Baykal'ın, "Referandum
AK Parti'nin sonu olacaktır" sözünü hatırlatan
Ergün, "Referandum AK Parti'nin sonu olacak bırak olsun. Sen de
referandum olacak kadar bari
destek ver
halk bizi
tasfiye etsin. Senin dediğin gibi olur, sen
iktidara gelirsin. Zaten senin gelmeni bekliyor halk dört gözle. 'Aman sayın Baykal bir gelse de, bir baş
bakan olsa da bu memleket bir abad olsa' diye beklemiyor mu? Ama öyle olmadığını o da biliyor." dedi.
Bakan Ergün, AK Parti
Bursa İl Başkanlığı'nca '
Türkiye Buluşmaları' çerçevesinde Merinos
Atatürk Kongre ve
Kültür Merkezi'nde düzenlenen '
Demokratik Açılım' konulu konferansta konuştu.
Toplumun AK Parti'nin önüne
adaletin sağlanması, Türkiye'nin kalkındırılması, demokratikleştirilmesi ve zenginleştirilmesi hedefini koyduğunu belirten Ergün,
toplumun manzarayı gördüğü için kendilerine bu hedefi koyduğunu kaydetti.
Türkiye'de adalette sorunlar bulunduğunu vurgulayan Bakan Ergün, "Hem uygulamalar adil değil, hem yasalarda sorun var, hem de yargı kararlarında sorun var. Adaleti sağlayamayan bir ülkede toplum il
e devlet arasında bir bütünleşme de sağlanamaz. Eskilerin dediği gibi 'Adalet mülkün temelidir.' Mülk orada mal-mülk değil, devlettir. Devletin temeli adalettir. Adalet çürürse devlet çöker." diye konuştu.
"MİLLETLE MÜCADELE EDİLMEZ"
3
Kasım seçimleri öncesinde AK Parti'ye
kapatma davası açıldığında ve lideri yasaklandığında bunu fırsat olarak kullanmaya çalışan siyasi aktörlerin bu gün de
demokratikleşme tartışmalarında aynı tutumu takındıklarını ve
demokrasiye sahip çıkmadıklarını ifade eden Ergün, bunlarla Türkiye'de demokrasi,
siyaset, hukuk ve adaletin ilerleyemeyeceğini dile getirdi. Ergün, şöyle devam etti: "O gün de öyleydi, bu gün de ne yazıkki böyle. O günden bu güne bir
arpa boyu yol gitmemişler. Bugün de bazı siyasiler nerede hukuk dışı bir olay var onun arkasında durmaya çalışıyorlar. Türkiye'de adalet eksiğinin, demokrasi eksiğinin, hukuk eksiğinin giderilmesi gerektiğini gördük ve bize toplum destek verdi. Her türlü zorluğa rağmen 'arkanızdayız' dediler. Seçim sonuçlarından sonra herkes anladı ki milletle mücadele edilmezmiş.
Milletle mücadele etmeyeceksin, milletin adına mücadele edeceksin.
Bizimkiler milletle mücadele etmeye kalktılar."
"Bir ülkede demokrasi arzu edilen seviyede değilse,
ekonomik gelişmeler de istenilen seviyede olamaz." diyen Bakan Ergün, bu ülkede toplumun bir kesiminin yok sayılmaya çalışıldığının altını çizdi.
İnsanların dilinin, kökenin inkar edildiğini vurgulayan Ergün, isimlerin yasaklandığı, yer isimlerinin değiştirildiği bir ülkede insanların dağa çıkarak
terörist olduğunu kaydetti.
Binlerce askerin şehit verildiğini, hâlâ da şehit verilmeye devam ettiğini belirten Ergün, böyle bir ortamda
açılıma karşı çıkanları eleştirdi.
