ABD Büyükelçisi Ross Wilson'un Baykal'ı bugünkü ziyaretinde, içeride ne konuşuldu? şeklindeki soruya Baykal şu şekilde cevap verdi: "Bu ziyaret Wilson'un düşüncelerini alma isteğimizden gerçekleşti, bu tür ziyaretler normaldir, onların da bu görevidir. Gündem çok yoğun kritik bir döneme giriyoruz, Türkiye daha önce gerçekleşmeyen bir şeyi yaşıyor, Parlamento 4. yılını doldurdu. Bu tabi ki gayr-ı tabii bir durum. İlk kez 5. yılını yaşıyor Türkiye ve bu yıl çok önemli bir yıl, Cumhurbaşkanlığı seçimi var çünkü. Bu yüzden kendisi ne olup bitiyor onları öğrenmek istiyor, içeride çok kapsamlı bir görüşme oldu, iç ve dış konular konuşuldu. ABD'nin Irak'taki askeri varlığı konusunu da konuştuk, bölge, istikrar ve Irak için neler yapabiliriz onları konuştuk. Bir süre bir önerimiz olmuştu, Türkiye Irak'ın geleceği ile ilgili bir insiyatif kullanmalı, konferans düzenlenmeli ardından da durumu ele almalı ve bir zemin hazırlanmalı bunun için. ABD bu konuyu komşu ülkelerle istişare etmeli, aynı zeminde biraraya gelebilmeli Suriye ve İran'la. ABD de bunu kabul ediyor ve artık bir arayışa girdiği açık. Bir Irak projesi ortaya konulmalı ve ABD ne zaman, nasıl asker çekip Irak'ı kendi güçleriyle bırakacağı tarih belirlenmeli, ardından Irak'a müslüman askerler tarafından oluşturulan bir güç gelmeli, ancak bu güç komşu ülkelerden seçilmemeli çünkü çevre ülkelerin değişik çıkarları var burada. ABD'de çok yeni bir Irak raporu açıklandı, bu raporda da buna dikkat çekiliyor. ABD'nin Irak'ta büyük para, can ve itibar kaybı oldu, Irak'ta 650 bin kişi öldü. Biz bunlara bakınca iyi ki tezkere geçmemiş diyorum, bu Türkiye için büyük felaket olurdu, ateş bize de sıçrardı" AVRUPA BİRLİĞİ CHP'nin AB'den başka bir alternatifi var mı sorusuna Baykal, elbette var cevabını vererek, "CHP, Avrupa Birliğinden önce varolan bir partiyiz, biz milli mücadeleyi yapmış bir partiyiz" dedi. "Bugünkü vizyondan bakınca Avrupa Birliğinin devamı konusunda kuşkularım olduğunu belirteyim çünkü 26 tane baş var Avrupa'da diyen Baykal, 70 milyonluk Türkiye'nin kaderini Avrupa'ya endeksleyebilir miyiz?" diye sordu. Baykal, "Bize yapamayacağımız şartları süren bir AB'ye biz parti olarak hayır deriz, bağımlılığınızı belirtirseniz AB'ye sizi içine almaz ancak taviz kopartır durur, üye olan hiçbir devletten istemediğiniz şeyleri bizden istiyorsunuz, samimi değilsiniz diyebiliriz" diye konuştu. Bizi kültürümüz, inanışımız sebebiyle Avrupa'da istemeyen büyük bir çoğunluk var diyen Baykal bazı tavizlerin Türkiye'ye dayatılmak istendiğini de belirtti. Baykal şöyle devam etti: Bu gelinen noktada bütün vatandaşların Türkiye'ye büyük haksızlık yapıldığı noktasında hissiyatı aynıdır, Türkiye'ye haksızlık yapıldı. Türkiye elinden geleni yaptı, 8 reform paketi yaptı, birçok özgürlüğünden taviz verdi fakat bu takdir görmedi, Dost bildiğimiz Fransa ve Almanya'nın Türkiye'ye karşı cephe oluşturması bizi rencide ediyor. Merkel İstanbul'a yeni geldi, hüsn-ü kabul gördü, sıcak mesajlar verdi burada ahde vefaya dikkat çekti, Alman hükümeti adına söz verdi üyelik için. Ancak gelinen noktada görüyoruz ki üyelik değil özel statü istiyor. Bugün Avrupa Birliği'nin istediklerini Türkiye, Başbakan Erdoğan eliyle taahhüt etti, Rumlara limanların açılması (17 Aralık zirvesi) konusunda ek protokolün yürürlüğe konacağı imzasını attı. Onlar bize imza attırdı, Kıbrıs konusunda sadece sözler verildi ve biz aldatıldık. Dış politika budur, karşındakini kandırmaktır" EKONOMİ Enflasyonun tek haneye inmesinden ve düşmesinden memnun musunuz? sorusuna Baykal, "yapılan politikalar neticesinde 2002 öncesi başlayan iniş trendi 2006'da bu seviyede durdu, ancak ekonomi yeni sorunlar üretiyor, ilki dış ticaret açığı ve cari açıktır, ihracattaki patlamalara rağmen oluyor bu. Dış ticaret açığını tolere edecek mali gelirler yoktur. GSMH'nin yüzde 5'ini aşan açık alarm durumudur ve şu an yüzde 8'dir. Bu bir faydır ve kırılacak ileride. AK Parti iktidara geldiğinde 1.5 milyar dolardı açık, şu an 35 milyar dolar, nereden nereye? Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz geçenlerde dövizle borçlanmayın diye uyardı, bu müthiş bir uyarıdır. Çünkü olacakları görüyor ve uyarıyor. Enflasyona gelince ilk defa enflasyon bu sene geçen seneki artışa oranla artış gösterdi, 2002'den bu yana" cevabını verdi. CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ CHP, Çankaya'ya neden bu kadar önem veriyor? sorusu sorulan Baykal, "Cumhurbaşkanlığı dengeyi sağlama ya da bozma noktasında çok önemli bir mevkidir, böyle bir noktada Anayasa Mahkemesini Cumhurbaşkanı şekillendirir, bu mahkeme Türkiye'nin sübabıdır. Düşünün rejim karşıtı birisi Cumhurbaşkanı olsa anayasa ne hale gelir? Anayasa mahkemesi ile Cumhurbaşkanı çatışırsa, anayasaya karşı arayışların merkezi haline haline gelirse Cumhurbaşkanlığı ne hale geliriz. Biz, siyasetüstü, uzlaştırıcı ve Türkiye'yi ve Türk halkını temsil edecek birinin oraya gelmesini istiyor. Başbakan Erdoğan benim kanaatimce Cumhurbaşkanı olmak istiyor ancak bunun sorun oluşturacağını düşünüyorum, birçok kanaat önderi ve işadamı bu makam için Erdoğan'ı önermiyor, sıkıntı oluşturur diyor. AK Partiye oy verenler de buna dahil, Tayyip Bey'in bu arayışı doğru değildir kanaatimce. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmak istemesine saygı duyarım bu demokratik hakkıdır ancak bunun doğru olmadığını söylüyorum. Yapılacak şey basittir, önce genel seçim yapılsın, çıkıp halkın karşısına Erdoğan, Cumhurbaşkanı olmak istiyorum desin ve seçim bu platformda yapılsın, yeni oluşacak parlamento da onu seçsin. Aynı koşullar benim için geçerli olsa Cumhurbaşkanlığına talip olmazdım"