Ergenekon davasının
tutuklu sanığı Mehmet Fikri
Karadağ,
savunması sırasında hakkındaki iddiaları yapanlar için sık sık "İnşallah soyunuz kurusun! gözün kör olsun inşallah!
Allah müstehakını versin! Yazıklar olsun polise ve savcıya! " gibi ağır beddualarda bulundu.
Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında Mehmet Fikri Karadağ, önceki oturumdan yarım kesilen savunmasına devam etti. Duruşmaya tutuktu
sanıklardan
İşçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek ve partinin basın sözcüsü Hikmet Çiçek,
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nca yürütülen
Karargah evleri soruşturmasında dinlenecekleri için katılmadı. İP'lilerin avukatları da saat 13:30'da
askeri savcı tarafından yapılacak
sorgu da hazır bulunacakları için duruşmaya gelmediği öğrenildi. Tutuklu sanık
Veli Küçük ise önceki oturumda verilen ara karar gereği hastaneye sevk edildiği için duruşmaya katılmadı. Diğer tutuklu sanık Adnan Akfırat'ın ise bel fıtığı rahatsızlığı nedeniyle cezaevi revirine sevk edildiği için duruşmaya katılmadı. İşçi Parti'li sanıkların savunma yaptıkları dönemde kalabalık bir izleyici gurubu tarafından izlenen duruşmanın bugünkü oturumuna Karadağ'ın akrabalarından toplam 5 kişi geldi.
Karadağ, hakkındaki iddiaları değerlendirdiği sırada savcılar için ağır ithamlarda kullandı. Karadağ, "Bu kadar insanı buraya toplayan insanların beynini tartmak lazım. Kesin 350 gram fazladır" dedi. 15 şehidin verildiği gün arkadaşıyla yaptığı
telefon görüşmesinin dahi
iddianameye konulmasını da, "Ben yıllarca asker olarak görev yaptım. Binlerce parçalanmış şehit bedenleri gördüm. Genel cerrah gibi oldum. 10 yıldır rüyalarımdan ağlayarak uyanıyorum" sözleriyle eleştirdi.
Karadağ, gizli
tanık 17'nin kendisi hakkında anlattığı gazeteci
Fehmi Koru ile yazar Orhan Pamuk'a karşı suikast planladığına dair iddianın da asılsız olduğunu öne sürdü. Karadağ, "Gizli tanık 17'nin anlatımları hukuk tarihimizin yüz karasıdır. Seçilmiş kurulmuş hükümeti taşlamak için parlamentoya gideceğimizi de söylemiş. Bunu yapacak olanı ilk ben taşlarım. Bu nasıl bir iddiadır. soyunuz kurusun" dedi.
Bir süre önce ölen eski
Futbol Federasyonu başkanı Hasan Doğan'ın arkadaşı olduğunu anlatan Karadağ, Kuvai Milliye Derneği'nin su parasını ödeyemeyince ondan para alarak yatırdığın da anlattı. Kendisinin hükümette görevli kişilerce bayramlarda
tebrikler aldığını da belirten Karadağ, "
Adalet Bakanı Mehmet Ali
Şahin'de son 4 yıldır bana bayramlarda tebrik gönderdi.
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan da gönderdi. Şimdi Mehmet
Ali Şahin, Ergenekon'un hükümet kanadı mı?" diye sordu.
Emekli Kurmay
Albay Karadağ, derneğin borcunu ödeyemediklerine de savunmasında zaman zaman yer verdi.
Elektrik ve su borcu dışında Milli Emlak'tan kiralanan binanın kira borcunu veremediklerini anlattı. Karadağ, iddianamede Sami Hoştan'a adam göndererek para istediğimiz iddiası doğru değildir. Biz elektrik ve su borcumuzu ödeyemiyorduk. Hatta cebimizde
simit parası dahi yoktu" şeklinde konuştu.
Derneğe
muvazzaf subay gelip gittiği yolundaki iddiaların asılsız olduğunu belirten Karadağ, "Derneğimize bir tane albay abimiz geldi. Gelse gelse iki üç kişi gelmiştir. Muvazzaf biri gelse ağzını burnunu kırar bölüğüne gönderir, komutanına da atın bunu derim. Koskoca imparatorluk askerin siyasete girmesinden yıkıldı.
Asker siyasete girdi mi
halk otursun." diye konuştu. Alternatif ordu kurmak iddiasını da yalanlayan Karadağ, "Bunu söyleyen nasıl söylemiş? Bunu yazan kafayı yemiş olmalı. Bu iddianame asılsız ve mesnetsiz hazırlanmıştır dedi. 8. kolordunun kuruluşunda görev yaptığını belirten Karadağ, "İki sene 24 saat devamlı çalıştık.
