Demirtaş, ses kaydının içeriğinin çarpıtıldığını öne sürdü.
BDP Eş Genel başkanları
Selahattin Demirtaş ve
Gültan Kışanak ile partinin üst düzey yöneticileri Baydemir'e
destek ziyaretinde bulundu. Basına kapalı ziyaretten sonra açıklama yapan Demirtaş, Baydemir'in 12 Ocak'ta savcılığa çağrıldığını ve ifadesinin alındığını hatırlattı. Bu ifadenin Baydemir'in bugüne kadar verdiği 300 ifadeden biri olduğunu kaydeden Demirtaş, "Son alınan ifadenin başka bir anlamı vardı. Ciddi bir
baskı oluşturulmak istendi, hemen akabinde suikast tehditleri gündeme getirilmeye başlandı. Burada belediye çalışanları ve
halk korkutulmak, baskı altına alınmak isteniyor." dedi. Basına sızdırılan ses kayıtlarının içeriğinin çarpıtıldığını belirten Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ses kayıtlarında da görüldüğü üzere hükümetin bu konudaki politikası değişmiş değil. Belediye başkanlarımızın, yargı,
bürokrasi ve mali baskıya rağmen diğer belediyelere göre çok büyük hizmetler yaptıkları ortadadır. Belediyelere yönelik ciddi bir baskı, karalama ve tehdit kampanyası yürütülüyor.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyemiz 29
Mart yerel seçimlerinde diğer partilerle girmiş olduğu demokratik yarışta halkın büyük desteği ve teveccühüyle tekrar iş başına gelmiştir. Bu da gösterdi ki halk kendi inancına, kendi kimliğine ve kendisine değer veren ve kendisi gibi olanın yanında kararlıdır."
TBMM'deki grup konuşmasında dile getirdiği '
Öcalan için
ev hapsi' açıklamalarına da değinen Demirtaş, konuşmasını 15
Şubat 1999'dan beri yaşanan gelişmelerin altını çizerek yaptığını hatırlattı. Demirtaş şunları söyledi: "Özellikle uluslararası alanda, ekonomi ve enerji alanında Türkiye'nin elinin kolunun nasıl bağlandığını anlatarak 15 Şubat 1999 Sayın Öcalan'ın değil aslında Türkiye'nin geleceğinin İmralı'ya kapatılmaya çalışıldığını, uluslararası güçlerin bunu yapmak istediğini ifade etmek istemiştim. Geldiğimiz noktada hükümet bir barış arayışı içerisinde ise biz ev hapsinin bir formül olarak tartışılması gerektiğini düşünüyoruz. Kendisinin
sağlık durumu, yaş durumu, hem de siyasi gelişmeler açısından ciddi bir seçenek olarak, tartışılması gereken bir formülü tekrar gündeme getirdik." (CİHAN)