Bekir bey, Bekir bey, siz hala ne diyorsunuz ?

Coşkun'nun dünkü köşesinde, şehit cenazelerinin ardından oluşan protesto gösterilerinde türbanlıların olmadığı iddasında bulunması Vatan gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu'nu çileden çıkardı.

Bekir bey, Bekir bey, siz hala ne diyorsunuz ?

Bekir Coşkun’u severim; hayvanları bütün içtenliğiyle sevdiği, onlara merhamet duyduğu için... Bekir Coşkun’a şaşarım; hemen her satırının arkasında aynı merhameti insanlara duymadığına dair izlere rastladığım için... Bekir Coşkun’a saygı duyarım; görüşlerini evirip çevirmeden, kıvırmadan dile getirdiği, herkese hoş görünme çabasıyla düşüncelerini eğip bükmediği, saklamadığı için... Bekir Coşkun’un yazarlığına yakınlık duymam; genellikle ucuz klişelere yaslanan bir yazı dili kullandığı ve aslında açıkça hor gördüğü kitlelerin hassas duygularını kaşımayı köşe yazarının misyonu sandığı için... Sonuçta... Her zaman bildiği-inandığı gibi yazan, bundan sonra da bildiği-inandığı gibi yazmasını dilediğim, bunun için mücadele edeceğim meslektaşlarımdan biri Bekir Coşkun. *** Görüşlerine hiç katılmadığım o kadar çok yazısı olmuştur ki Coşkun’un saymakla bitmez... Fakat dün... Dün ilk kez bir Bekir Coşkun yazısı okurken utandım. İnsan olarak, bu vatanın bir çocuğu olarak ve meslektaşı olarak utandım. Daha yazısının başlığında “Meydanlarda niye türbanlı yok?” diye soruyordu Coşkun. Terörü protesto mitinglerinde, şehitlerimizin acısıyla sokaklara dökülen kalabalıklar içinde türbanlılara neden rastlanmadığını soruyordu. Bir okurunun notuymuş bu. Sonra “ben de baktım, yoklar...” diye yazmıştı. Yetmemiş, araya hızlı bir AKP analizi(!) de sıkıştırıp yazısının sonunu da şöyle bağlamıştı: “Terörün bu hale gelmesinin sorumlusudur bunlar. Bu nedenle meydanlardaki kalabalıklardan rahatsızlar. İşlerine gelmiyordur. Çığlık çığlık dolan meydanlar, onlara iktidarlarının beceriksizliğini ve bir milletin gururunu hatırlatıyordur. Bu yüzden... Meydanlarda yoklar...” *** Utandım... Şu kalem kağıt dediğimiz şeyin bu kadar hoyrat, bu kadar kırıcı, bu kadar bölücü ve “uydur uydur ebegümeci” olabilme gücünden utandım. Bekir Coşkun gibi yıllanmış bir köşe yazarının şehit annelerini bile göremeyecek kadar bakar kör olabilmesinden... Terör bu ülkeyi yüzde 47- yüzde 53 diye ayırmadan vururken teröre karşı çıkan bir yazarın kafasının hâlâ oraya takılmış olmasında artık hiçbir içtenlik bulunamayacağı gerçeğiyle böyle yüzleşmekten utandım. Hani oturduğum yerde kendi kendime duvara doğru bağıracaktım: “Bekir bey, Bekir bey, göbeğini kaşıyan kıllı adamlar diye aylardır yazılarınızda hor gördüğünüz insanların çocukları ölüyor, siz hâlâ ne diyorsunuz? Siyasal görüşlerinizi nasıl savunursanız savunun ama hiç değilse bu hassasiyetleri kaşımayın, teröre tepki ortaklığına nifak sokmayın, bu kadar ucuz siyaset yapmayın!” *** İnternetteki medya haberleri sitelerinden Süperpoligon dün öğle saatlerinde ilginç bir çalışma yaptı. (Meraklısının dikkatine; Süperpoligon “türbanlılar”ın sitelerinden değildir!) Anadolu Ajansı’nın çeşitli şehirlerde yapılmış son terörü kınama mitinglerinde çekilmiş fotoğrafların arşivine giren Süperpoligon editörleri benzeri yüzlerce fotoğraf arasından on birini seçip “Bekir Coşkun’un mitinglerde göremediği türbanlılar” başlığıyla sitelerinde yayınladı. Fotoğraflarda oğullarının fotoğraflarını taşıyan, alınlarına “şehitler ölmez-vatan bölünmez” yazılı bantlar takmış şehit anneleri ve aileleri vardı. Türbanlıydılar, baş örtülüydüler... Türkiye’yi kendi yaşadığı mahallelerden ve kafasındaki “fotoğraf”tan ibaret sanan Bekir Coşkun görmüş müdür o fotoğrafları? İçi cız etmiş midir, keşke yazmasaydım öyle, demiş midir acaba? Sanmam. O fotoğraflara baktıysa bile kendisini haklı çıkartacak gerekçeleri bulmuştur çoktan. Önümüzdeki günlerde de yazıya döker. En fenası da bu işte! HAŞMET BABAOĞLU/VATAN
<< Önceki Haber Bekir bey, Bekir bey, siz hala ne diyorsunuz ? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER