Bunun çok tehlikeli bir durum olduğunu ifade eden
Baykal, "Bu konuda yönlendirme arayışına girersek çok büyük sıkıntı yaşarız. Mesafeli anayasa hukuka uygun, ama mesafeli bir ilişkiye ihtiyacımız var." dedi.
CHP'nin darbeleri karşı olduğunu da kaydeden Baykal, 12
Mart ve 12
Eylül'den en fazla kendilerinin zarar gördüğünü iddia etti.
TBMM'de partisinin grup toplantısında konuşan Baykal, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Baykal, anayasa değişikliği tartışmalarına değinirken, "Meclis'te 550 milletvekili, 608
dosya var. Bu dosyaların gereği yapılmamış. Şimdi bunlara 'sen hakim seç' diyeceğiz. Kime diyeceğiz, belki de kendisini yargılayacak Yüce Divanı,
Anayasa Mahkemesi'ne üye atayacak milletvekillerine. Bu yanlıştır diyorduk. İktidardan şöyle bir
cevap çıktı: 608 değil 576 dosya var. O nedenle biz yanlış söylüyormuşuz. Baktım gerçekten yanlış söylüyormuşuz. 550 milletvekili ile isnat edilen suç adedi 664. İsnat edilen 608 değil, 664 suç varmış." dedi.
TSK'NIN DURUMU
Baykal, son dönemlerde
siyasete göre TSK'nın yönlendirme arayışı olduğunu ileri sürdü. Bu durumun devam etmesi halinde büyük sıkıntıların yaşanacağını savunan CHP lideri, şunları söyledi: "Mesafeli anayasa hukuka uygun ama mesafeli bir ilişkiye ihtiyacımız var. Elinizi kışlaya sokarsanız arkasından çok kötü şeyler olur. Bu konuda son zamanlarda maalesef sıkıntılı günler yaşıyoruz.
Türkiye'de ordu-siyaset ilişkisinin sorunlu bir geçmişi var, ama bunlar Türkiye'yi yeni sorunlarla karşı karşıya bırakmamalıdır.
12 Mart 71 ve
12 Eylül 1980 iki
askeri müdahale. Parlamento'ya yönelik sonuçlar doğuran müdahaleler bunlar. CHP olarak 12 Mart'a da, 12 Eylül'e de ve bütün askeri müdahalelere de lafta değil somut olarak tavır takınmışızdır. Silahlı kuvvetlerin sakınılması, korunması gerektiğini en iyi biz biliyoruz, ama biz diyoruz ki 'herkes kendi işini yapacaktır'. Bu ilke etrafında tavır takındık. Çok sıkıntılı dönemler yaşadık, ama bir gün bile TSK ve demokrasiye karşı bir hareket içine girmedik."
"FUTBOL ETNİK KAVGAYA DÖNÜŞMEMELİ"
CHP lideri
Deniz Baykal, Diyarbakır
spor ile ilgili olarak ise "Maalesef Türkiye'de spor müsabakaları zaman zaman çığırından çıkıyor. Olay Türkiye'de sıradan bir olayın ötesine geçme haline gelmiştir. Herkesin kendi kimliği vardır. Ama
futbol maçlarını etnik
kavga olayına dönüştürmemek bizim temel sorumluluğumuz olmalıdır. Bu oyuna sporcular, seyirciler hiçbirimiz düşmemelidir. Umarım üzüntü verici kırılganlıklara yol açacak olaylar yaşanmaz. Türkiye olarak kendi aramızda
futbol maçı yapamaz hale düşmemeliyiz. Bu oyunu hep beraber bozmalıyız." ifadelerini kullandı. (CİHAN)