Sözkonusu düşünceye göre
AK Parti kapatıldıktan sonra Erdoğan ve ekibinin dokunulmazlığı kaldırılınca peş peşe yolsuzluk davaları açılacak. Davaya boğulan Erdoğan ve ekibi yargı yoluyla bitirilecekti.
CHP Lideri Deniz
Baykal, bugün grup toplantısında Erdoğan'a hitaben, "dokunulmazlığını kaldır da gör" dedi.
İŞTE BAYKAL'IN SÖZLERİ...
Baykal, ciddi köşe yazarlarından rahatsız
CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, yargıya ve silahlı kuvvetlere karşı bir fitne ve fesat
siyaseti izlendiği, devletin en temel kurumlarına karşı bir karalama
kampanyası başlatıldığını savundu.
CHP grup toplantısında konuşan Deniz Baykal, "Demokrasi tarihimizin hiçbir dönemide yaşanmamış bir fitne siyaseti, bir fesat siyaseti, dedikodu siyaseti, yalan siyaseti
Türkiye'ye getirildi dayatıldı" dedi. Türkiye'de son 10 gündür yaşanan siyasetin altında fitne, fesat, dedikodu olduğunu dile getiren Baykal, bu fitne yokmuş gibi en ciddi yazarların yorumlar ve değerlendirmeler yaptığını kaydetti.
Herkesin bu gerçeklerden uzak, yalan yanlış şeyleri
doğu kabul ederek siyaset yapmaya çalıştığını vurgulayan Baykal, "Türkiye'de siyaset partiler arasında, siyasiler arasında olurdu. Şimdi siyasetin hedefi yargı oldu.
Yargıya karşı bir kampanya, bir fesat kampanyası, fitne kampanyası, yalan kampanyası başlatıldı. Yargıya karşı başlatıldı. Silahlı Kuvvetlere karşı başlatıldı. Artık aleni, açık meşru, sanki bir
demokrasi görevi" şeklinde konuştu.
Siyasetin üstünde ve dışında tutulması zorunlu olan yargıya ve silahlı kuvvetlere olağanüstü bir nefret kampanyasının sürdürüldüğünü savunan Baykal, "Bunu anlamak mümkün değil. Ne var bunun altında, kim yapıyor bunları. 'Efendim yapan biz değiliz'. kimsiniz siz? 'Biz iktidarız. Biz hükümetiz, Türkiye'de yönetimiz'. Peki bunlar sizin gözünüzün önünde olmuyor mu? Yargıya yapılan bu saygısızlık karşısında, silahlı kuvvetlere yapılan bu saygısızlık karşısında, 'hayır, olamaz, yapılamaz' demek senin görevin değil mi ey hükümet" şeklinde konuştu. Baykal, hükümetin buna
itiraz etmek yerine, gizli gizli memnuniyet ifade ettiğini iddia etti.
Deniz Baykal,
Anayasa Mahkemesi'nin yapılan eleştirilerden sonra savcıları göreve çağıran bir
bildiri yayınladığını, Adalet Bakanı'nın ise, 'savcılara emir vermek yetkimizde değil' şeklinde açıklama yaptığını hatırlatarak, "Çılgınca bir
manzara bu. Anayasa Mahkemesi'nin şikayet söyleme noktasına gelmesi ne anlama geliyor. Bu iyi bir gidiş değildir" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın bu tablo içinde husumet telkin eden bir siyaset izlediğini savunan Baykal, bunun sadece siyasilere değil, devletin temel kurumlarına, yargıya ve silahlı kuvvetlere yönelik olduğunu ifade etti. İktidarın siyaset anlayışının, Türkiye'yi çok tehlikeli bir husumete doğru süreklediğini dile getiren Baykal, bu tablonun AKP'nin kendi geleceğinden duyduğu endişeden kaynaklandığını, ancak hiçbir şekilde mazur görülemeyeceğini ileri sürdü.
Türkiye'nin derhal toparlanması gerektiğini, hukukun işlemesi gerektiğini belirten Deniz Baykal,
kapatma davası kararından sonrasına ilişkin senaryoların havada uçuştuğunu, Başbakan'ın 'trenden inen bir daha binemez' diyerek milletvekillerini tehdit ettiğini savundu. İktidarın çok perişan bir noktada olduğunu savunan Baykal, "Başbakan'ın çok ciddi ruhsal dağınıklık içinde olduğu görülüyor. Bu sürecin gerçekten uzamamasında yarar vardır. Ne olacaksa bir an önce olsun. Türkiye bu ortamdan derhal çıkıp kurtulmalıdır. Nasıl 70. dadikadan sonra Milli Takım içine sürüklendiği kabustan kurtulduysa, Türkiye'de derhal bu siyasi krizden kurtulmalıdır" şeklinde konuştu.