Baykal, sınır
bölgesinde bulunan
mayınlı
arazileri gezerek, hükümetin bu arazileri
yabancı şirketlere peşkeş çekmesine tepki gösterdi.
Baykal, parti kurmayları ve bölge milletvekilleriyle birlikte Mardin'in
Nusaybin ilçesi mayınlı sahada bulunan Tilkitepe köyünü ziyaret ederek köylülerle araziler hakkında bilgi aldı.
Suriye sınırına sıfır noktada mayınlı bölgede basın mensuplarının sorularını da
cevaplayan
CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, hükümetin mayınlı arazileri yabancı şirketlere peşkeş çekmesine tepki gösterdi.
Bölgedeki mayınlı arazilerin temizlenmesi gerektiğini belirten CHP lideri Deniz Baykal; "Hükümetin getirdiği tasarı daha önceki
kararname ile gerçekleştirmesi istediği amaç bizi çok rahatsız etti.
Türkiye'ye bu bölgeyi rahatsız ediyor. Bölge insanını rahatsız ediyor. Çünkü buraya sadece temizlemekle yetinmiyorlar aynı zamanda temizlemeden sonra elde edilecek arazinin bir yabancı
firmaya 50 yıllığına bırakılması uygun görüyorlar." dedi
Bunun kabul edilemez bir olay olduğunu vurgulayan Baykal; "Dünyada mayınlı arazisi olan pek çok
ülke vardır. Onlar bu arazilerini temizlemeye çalışıyorlar. Ama dünyada hiçbir ülke temizlenen araziyi bir başka yabancı ülkeye yarım asra yakın bir süre ile emanet etme gibi bir düşüncede değildir. Bunun haklı bir sebebi yoktur Türkiye bunun üstesinden gelebilir. Yani bunun ne kadar bir masrafı olduğunu Türkiye henüz ortaya koymuş değildir. 300 milyon dolar bir masraf olabilir diyarlar. 5 yıllık bir süre içinde 300 milyonluk dolarlık harcama ile yılda 60 milyon dolarlık bir harcamadır.
Başbakan daha dün aldığı
uçak 61 milyon dolar civarındadır. Yani 60 milyon doları böyle bir iş için harcamayacak bir ülkemidir. 510 km bir sınır söz konusudur. 350 kilometrelik bir derinlik söz konusudur. Türkiye 510 km bir sınırı yabancı bir şirkete bırakabilir mi? Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Türkiye bu hedefe yönelik yönlendiriliyor. Hangi ülkede böyle bir şey yapıldı. Birde olayda bir aldatmaca var. Efendim daha henüz belli değildir. Daha
ihaleye vereceğiz. Hizmeti satın alacağız. O zaman toprakları kimseye vermeyeceğiz. Çok inandırıcı olmayan bir yaklaşım ortaya koyuyorlar. Niye inandırıcı değildir. Eğer ihale ile halletmeye kararlıysanız hadi ihaleye çıkın, Yabancı bir firma girsin karşılığını ödeyelim bitsin. " diye konuştu.
Mayınların temizlenmesi için
Genelkurmay hükümete Nabsa diye Nato'ya ait bir kuruluşu önerdiğini hatırlatan Baykal sözlerini şöyle sürdürdü; "Bu şirket mayın temizleme konusunda uzmanlaşmış bir kuruluştur. Dünyanın birçok ülkesinde 6 milyon mayını temizlemiştir. Buna verelim ona da yanaşmıyorlar. Anlaşılıyor ki yapılmış olan bir pazarlık var. Yani bu hoş değildir. Yani buralara yabancı bir şirketi getirmenin haklı bir tarafı var mı? Burada mayında kolunu bacağını kaybetmiş insanlar vardır. Topraksız köylüler var. Orada Suriye burada Türkiye araya da bir başka ülkeyi getireceğiz Böyle bir şey olur mu?"
