Engin, söz konusu beyanatında, "Muvazzaf 25
general ve
amiralin yakalanmasını istiyorlardı. Bunun yol açacağı sonuçları düşündük ve savcıları değiştirdik." diyordu. Engin'i sert bir dille eleştiren gazeteciler, söz konusu açıklamanın 'eşitlik' ilkesine aykırı olduğunda hemfikir. İşte görüşler:
Ahmet Altan (
Taraf)
"Hukukumuz, '
emekli generalleri
gözaltına alabiliriz ama görevde bulunan generalleri gözaltına almadan önce iyi değerlendirip vazgeçelim' mi diyor? Ne oldu Anayasa'nın 'eşitlik' ilkesine?
Eşitlik ilkesine aykırı davranmak, zanlılara 'mesleklerine ve görevlerine' göre davranmak hukuka uygun mu? Peki, başsavcı bu kararı ve bu açıklamasıyla Anayasa'nın eşitlik ilkesini çiğnemiş olmuyor mu? Çiğnemiş oluyor. Anayasa'yı çiğnemek suç mu? Suç."
Erhan Başyurt (Bugün)
"
Başsavcı Engin'in açıklamaları, Türkiye'de 'hukukun üstünlüğü' ve 'hukuk önünde eşitlik' ilkelerinin mevcut olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Yine askerin
sivil otoriteye tabi olması bir yana, sivil yargıya bile üst düzey rest çekilmesi söz konusu. (...) Yaşananlar yargı kurumuna güveni sarstığı gibi Türkiye'nin dıştaki imajını da aşağı çekiyor."
Hasan
Cemal (
Milliyet)
"25 amiral ve generalin gözaltına alınmasının doğurabileceği sonuçlar göz önünde tutularak iki savcı görevden alınıyor ve kazık bir
fren yapılıyor! (...) Peki o zaman hukuk devleti ne oluyor? Emekli generalleri al içeri, emekli subayları al içeri, sivilleri al içeri, ama görevlerinin başındaki general ve
amirallere dokunma! Onların ayrıcalığı nedir? Hukukun üstünlüğü diyorsak, hukuk devleti diyorsak, kimse hukukun üstünde olamaz, kimsenin suç işleme ayrıcalığı olamaz. (...) Aynı rezalet,
Erzincan davasında da yaşanıyor. Davanın iki numaralı sanığı bir savcı, o hapiste... Bir numaralı sanığa (Üçüncü
Ordu Komutanı
Saldıray Berk) gelince... O dışarıda, üstelik bugüne kadar ifade vermeye dahi tenezzül etmiş değil."
Mehmet Altan (
Star)
"Türkiye'de rejim 'vatandaşı' ikiye ayırıyor: Askerler ve siviller... Askerleri de ikiye ayırıyor: Generaller, amiraller ve diğerleri. 302 general ve amiral söz konusu ise savcılar görevden gidiyor, zanlı konumdaki generallerle amiraller kalıyor. Başsavcı 'hukukun' gereğinden ziyade, 'böyle bir yakalama ve gözaltı kararının yol açacağı sonuçların iyi değerlendirilmesi' gereği üzerinde duruyor. Siz olsanız böyle bir ülkeyi ve görüntüyü AB'ye alır mısınız?"
Ali Bayramoğlu (Yeni
Şafak)
"Bir başsavcı düşünün, generallerin gözaltına alınmasının siyasi sonuçlarıyla uğraşıyor ve bunun için devreye girdiğini
itiraf ediyor. Peki, yaptığı işin siyasi sonuçlarının hesabını kim soracak başsavcıdan? Bu kişiler
darbe girişiminde bulunmuş askerlerse, sayı ve nitelikleri itibarıyla ordu orta düzey komuta kademesini oluşturuyorlarsa, görevlerinin başında kalmaları ne anlama gelir? Başsavcı bunu düşünmüştür herhalde?"
Ergun Babahan (Star)
"Gözaltına alınacak kişilerin konumuna göre önce sonuç değerlendiriliyor, iyi değerlendirilmezse işlemden vazgeçiyor... Neymiş, Hakkari'de
terörle mücadele eden birliğin başındaki
komutan da listedeymiş. Başsavcı da devreye girmiş o yüzden. Terörle mücadele eden birlik deyince akan sular durur. Çünkü terörle mücadele için kurşun atan, isterse
darbe planı yapabilir. Çünkü kurşunlar onu dokunulmaz kılar. Merak ettiğim, böyle kaygılarla üstü örtülen başka soruşturmalar olup olmadığı. Bu kadar hassas bir savcı sonuçlarını düşünüp geçmişte de farklı müdahalelerde bulunmuşsa şaşırmam açıkçası..."