Kezban Hatemi Hanımefendi güzel bir soru sordu laikçilere:
Siz bu başörtülü kadınların eşlerinin sizleri yönetmesini kabul ediyorsunuz da nasıl oluyor da bunların eşlerinin ya da kızlarının üniversitelere girmesini laikliğe bir tehdit olarak görüyorsunuz?
Buyrun
cevaplayın. Yüz puanlık uzman sorusu!
Cevaplayamazsınız tabi.
Susarsınız. Şapa oturursunuz böyle.
Diliniz dönmez olur.
Böyle temelsiz, ne laiklikle ne demokrasiyle uymayan bir kısım faşist yasaklardan yana olursanız adamı böyle şapa oturturlar işte.
İkinci güzel soru
Habertürk Televizyonu Yayın Yönetmeni
Melih Meriç'ten geldi. Melih Meriç
Basın Klübü'nde ekrana çıkarttığı üç üniversite
rektörüne şu soruyu yöneltti:
"Siz sayın rektörler, üniversitelerde başörtüsü yasağının kalkmasını isteyen üniversite
öğretim görevlilerinin imzası 1500'ü aştı. Siz üniversitelerde bu öğretim elemanları ile güzel güzel çalışırken sayıları yüzde ikiyi bile geçmeyen bu başörtülü öğrencilerle niye anlaşamıyorsunuz?"
Bu da tam bir uzmanlık sorusu.
Hadi buyrun çıkın işin içinden.
Öyle ekrana çıkıp isimlerinizin önündeki koca koca
profesör sıfatları ile yasakçılık yaparsanız soruları cevaplayamaz böyle sınıfta kalırsınız!
İşte iyot gibi bir soru daha?
Muhatabın bütün bilinç altını ortaya çıkaran tam bir turnusol kağıdı.
Peki kipa ile (ıÜüKipa,
Yahudi erkeklerin genellikle dini törenlerde bazen de normal zamanlarda giydikleri, kafanın tam tepe noktasını örten ve
küçük mandallarla saçlara tutuşturulan bir tür takkedir. Yahudiler açısından tamamen dini bir sembol niteliği taşır.) gelmek isteyen öğrenci olursa üniversiteye alır mısınız?
Akdeniz üniversitesi rektörü Prof. Dr. Mustafa
Akaydın:
"Ben Hıristiyan bir ülkenin rektörü olsam uğraşmam bu işle. Benim üniversiteme kipayla girsinler hiç sorun olmaz kipayla gelen yüzde 20 olsa onu da yasaklarım."
Demek ki rektörlük görevleriniz arasında halkı
Müslüman olan bir ülkenin üniversitesinde rektör olduğunuz için Müslümanlarla ve onların kıyafetleri ile uğraşmak ve halkın çoğunluğunu temsil edenlerin eğitim hakkını engellemek gibi bir göreviniz de var!
Vay vay vay... Rektöre bak.
Ne yani Müslüman bir ülkede insanlar Müslüman gibi yaşayıp Müslüman gibi giyinemeyecekler mi?
Bu üniversite rektörleri gerçekten bilgi birikimleri açısından da çok zayıf insanlar. Sorulara ya yanlış cevap veriyorlar, ya da şapa oturuyorlar!
Rektörlerin çoğu tıpçı.
Tıp fakültelerinde
öğretim görevlisi sayısı diğerlerine göre çok olduğundan rektör olarak
Tıp Fakültesi öğretim üyeleri iş başına getiriliyor. Bunlar da haliyle sosyoloji, tarih gibi sosyal ilimlerden bihaber oluyorlar.
Mazur mu görmek lazım bilmiyorum, ama bu Ahmet Necdet Sezer'in atadığı rektörlerde bir din düşmanlığı bir
Müslüman düşmanlığı var.
Özel olarak onlar seçilmiş ve rektör olurken onlardan "başörtülü öğrencileri asla üniversitelere sokmayacaksınız" gibi bir söz alınmışa benziyor!
NUH GÖNÜLTAŞ/BUGÜN