Mayınlı arazilerin dünyanın bir çok ülkesinin ilgisini çektiğini, periyodik bir şekilde bölgenin gündeme geldiğini, daha önce de 2003 yılında ABD'yi kast ederek aynı bölgeye askerlerini, tanklarını toplarını getirmek istediklerini hatırlatan Baykal daha sonra şöyle konuştu; "Ona karşı büyük bir mücadele verdik. Şimdi bu sefer silahla değil parayla buraya girmeye çalışıyorlar. 510 km sınır verilir mi? Üstelik burada ihtiyaç vardır. Bu işi yapacak insanlar vardır. Bu civarda
Ceylanpınar çiftliği vardır. Dünyanın en verimli topraklara sahiptir. Şimdi o çiftliği buna bağlamayı öngören yasalar ve maddeler var. Diyor ki sınırda mayınlı arazi ve müstakil devlete ait diğer araziler yani hem Ceylanpınar hem burada ki araziler birlikte değerlendirmek istiyorlar. Bunu kime ikram etmek istiyorsunuz. Türkiye bunu en iyi şekilde değerlendirmek imkânından yoksun mu? Bize bırakılırsa buraları bir tarım cenneti haline getirme düşüncesindeyiz."
AF, TERÖRLE MÜCADELEDE BİR YÖNTEM DEĞİLDİR
Son günlerde
terör örgütüne yönelik af söylentilerinde cevap veren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, afın terörle mücadelede ile bir yöntem olmadığını söyledi. Baykal; "Af terör bittikten sonra terör gündemden düştükten sonra konuşulur. Silahlar cephaneler teslim edildikten sonra dağdaki insanlar indikten sonra, bir daha artık bu yola başvurulmayacağı ortaya çıktığı takdirde elbette geçmişteki kavgayı unutmak kaynaşmak barışmak toplumsal barış ve kardeşlik projesi ortaya koymak için düşünülebilecek bir yöntemdir. Benim anladığım şartlar olunca elbette geçmiş kavganın tutsağı olmanın bir anlamı yok. Kavgayı inatla sürdürmek
kan davası yapar gibi duruma getirmenin bir anlamı yoktur. Cumhurbaşkanı bu konuşmayı açtı. Sanki şartları varmış gibi bir izlenim verdi. Dün öğrendik ki 6 askerimiz mayın nedeniyle şehit oldu. Yani bunlar Türkiye'yi yanlış yönlendirilmesinin sonucudur. Türkiye terör ve şiddet karşısında kararlıkla mücadele devam etmelidir. Öte yandan bu mücadeleye yarın son verilecekmiş gibi de barışa ve kucaklaşmaya hazır olmalıdır." şeklinde konuştu
Terör örgütünün çok açık bir şekilde silahları bıraktıklarını söylemediklerini, aksine 'Silahları bırakmak felaket olur' dediklerini de aktaran Baykan bu konuda şunları söyledi; "Silahları susturacağız diyorlar. Yani silahları susturmak karşılığında bize bir şeyler verin diyorlar. Bu yanlış bir yaklaşımdır. Silahların bırakılması cephanelerin teslim edilmesi. Dağdan inilmesi bunu bir yöntem olarak olamayacağını inandırıcı şekilde kendi içinde tartışarak, topluma bunu yansıtarak ortaya koymalıdır. Böyle bir durum ortaya çıkarsa o zaman elbette Türkiye'de geçmişte yapılan bir mücadelenin kavgaların sürdürme anlayışında olmak zorunda değildir. O zaman barışa ve uzlaşmaya katkı yapmak Türkiye'nin görevidir. Böyle bir durumda 6 şehit verilmiş olması çok düşündürürüdür. Anlaşılıyor ki bunun şartları yok. Peki bunun şartları yokken niye bu konu gündeme getiriliyor. Niye bu konu konuşuldu. Yani tarihi bir fırsat dediğine göre her halde tarihi fırsat bir daha bu yollara başvurulmayacaktır. Bunun şartları var gereğini yapalım falan demek istedi. Herkes bunu iyi niyetle yorumladı."
CİHAN