Proje subayıydım. Devletin bütün imkanları, kamyonu, treni emrimde bulunmasına rağmen iki senede zor kurduk. Nasıl alternatif ordu kurabilirim" diye konuştu.
İddianamede askeri darbeye zemin hazırlamakla suçlandığını belirten Karadağ, "Askeri müdahale aklımdan geçmez. En kötü
sivil idare, en iyi askeri idareden iyidir demişler, doğrudur.
Erzurum sıkıyönetim komutanlığında görev yaparken asker adına hareket eden bir türü soytarı gördüm. Onları
emekli ettim. Halka eziyet edenleri, bir iş elli lira ise 100 liraya çıkaranları görüp emekli ettim. Böyle
usulsüzlük yapanlara 4 yıl 5 ay 10 gün ceza verilirdi. Halka kim askeriye adına zulmettiyse emekli ettim" şeklinde konuştu.
Karadağ, davanın diğer sanıkları
Sedat Peker,
Semih Tufan Gülaltay ile
şüpheli Osman Gürbüz hakkında ise "Sedat Peker'e reis diye hitap ettiğim söyleniyor. Herkes ona reis diyordu. Ben demişim ne olmuş? Gülaltay ise Türklük ile ilgili bir kitap yazmıştır. Kendisini
Türk tarihi ve kültürüne vermiş bir Türk evladıdır. Onunla temas kurmak,
terör örgütü kurmak mı oluyor?" dedi. Antalya'da temsilcilerinin
istifa etmesinden sonra flamaları Osman Gürbüz'ün aldığını Kemal Canay'ın kendisine söylemesi üzerine onay verdiğini belirten Karadağ, "Osman Gürbüz ile
Mersin'de 3-4 dakika görüştük. Mersin bölgesindeki faaliyetlerimizi yürüten Kemal Canay'ın yanına gelmişti. Orada görüştük" diye konuştu.
Savunmasının sonunda 13 aydır cezaevinde olduğunu hatırlatan Karadağ, "Benim 13 saniyem bu iftiracıların bütün sülalelerinin kıyamete kadar ömürlerinden daha değerlidir. Benim ağzımdan çıkan söz delildir" dedi.
-KOMİSYON ÜYELERİ CEZAEVİNDE-
Bu arada, Ergenekon soruşturmasının 10. dalgasında tutuklanan şüphelilerin dilekçeleri üzerine
Meclis Araştırma Komisyonundan
AK Parti Çorum milletvekili Murat
Yıldırım,
CHP milletvekili Malik Ejder
Özdemir, MHP
Milletvekili Gürcan Dağdaş, Fatih Arıkan
Kahramanmaraş milletvekili, Mithat Ekici,
Silivri cezaevinde incelemelerde bulundu.
Cezaevleri alt
komisyonu olarak cezaevlerini inceleme, her türlü işkence ve kötü muamele araştırması gibi rutin işlerini sürdürdüklerini belirten
heyet, daha önce de
Tekirdağ,
Edirne, Metris,
Bandırma ve
Diyarbakır cezaevlerini incelediklerini ifade etti. Kendilerine gelen şikayetler üzerine çalışmalar yaptıklarını belirten komisyon üyeleri, "
Cezaevi koşullarını, personelin durumunu, mahkumların durumlarını ve bize gelen şikayetler içerisinde de burada sıcak suyun 1-2 saat aktığını, devamlı sıcak su akmasını arzu ettiklerini, hastalanan mahkumların revire geç götürüldüğü, telefon konuşmalarında sıkıntıların olduğunu, kantinde malzemelerin pahalı olduğu yönünde şikayetler var. Bu şikayetleri komisyon üyelerimizle birlikte incelemeye başlayacağız. Ergenekon davasıyla ilgili gelen şikayetler yargıyla ilgili. Bizi yargı konuları ilgilendirmiyor. Gittiğimiz bütün cezaevlerinde oradaki herhangi bir koğuşa girmek suretiyle bütün personeli de dışarı çıkarıp mahkum ve komisyon üyeleri yalnız olarak görüşüyoruz. Belirlenen bir koğuş veya mahkum yok. Bunların arasında
Ergenekon sanıkları da olabilir. Burada hiçbir sıkıntı yok. Herkesle görüşme durumumuz olabilir. Böyle bir ayrım söz konusu değil. İnceleme sonrasında bir
rapor hazırlayacağız. Üst komisyona sunacağız" diye konuştular.
(CİHAN)