Parti
yönetimi tarafından 1996'da hazırlanan '
Tunceli Raporu'nda 'anadilde eğitim hakkı ve
genel af' isteği dikkat çekiyor.
Anamuhalefet, bugün 'ayrıştırma nedeni' olarak gösterilen talepleri bile 'çözüm' yolunda etkili politikalar olarak sıralıyor. Tunceli Raporu'nda, "Teröre karışmamış tüm
tutuklu ve hükümlüler için kısmi genel af çıkartılarak
ülkede hoşgörü ve iç barış ortamına geçişin zemini yaratılmalıdır." deniliyor. Çözüm için
Kürt kimliğinin tanınmasının şart olduğu belirtilen
raporda, özel okullarda
Kürtçe eğitim yapılabileceği vurgulanıyor.
Demokratik
açılım projesine mesafeli duran
CHP, diğer yandan benzer bir süreci gizli olarak yürütüyor. Çeşitli çevrelerle yapılan görüşmeler sonrası partinin yeni bir 'çözüm raporu' açıklaması bekleniyor. Terörün bitmesi ve
Kürt meselesinin çözülmesine yönelik 20 yıldır çeşitli çalışmalar yapan CHP, bir dönem bu konudaki en iddialı çıkışları yapan partilerin başında geliyordu. Anamuhalefet partisinin, 1996 yılında hazırladığı Tunceli Raporu'nda bugün 'ayrıştırma nedeni' olarak görülen talepleri dahi 'çözüm' yolunda etkili politikalar olarak sıralaması dikkat çekiyor.
Dönemin CHP'li
yönetici ve milletvekilleri
Algan Hacaloğlu, Ercan Karakaş, Orhan
Veli Yıldırım ve Mustafa Yıldız imzası taşıyan Tunceli Raporu'nda il özelindeki sorunlardan yola çıkılarak Kürt meselesi konusunda o günün konjonktüründe çok ileri taleplerde bulunuluyor. Demokratikleşme adımları atılmadan
teröre karşı mücadelede başarı şansının olmadığına yer verilen raporda, öncelikle Kürt kimliğinin tanınması gerektiği belirtiliyor.
Rapordaki çözüme yönelik öneriler, bugün CHP'nin de dahil olduğu birçok çevre tarafından 'ayrıştırma nedeni' olarak görülüyor. CHP'nin mevcut söylemine göre, seçmeli dersler dahil eğitim kurumlarında Kürtçe öğretilmesi sakıncalı. Bunun yerine Kürtçenin özel kurslarda öğretilebileceği belirtiliyor. Genel affa da karşı çıkan anamuhalefet partisi, bu konunun terör tehdidinin tamamen ortadan kalkması sonrasında gündeme gelebileceği görüşünde.
CHP'nin 13 yıl önce hazırladığı raporda, bugün DTP tarafından dillendirilen yerel yönetim reformları da var. Raporda bu istekler şu şekilde yer alıyor: "Yerel yönetimlerin çoğulcu, katılımcı ve şeffaf yapıda güçlendirilmesi; genişletilmiş
yetki ve sorumluluklara kavuşturularak merkezi vesayetten kurtarılması; böylece, çoğulcu yerinden yönetim yapılanmasına geçilmesi gereklidir. Ülke coğrafyamızın tümünde hızla yaşama geçirmek zorunda olduğumuz çoğulcu yerinden yönetim
reformu, Kürt sorununun aşılmasında da önemli köşe taşlarındandır. Çözüm, ayrışım veya federatif yapılanma değil, sosyal hukuk devleti çatısı altında, çağdaş değerler ve yurttaşlık bilinci içinde bütünleşmedir. Bu anlayışla, ilçeler bazında çok odaklı çoğulcu yerel demokrasiyi hızla uygulamaya geçirmektir."
Demokratik açılım CHP'nin özellikle Doğu ve Güney
doğu'daki teşkilatları tarafından da yakından izleniyor. Bölgenin ileri gelenleriyle sık sık bir araya geldiğini ve sürece yönelik görüşleri
Baykal'a ilettiğini belirten CHP Parti Meclisi (PM) üyesi ve eski
Mardin Milletvekili Mahmut Duyan, "Artık bölgenin yaşadığı sorunları aşmalıyız. Genel Başkan'ımızın Ahmet Türk'e randevu vermesi ve bir araya gelmesi gerekir." diyor.
BAŞBAKAN'A KAPIYI ARALADI
Bu arada
Deniz Baykal, partisinin
Merkez Yönetim Kurulu (MYK)'nda yaptığı konuşmada, somut bir projeyle gelmesi durumunda
Başbakan Tayyip Erdoğan'la görüşebileceğini söyledi. Baykal, 'açılım' kapsamında planlanan çalışmaların hâlâ hayata geçirilemediğini öne sürerek hükümeti suçladı. "Bugüne kadar üniversitelerde Kürt enstitülerinin açılmamış olması büyük ayıptır." dedi. Ortaöğretim kurumlarında seçmeli Kürtçe dersi verilmesi yönündeki taleplere ise karşı çıktı. Baykal, böyle bir çalışmanın ayrışmalara neden olacağını ileri sürdü.
Toplantıdan sonra bir açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı
Onur Öymen ise parti olarak Kürt meselesiyle ilgili özel bir çalışma yapmadıklarını ileri sürdü.
İşte CHP'nin 1996 yılı çözüm önerileri:
Doğrudan teröre karışmamış tüm tutuklu ve hükümlüler için kısmi genel af çıkarılsın.
Dil, kültür, folklor ve kimliklerini koruma, geliştirme ve açıklayabilme özgürlüğü sağlansın.
Kendi anadillerinde, yazılı basın,
radyo ve televizyon dahil her türlü medya aracılığı ile yayın yapılabilmelidir.
Özel okullarda kendi anadilleri ile eğitim yapılabilmeli, Kürt dili ve kültürü üzerinde araştırma yapacak enstitüler ve benzeri kurumlar kurulabilmelidir.