İnternethaber.com yazarı Adnan Berk
Okan'ın sorularına
cevap veren
Baykal,
kaset için 'düzmece' derken zamanlamaya dikkat çekti. Baykal, son zamanlarda
CHP'nin inançlı kesimlere el uzatmasına dikkat çekti. Böyle bir dönemde kasedin ortaya çıkarılmasının tesadüfi olamayacağını savundu. Kısa bir süre önce
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın düzenlediği '
Kutlu Doğum' töreninde yaptığı konuşmayı da hatırlatan CHP lideri, "Orada yaptığım konuşmanın mütedeyyin insanlarımız tarafından da takdirle karşılanması bazı çevreleri ürküttü." yorumunu yaptı. Baykal'a göre amaç, inançlı kesimleri CHP'den soğutmak. İstifa etmeyi ise düşünmüyor. Bu yöndeki bir soruya, "O ahlâksızların istediği de zaten benim
istifa etmem değil mi? İstifa edip de onların isteklerini yerine getirmemi bekleyenler varsa boşuna umutlanmasınlar. Öyle ahlâk dışı iftiralardan korkup da yolumuzdan dönecek değiliz." cevabını verdi.
Adnan Berk Okan, konunun medyaya yansımasının ardından kamuoyu önüne hiç çıkmayan
Deniz Baykal'ın kendine güvenen bir ses tonuyla konuştuğunu aktardı. CHP lideri telefonda, kasetle ilgili, "Önemsemiyorum, tamamen düzmece." iddiasında bulundu. Mahkemede hesaplaşacağını tekrarladı. Perde arkasına ilişkin tahlilleri ise şöyle: "Bazı çevrelerin yıllardır sürdürdükleri 'CHP din düşmanı bir partidir' yalanını yıktık. İnançlı yurttaşlarımızla hiçbir kavgamız olmadığı, halkımızın dinine, diline,
giyim ve kuşamına müdahale etmediğimizi halkımız gördü. O kesimleri de sahiplenmemiz ve bilhassa son olarak Diyanet İşleri Başkanı'mızın davetlisi olarak Kutlu Doğum Haftası'na katılışım ve orada yaptığım konuşmanın mütedeyyin insanlarımız tarafından da takdirle karşılanması bu çevreleri ürküttü. Yıllardır sürdürdükleri yalanın ortaya çıkmasından, CHP'nin halkımızın her türlü dini inancına ve
yaşam tarzına saygılı olduğunun anlaşılmasından korktular."
Başbakan'dan MİT ve bakanlıklara 'Baykal' talimatı
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a ait olduğu iddia edilen gizli
kamera kayıtları konusunda ilgili bakanlıklara talimat verdi. Erdoğan'ın, İçişleri Bakanı Beşir
Atalay,
Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'a olayla ilgili bulgu, veri ve
soruşturma çerçevesinde elde edilecek bütün sonuçların direkt CHP'ye iletilmesi konusunda talimat verdiği öğrenildi.
Hürriyet gazetesinde yer alan bir başka habere göre de Başbakan, Milli
İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) olayın kim ya da kimler tarafından yapıldığının bulunması için talimat verdi. Devletin bütün
teknik imkânlarının seferber edilip olayın perde arkasının aydınlatılması ve sorumluların bulunmasını isteyen Başbakan'ın, bu konuyu bizzat yakından takip ettiği belirtildi.
Erdoğan'ın soruşturma aşamasında yargı boyutu, soruşturma aşamasında ele geçen istihbarat bilgileri ve kasetle ilgili teknik bulguların da kamuoyuna sızmadan, direkt CHP yönetimi ve gerekirse sadece Deniz Baykal'a iletilmesini istediği bildirildi.
Bu arada, Baykal ile ilgili ikinci kasetin, "Varan 2 geliyor" şeklindeki haberlerin de basına sızmasına Başbakan Erdoğan'ın engel olduğu kaydedildi. Erdoğan ayrıca, AK Parti'de bu hassas konunun ima yolu ile bile olsa asla gündeme getirilmemesini istedi. İSTANBUL ZAMAN
A haberleri'>ANKARA ANKA
Baykal'a en büyük
darbe yakınlarından geldi
CHP lideri Deniz Baykal'a ait olduğu iddia edilen özel görüntüler, medyada istifa çağrılarını da beraberinde getirdi. Bugüne kadar 'özel hayatın gizliliği'ne vurgu yapan isimlerin bu kez Baykal'a
bayrak açması dikkat çekti. Konuyla ilgili en keskin yayını yapan gazetelerden Haber Türk, istifa çağrısını yüksek sesle dillendiriyor. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni
Fatih Altaylı, "Niye istifa etmeli?" başlıklı dünkü yazısında, "Bunu talep etmemin nedeni şu: Siyaset ile aşkı veya ilişkiyi birbirine sokmuş olması. N.B. sıradan bir kadın değil.
Milletvekili. Onu milletvekili yapan da Deniz Baykal'ın ta kendisi." değerlendirmesini yaptı.
Baykal'la ilgili en sert yazıları kaleme alansa
Vatan Gazetesi Başyazarı
Güngör Mengi. İki gün üst üste istifa çağrısı yaptı. Önceki gün, "Siyasi yaşamını cesur bir kararla sonlandırması, büyük ihtimalle partisinin önünü açacaktır. Bu son hizmeti esirgemesin." çağrısını yapan Mengi, dün de "Haydi Baykal, düşünme" başlıklı yazısında, "O koltukta iki gün bile oturması ziyandır!" görüşünü dillendirdi. Eşi
Ruhat Mengi de aynı gazetedeki köşesinde, "Mutlaka istifa etsin ve partisini de ülkeyi de sıkıntıya sokmasın." yorumunu yaptı. Yine
Vatan Gazetesi'nden
Mustafa Mutlu da 'istifa' isteyenlerden.
Hürriyet'ten
Ahmet Hakan da dün 'istifa çağrısı'nda bulundu. Hakan, şunları yazdı: "Benim için "ilke" şudur: Bir "alçak" tarafından, "alçakça yöntemler" ile de olsa, yakalandıysam ve kendimi savunabilecek tek bir kelime bile edemeyecek durumdaysam... Yenilgiyi derhal kabul ederim. Her fırsatta önüme çıkarılacak aleni bir mağlubiyetin altında ezik biçimde inlemektense... Çekip gitmeyi
tercih ederim. Bence siz de böyle yapın."
Milliyet yazarı
Melih Aşık ise Baykal'la ilgili haberleri
küçük gören muhafazakar basını
hedef aldı.
ZAMAN