“180 kişilik sınıfın ortasında ‘derste başörtülü' olduğumuzu kayıt altına almak için cep telefonuyla fotoğrafımızı çekti. Üstelik bizim rızamızı almadan. Benim hakkımda 15 tutanak var. Daha bugün üç tane tutuldu.”
İstanbul Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü'nde okuyan
kız öğrenci YÖK'ün ‘öğrenciyi sınıftan atmayın, tutanak tutun' şeklindeki yazısından sonra yaşadıklarını böyle anlatıyor. Bu kadar tutanaktan sonra bir de basına konuştuğunda başına gelebileceklerden korktuğu için ismini yazmamamızı rica ediyor.
Üniversite yetkilileri ve akademisyenler ‘tutanak tuttuklarını' delillendirmek için fotoğraf çektiklerini doğruluyor. Kimi akademisyenlerse YÖK'ün yazısına rağmen dersine giren öğrenci hakkında tutanak tutmama yanlısı.
YÖK,
şapka taktığı için sınıftan atılan Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Zeynep İncekara'nın şikâyeti üzerine ‘
öğretim görevlilerinin, hiçbir şekilde öğrenciyi sınıftan atamacağını' belirten bir yazı göndermişti.
Radikal'in ulaştığı 23 Temmuz 2010 tarihli ve YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf
Ziya Özcan'ın imzası bulunan yazının bir bölümü şöyleydi:
‘İspata yarar evrak'
“Kurallara aykırı davrandığı veya
disiplin suçu işlediği düşünülen öğrenciler hakkında öğretim elemanı tarafından yapılacak işlem durumun bir tutanağa bağlanarak, varsa ispata yarar evrakın tutanağa eklenmesi suretiyle disiplin yönünden gerekli işlemi yapmak üzere ilgili dekanlığa, müdürlüğe iletmekten ibarettir. (...) ” Bu kurala uymayan hocalar hakkında ‘disiplin işlemi' uygulanacağını da belirten yazıdan sonra üniversitelerde ‘tutanak' fırtınası başladı.
Çoğu derse başını açıp giriyor
İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nde okuyan 19 yaşındaki öğrenci hakkında da bu süreçte 15 ayrı tutanak düzenlenmiş.
Öğrenci yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Derslere başörtüsüyle giriyordum. YÖK kararından dolayı sınıftan ‘atılamayacağımızı' biliyorduk. Hoca tutanağı bize tutturdu. Bir yandan da 180 kişinin arasında ‘derste başörtülü' olduğumuzu kayıt altına almak için cep telefonuyla fotoğrafımızı çekti. Rızamızı almadan. Benim hakkımda neredeyse 15 tutanak var. Daha bugün (12
Ekim) üç tane tutuldu. Bakalım sonrasında neler olacak? Sınıfta 50
başörtülü öğrenci vardı. Bunlardan da sadece beşi, başı kapalı şekilde derse giriyor. Diğerleri hocalardan çekiniyor...”
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ndeki
türbanlı öğrencilerin çoğu ise tedirgin ve derslere başlarını açarak giriyor. Tıp Fakültesi'nde okuyan 20 yaşındaki bir öğrenci, “Ne tepki alacağımı bilmiyorum ki... Kimi tutanak tutuyor, kimi tutmuyor. Bir karar versinler” derken, bir başka türbanlı öğrenci derslere girerken başını açtığını söylüyor: “Hem özgür bırakılıyormuş gibi davranılıyor, hem de tutanak tutuluyor.”
Notlara yansır mı?
Derslere başı kapalı girdiğini söyleyen
Marmara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi 1. sınıf öğrencisi Ayşenur Bülbül de kaygılı: “Hocalarımızdan hiçbir tepki görmedik ama bizim korkumuz şu: Acaba bunlar ders notlarına kötü bir şekilde yansır mı?”
Yıldız Teknik Üniversitesi, bu konuda rahat. 21 yaşındaki YTÜ
Bilgisayar Mühendisliği son sınıf öğrencisi, “Geçen sene başı itibariyle derslere başı örtülü giriyorum. Eğer güvenlik kapısından rahatlıkla geçebiliyorsanız, okulun içinde bir sorun yaşanmıyor. Derslere başörtülü girdiğim zamandan beri ne sözlü ne de yazılı bir uyarı aldım” diyor.
Tutanak tutarım
İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nden bir akademisyen: “YÖK yazısında, öğrenciler hakkında tutanak tutulması, görsel birtakım kanıtların da buna eklenebileceği yazıyor. Önce öğrencileri uyarıyoruz. Bizi zor durumda bıraktıklarını belirtiyoruz. Bir öğrenci kaç derse başı kapalı girmişse o kadar tutanak tutuyorum. Benim de hoşuma gitmiyor. Bize ‘
kanun değişmiştir' diye bir yazı gelirse tabii ki bırakırız.”
Hukukçu görüşü: Rızasız çekilmez
Eski İstanbul
Baro Başkanı Doç. Dr.
Yücel Sayman: “Bir öğrencinin rızası ve izni olmadan, bir
öğretim görevlisi tarafından cep telefonuyla fotoğrafının çekilmesi, böyle bir şey olamaz. Hukuksal açıdan kesinlikle etiğe ve kurallara aykırıdır.
Tutanak tutmam
Öğretim Görevlileri Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Esen Aslandoğan: “Ben tutanak tutmam. Bazı öğretim görevlileri tutar. Hocalar, polis mi ki böyle bir görev veriliyor hocalara? Bu kararı neden YÖK alıyor? YÖK bir yandan da bu kararla, öğretim görevlilerine aba altından
sopa gösteriyor. Böyle bir yetkisi var mı? O zaman türban, yasalarla homojen bir şekilde ya yasaklansın ya da tamamen serbest bırakılsın. ”
Hocalara disipline gidersiniz uyarısı
YÖK'ün üniversitelere yolladığı yazı şöyle: “Öğretim üyesinin öğrencileri derse almamak veya dersten çıkarmak gibi bir yetkisi bulunmamaktadır. Kurallara aykırı davrandığı veya disiplin suçu işlediği düşünülen öğrenciler hakkında öğretim elemanı tarafından yapılacak işlem; durumun bir tutanağa bağlanarak varsa ispata yarar evrakın tutanağa eklenmesi suretiyle disiplin yönünden gerekli işlemi yapmak üzere ilgili dekanlığa/müdürlüğe iletmekten ibarettir. Öğrenciyi derse almayarak, çıkararak veya yok göstererek, kanun ve yönetmeliklerde yer alamayan bir
yaptırım uygulayan öğretim elemanının bu fiilinin disiplin suçu teşkil edeceği açıktır...”
Radikal
YÖK Başkanı Özcan, yayımladığı bir genelgeyle hiçbir öğrencinin başörtüsü sebebiyle dersten atılamayacağını belirtmiş, bunun üzerine sorun fiili olarak en azından şimdilik çözülmüştü: