Balyoz belgeleri yer darlığı sebebiyle mi yoksa çember daraldığı için mi
Donanma'daki zulaya kaldırıldı? Bu çok önemli soruyu akıllara getiren önemli bilgi ortaya çıktı.
Belgeler
Gölcük Donanma Komutanlığı
İstihbarat Şube Müdürlüğü'deki zuladan böyle çıkmıştı.
Askeri bilirkişinin, o 9 çuval belgeyle ilgili raporunda çok önemli bir nokta var. Bilirkişi raporunda ele geçirilen harddisklerin, 28 Temmuz 2009'dan sonra döşeme altındaki zulaya konduğu ifade ediliyor. Peki neden Temmuz 2009? Neden öncesi ya da sonrası değil?
İddiaya göre bu soruların cevabı,
Ergenekon'un en önemli davalarından biri olan "Amirallere
Suikast" soruşturmasında. Amirallere suikast iddiasıyla, Balyoz belgelerinin ele geçtiği Askeri Casusluk Soruşturması arasında derin bağlantılar olduğu öne sürülüyor. Teğmenler
Sinan Efe Noyan ve Faruk Akın'da ele geçen notta açıkça halef ve selef
Deniz Kuvvetleri Komutanları
Metin Ataç ile Eşref Uğur Yiğit'e suikast yapılacağı yazıyordu. Belgede aynı anda hem Balyoz hem de Ergenekon sanıklarının adı geçiyordu. Fizibiliteyi yapacak denen Tayfun Duman Balyoz'un 121 nolu sanığı. Detay ve tarih konusunda talimat beklenen Levent
Bektaş ise Ergenekon kapsamında
Poyrazköy Davası'nda
tutuklu olarak yargılanıyor.
Ve en önemli nokta. Askeri bilirkişi raporundaki o ayrındı. Yani balyoz belgelerini barındıran harddisklerin 28 Temmuz'da yer döşemesinin altında saklandığı bilgisi.
"
Amirallere Suikast Soruşturması"nda en önemli tarihlerden biri 24 Temmuz 2009. O gün suikast iddiasıyla tutuklanan
subay sayısı 5'e çıktı. 2 subay hakkında da
arama kararı alındı. Amirallere suikast şüphelilerinin Ergenekon bağı tespit edilmesinden sadece 4 gün sonra 28 Temmuz'da Balyoz belgeleri Gölcük'te döşeminin altına saklandığı ortaya çıktı. Şimdi herkes, "böyle bir tesadüf olabilir mi?" sorusunun cevabını arıyor.