cumhuriyet Başsavcısı
Vural Savaş,
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç ve
AK Parti'ye
kapatma davası ile başörtüsüne yönelik davanın
raportörü
Osman Can'ı
hedef aldı.
Atatürkçü Düşünce Derneği'nce düzenlenen
imza gününe katılmak üzere Gaziantep'e gelen
Vural Savaş, ticaret odasında bir konferansa katıldı. Burada konuşan Savaş,
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç ile Ak Parti'nin kapatılmasına yönelik açılan dava ile başörtüsü yasağının kaldırılmasına ilişkin CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne açtığı davanın
raportörü mahkeme üyesi Osman Can'ı hedef aldı.
Haşim Kılıç'ın başörtüsü yasağına ilişkin davanın Haziran ayında görüşüleceğine yönelik açıklamalarını anımsatan Savaş, kendi kitabına da atıfta bulunarak Haşim Kılıç'ın Anayasa'ya aykırı kanunla Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildiğini öne sürdü. Haşim Kılıç'ın her iki davaya da raportör olarak Osman Can'ı görevlendirmesini eleştiren Savaş, Osman Can'a ait bir kitaba atıfta bulunarak şöyle konuştu: "Osman Can'ın kitabından size sadece 3 cümle söyleyeceğim. Diyor ki;
Türkiye'deki sorunlar
laiklik ve milliyetçilikten kaynaklanıyor. Ayrıca diyor ki; Anayasa Mahkemesi verdiği yeni kararlarla yeni bir din yaratmıştır. Leyla Şahin'in davasında
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (
AİHM) Türkiye'yi haklı gördü. Osman Can, diyor ki kitabında; 'Artık AİHM'in meşruiyeti, tartışılır hale gelmiştir bu kararla.' Şimdi her iki dava Haşim Kılıç tarafından Osman Can'a veriliyor. O da diyor ki; 'Anayasanın ilk 3 maddesinin değiştirilebilmesi için
teklif verilemez. Değiştirilemez. Ama onun dışındaki
anayasa değişiklikleri, ancak şekil bakımından incelenir. 3 yönden incelenir. Yeterli çoğunluk teklif etmiş mi, ivedilikle görüşülmemiş mi, bir de yeterli çoğunluk
evet demiş mi? Buna bakılır diyor. Bunlar sağlamsa o
Anayasa değişikliği yürürlüğü girer diyor." diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi'nin, daha önce aldığı 2 kararla başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına yönelik düzenlemeleri iptal ettiğini, başörtüsü düzenlemelerinin laiklik ilkesine aykırı bulduğunu için 2 partiyi kapattığını ve bunlara yönelik açılan
itiraz davalarının AİHM tarafından reddedildiğini belirten Savaş, "Anayasa Mahkemesi bu tarihi kararında derse ki; 'Arkadaş! 3 maddede değişiklik olmadığına göre ben buna dokunamam. Bu Anayasa hükmü haline gelir.' O zaman isterseniz artık Türkiye'yi paramparça edersiniz. Bir şeriat devleti haline de getirebilirsiniz. Neden?.."
Anayasa Mahkemesi'nin çok tarihi bir karar verme arifesinde olduğunu yineleyen Savaş,
"İnanın şu anda Anayasa Mahkemesi çok tarihi bir karar verme arifesinde. Dış ülkelerin baskısı; (üyelerin) çoğu da yeni seçildi. Bu konulara eğilimli o raportörün etkisiyle 'Biz bunu şekil bakımından inceleyebiliriz; dokunamayız' dediği andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti'nin sonu gelir. Veya getirmenin yolu açılır." şeklinde konuştu.
KAPATMA DAVASI ERKEN AÇILSAYDI, AK PARTİ BU KADAR OY ALAMAZDI
Konuşmasının bir bölümünde Ak Parti'ye yönelik
kapatma davasının geç açıldığını söyleyen Savaş, Avrupa'da kapatma davası açılan partilerin sonraki seçimlerde hep oy kaybettiğini öne sürdü. Savaş, "Dünyada hangi parti kapatılmışsa bir sonraki seçimde mutlak şekilde oy kaybetmiştir. Bizde de
Refah Partisi kapatıldı. Akla gelebilecek her türlü mağduriyet, işte kayıp trilyonu da ben ortaya çıkardım. Recep Tayyip Erdoğan'ın mahkumiyeti de gerçekleşti. 1999 seçimlerinde bunlar yüzde 5-6 oy kaybettiler. Birinci parti DSP; ikinci Parti MHP oldu; bunlar 3. parti olabildiler. Ama ondan sonra IMF politikaları, Ecevit'in rahatsızlığı, Kemal Derviş'in politikaları hepsi üst üste bindi. Vatandaşta gitti oy verdiği partileri, yani koalisyonu devre dışı bıraktı."
2001'den beri Türkiye'de parti kapatılmasına yönelik bir girişim olmadığından yakınan Savaş, "Acaba bu dava zamanında açılışmış olsaydı, oylarını artırabilirler miydi? Artı
Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olabilir miydi? Şimdi yapmayı tasarladıkları anayasa değişikliklerini yapabilirler miydi?" biçiminde konuştu.