Etnik ve dini bakımdan sorunlar nedeniyle vicdanında yaralar açılan insanların yaralarının
tedavi edilmesi için çok rehabilitasyon yapmak gerektiğini dile getiren Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu uygulamalar toplumun vicdanında büyük yaralar açmıştır. Toplumla devletin arasını açmıştır. Sonunda da yanlış yaptıklarını
itiraf etmişlerdir. Ama '
Bağdat harabül
Basra' yani olan oldu artık. Millet dağa çıktı eşkiya oldu, nice şehit verdik, hâlâ veriyoruz. Sen şimdi keşke yapmasaydık abi diyorsun. olur mu. Şimdi biz bunların toplumda açtığı derin yaraları
tamir etmeye çalışıyoruz. Biz bu yaraları tamir ederken onlar da ayıpları ortaya çıktığı için, bu ayıplarından utandıkları için kaşı çıkıyorlar. Bu bizim ayıbımız değil, bu sizin ayıbınız. Bu ayıpla yaşayamaz toplum. Bunu hukukla, demokrasiyle bertaraf etmemiz lazım. Bize toplumun verdiği görev bu."
"ÇETENİN NÖBETÇİ HAKİMİ, ÇETENİN SAVCISI OLUYOR MAALESEF"
Çetelerle mücadelenin kolay olmadığına, atılması gereken daha çok adım olduğuna dikkat çeken Bakan Ergün, "Herkesin bir anlayış birliği içinde olması lazım. Ama görüyoruz ki çeteler sadece çetelerden oluşmuyormuş. Çete sadece çete ve avukatı değilmiş. Çetenin medyası var, rektörü varmış, çetenin
nöbetçi hakimi, çetenin savcısı oluyor maalesef. Böylesine geniş bir çerçevenin içerisine yayıldığını görüyoruz. Bunlar kabul edilebilir şeyler mi? Bunlar Türkiye'nin önüne engel değilmi. Türkiye hala bu işlerle mi uğraşacak. Türkiye'nin anayasasının artık kimsenin bu tür şeylere tevessül etmeyeceği bir hale gelmesi lazım." şeklinde konuştu.
İktidar partisine
kapatma davası açıldığında insanların her şeyini yeniden gözden geçirdiğini, uluslararası iş yapanlar işlerini, yatırım düşünenlerin yatırımlarını gözden geçirdiğine işaret eden Ergün, bu ülkeyi hiç kimsenin 'bu memlekette ne olacağı belli değil' noktasına getirmeye hakkı olmadığını belirtti.
"ANAYASA MAHKEMESİ'Nİ HUKUKUN DIŞINA ÇIKMAYA ZORLUYORLAR"
Hükümetin yanlış yapması halinde millete
hesap verdiğini ancak yüksek yargının yanlışların hesabını kimseye vermediğini hatırlatan Bakan Ergün,
Anayasa Mahkemesi'nin parlamentonun anayasa yapma selahiyetini
denetleme yetkisinin bulunmadığına işaret etti. Türkiye'de iki defa Anayasa Mahkemesi'nin hukuk dışına çıkmaya zorlandığını ve mahkemenin de iki kez hukuk dışına çıktığını hatırlatan Ergün, anayasa değişikliği ile ilgili şunları ifade etti: "Şimdi nihayetinde bu milletin önüne gelecektir. Gizli
oylama yapılacaktır. Gizli oylamada parlamentoda da sonuçlanabilir ama sonuçlanmadığında da halka gelecektir. İşin sahibine gelecektir yani. İşin sahibine gelmesine de karşı çıkıyorlar. Sayın Baykal şöyle diyordu 'bu referandum AK Parti'nin sonu olacaktır' diyordu. Şimdi diyor mu öyle bir şey? Demiyor. Niye demiyor. Yav kardeşim madem referandum AK Parti'nin sonu olacak bırak olsun. Sen de referandum olacak kadar bari destek ver halk bizi tasfiye etsin. Senin dediğin gibi olur, sen iktidara gelirsin. Zaten senin gelmeni bekliyor halk dört gözle. 'Aman sayın Baykal bir gelse de, bir başbakan olsa da bu memleket bir abad olsa' diye beklemiyor mu? Bursa'da herkesin gözünden bunu okumuyor musunuz siz? O zaman ne problem var. Bırak halk bunu yapsın. Ama öyle olmadığını o da biliyor. Referanduma gitmesini de engellemeye çalışıyorlar. Anayasa Mahkemesi'nin burada da hukukun dışına çıkmasına istiyorlar."
Bakan Ergün, bu konuda mutlaka bir değişikliğe gidileceğini belirterek, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yapılan değişiklikle bir daha kimse cumhurbaşkanlığında entrika yapamayacak hale geldiğini sözlerine ekledi.
(CİHAN)