Yapılacak değişiklikle yargının siyasi müdahaleye açık hale geleceğini ileri süren
Baykal, tarihte bunun ilk örneğinin ise Emeviler döneminde
İmam-ı Azam'a yönelik yaşandığını iddia etti.
TBMM'de partisinin haftalık grup konuşmasını yapan Baykal, hükümetin
Meclis'e sevk ettiği anayasa değişiklik paketini
hedef aldı. Baykal, anayasanın özünün 3 madde olduğunu belirterek, "O maddeler etrafında telaş var, diğerlerinde yoktur. Mesele o maddeler değil. Mesele 3 temel madde." dedi.
Baykal, yapılmak istenen değişikliklerin Türkiye'de hukukun üstünlüğü anlayışını tahribe yönelik zihniyetin konulması olduğunu öne sürdü.
CHP lideri, "Bizim Cumhuriyetimiz daima yargıyı saygın, bağımsız, kendi kuralları ile işleyen, siyasete teslim etmeyen bir hale getirmektedir.
Yargının siyasi otoriteye teslim olmasının, bunun demokratik tanımı içerisinde yer alması vehmi ile hareket edilmektedir." ifadelerini kullandı.
Baykal'ın taslağa karşı çıkarken dini argümanlar kullanması dikkat çekti. Yargıya müdahalenin
İslam tarihinde ilk kez Ehli Beyt'e zulmeden Emevilere karşı çıkan Ebu Hanife'ye uygulandığını anlatan Baykal, şunları söyledi: "Emeviler zamanında özel
mahkeme kuruldu, bunlarda muhalifler sindirildi. Bunu siyasi
adalet mekanizması ile yapmışlardır. Bunlara direnen büyük isimler çıktı. Bunların başında da İmam-ı Azam Ebu Hanife gelir. Kadılığı elinin tersi ile itip 'Sana alet olmaktansa yaşamamayı
tercih ederim' deyip hapishanede ölmüştür. İslam'da dini siyasete alet etmenin temeli Muaviye'dir. Ebu Hanife'ye kadılık
teklif etmiş, kabul etmeyince de 20 yıl hapse mahkum edilmiş ve hapishanede ölmüştür."
Baykal, AK Parti'nin yargıyı kuşatmak istediğini savundu. Yeni taslağa göre
Anayasa Mahkemesi'nin Meclis çoğunluğuna göre üye alacağını ifade eden Baykal, "Şimdi bu rakamlarda üye saysında değişiklik olabilir. Diyelim Cumhurbaşkanı Yargıtay'dan gönderecek. Meclis gibi seçmiyor. Meclis seçerken kullandığın
seçim sistemini hangi
demokrasi anlayışın ile farklı yapıyorsun. Bunların altında iyi niyet var deyip öyle mi bakacağız, hangi hin oğlu hinlik yatıyor görmeyecek miyiz?" diye sordu.
Baykal, verdiği kararların yanı sıra yargıya kapalı olan yapısı nedeniyle sürekli eleştirilerin odağında olan
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu için öngörülen değişikliğe ilişkin ise "Aynı şey HSYK'da da var. Çoğunluğu
Başbakan seçiyor. Sonra hakimler pazarlık yapmaya başlayacaklar. Adalete bunları sokmanın yararı var mı?" ifadelerini kullandı.
CHP lideri
Deniz Baykal siyasi partilerin kapatılmasına yönelik
düzenleme konusunda ise şunları söyledi: "Siyasi partilerin kapatılması konusunda kaç grup varsa ikişer kişi gelecek. 2010 için 10 kişi, bir de meclis başkanı.
Ulusal bütünlüğü tehdit eden partiye karşı yargı harekete geçecek, ama Meclis'ten izin bekleyecekler. Bu hukukun denetim yapma şansını, sınırlama yetkisini, tamamen ortadan kaldıran ya da siyasi pazarlıklara teslim eden bir gelişmedir. Böyle bir şey olur mu? O zaman kaldırın parti kapatmayı, dünyanın en büyük demokratik ülkesi olalım. Partiler o kadar çok bölücü, yıkıcı faaliyette bulunsun biz kapatmayalım, böyle bir mantık var mı?"
Öte yandan Baykal, çıkışta gazetecilerin
Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarına
Yüce Divan Yolu'nun açılmasına yönelik soruları ise
cevapsız bıraktı. (CİHAN)