Dini inanışların ve bunlara dayalı uygulamaların son dönemde “insanların gözüne sokulurcasına” sergilenmesinden rahatsızlık duyduğunu ifade eden Afşar, içinde bulunduğu
psikolojik durumu AKŞAM’a anlattı:
“Bağnaz uygulamalar son derece arttı. Kadınlara ayrı oteller, şimdi otoparkı duydum. Tam bir yobazlık. Küçücük çocukları
türbanlara soktular. Bundan sonra her halde oruç tutmayanların başı derde girecek, restoranlar kapattırılacak. Dini insanın gözüne gözüne sokmanın âlemi yok. Gerçek
dindar bunu gizli tutar.
Astronot gibiler
Türban takanlar ve kara çarşaf giyenlerde büyük bir artış var. Tiyatroya gidiyorum, oradalar. Bir de onlar ‘biz buradayız’ demek için anlasa da anlamasa da her yere geliyorlar. Denize bir giriyorlar,
astronot gibi. Umacılar gibi... Devletin zirvesindeki isimlerin eşlerinin de türbanlı olmasından rahatsızlık duyuyorum.
Türkiye’ye
Müslüman ülkelerin liderlerinin eşleri geldi. Hangisi böyle? Hepsi tamamen açık.
Haddini bilmez zavallı
FazIı Say’a çok fazla yüklenildi.
Çocuk çok doğru bir şey söyledi. Aynı fikirdeyim. Ben yalnızca çekip gitmeyi kabul etmiyorum. Gitmek en kolay yol ama
Fazıl bunu sinirle söylemiş olmalı. Çünkü ülkesini seven bir çocuk, bütün
Anadolu’yu özveriyle dolaşıyor. Kim yaptı bugüne kadar? Osman Yağmurdereli sanatın ölçüsünün
kaset satışları olduğunu düşünüyor. Pes yani, vah zavallı haddini bilmez.
Amerika’ya gidiyorsun
Fazıl Say diyorsun çıkarıp CD’sini veriyor. Yediği naneye bak, cahilin. Ölçü buysa, o zaman ben de çekim gideyim, beni de kimse dinlemiyor, benim kasetlerimin de sattığı falan yok.
AKŞAM