Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (
AİHM) İzmir’in
Bergama İlçesi’nde
siyanürlü yöntemle işletilen
altın madenine karşı mücadele eden 315 köylüyü haklı bularak
Türkiye Cumhuriyeti’ni tazminata mahkum etmesi köylüleri harekete geçirdi.
Madenin bulunduğu Çamköy,
Ovacık ve
Narlıca köylerinde yaşayanlar başta olmak üzere binlerce Bergamalı AİHM’e başvurmak için hazırlıklara başladı. Bergama eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın’a AİHM'e başvuru sayısının on binleri bulacağını tahmin ediyorum” dedi.
Siyanür liçi yöntemiyle çalışan altın madeninin bulunduğu Çamköy’de yaşayanlar
mahkeme kararından memnun olduklarını, ancak dertlerinin para kazanmak değil, madenin kapanması olduğunu belirtti. Çamköy’de yaşayan ve AİHM’den tazminat kazanan ilk 10 kişiden biri olan Tahsin Sezer, “AİHM bizi haklı bulup tazminata hükmedince 1500’e y
akın kişi daha
dava açtı. Bu
mahkeme kararı da bizi sevindirdi ancak zaten bütün mahkemeler bizi haklı buluyor. AİHM’de bizi haklı buldu ki tazminat verdi. Biz bir an önce sağlıklı bir ortamda yaşamak istiyoruz. Devletin, Anayasa’nın bize verdiği bu hakkı koruyacağını sanıp güvenmiştik ancak o da olmayınca Avrupa’ya gittik. Biz çok şey istemiyoruz sadece madenin kapatılmasını istiyoruz” dedi.
Açtıkları bütün davaları kazandıklarını söyleyen Yusuf Kural ise buna rağmen sonucun değişmediğini, madenin çalışmaya devam ettiğini belirtti. Kural, “Bu davayı da kazanmak çok güzel ama birşeyin değişeceğini sanmıyorum. Ben mahkemeye başvurmamıştım, ancak bundan sonra ben de başvuracağım” diye konuştu.
AİHM’den tazminat almaya hak kazananlar arasında olduğunu söyleyen
Nevzat Duran ise tazminatın bir çözüm olmayacağına inandığını belirtti. Duran, “Biz
temiz bir çevrede yaşamak istiyoruz, para önemli değil, önemli olan madenin kapatılması. Burada tonlarca zehirle birlikte biz yaşıyoruz. Bu mahkeme kararının da pek bir şey değiştireceğine inanmıyorum. Şimdiye kadar gelen bütün hükümetler yargı kararlarını uygulamamak için kılıf buldular. Bu hükümetten de yargı kararlarını uygulamasını bekliyorum ama uygulamayacağını da biliyorum. Biz zaten yargı kararları uygulanmadı diye Avrupa’ya gittik sonucu merakla bekliyoruz” dedi.
Bergama’da taksicilik yaparak geçimini sağlayan Tepeköylü İrfan Keskin ise devleti tazminat ödemeye mahkum etmenin kendilerini mutlu etmediğini, ancak başka bir çarelerinin de olmadığını ifade etti. Keskin, “Biz yıllarca mücadele ettik, ancak kimseye derdimizi anlatamadık. Son olarak AİHM’e gittik. Amacımız para kazanmak, ülkemizi diğer ülkelerin önünde
küçük düşürmek değil.
Gönül isterdi ki
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Avrupa ülkelerinin baskısıyla değil, kendi hür iradesiyle kendi yargı kararlarına uysun. Yoksa bu maden işi hükümete astarı yüzünden pahalıya gelecek” diye konuştu.
Siyanürlü altına karşı verilen mücadelenin önderlerinden olan ‘Asteriks’ lakaplı
Oktay Konyar ise AİHM kararının çok uluslu şirketlerle
işbirliği yaparak çevreyi kirleten hükümetlere
ders olmasını dilediğini belirtti. Konyar, “Bergama köylüsü istemediği bir maden için iradesini ortaya koydu, muhalefet yaptı.
Şiddet kullanmadan
sivil itaatsizlik yaptı ve yargı kararları elde etti. Ancak bu kararlar uygulanmadı. Bunun sonucunda da AİHM’ye gitti ve orada da kazandı. Bundan sonra sadece köylüler değil, tüm Bergama halkı hatta yöre halkı madenin kapatılması için hükümete dava açacak” dedi.
VEKALET VERMEYE BAŞLIYORLAR
Kararın yörede duyulmasının ardından çok sayıda vatandaş mahkemeye başvurmak için Bergamalı köylülerin
avukatı Senih
Özay'a başvurdu, mücadelelerini destekleyen Bergama eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın’a danışmaya başladı. Çok sayıda köylünün kendisine danıştığını söyleyen Sefa Taşkın, “Sokakta çarşıda karşılaştığım, büroma gelen vatandaşlar ne yapmaları gerektiğini soruyor. Sayılarının on binleri bulacağını tahmin ediyorum” dedi.
Bergama’daki olayları ve AİHM sürecini özetleyen Taşkın, Dünya
Sağlık Örgütü’nün, risk altındaki sanayi tesisleriyle ilgili kararı uyarınca sadece Bergama halkının değil, tüm yöre halkının dava açmaya hakkı olduğunu belirtti. Taşkın, “Risk altındaki tesislerin 30 kilometre çapında bulunan yerleşim yerlerini de tehdit ettiği kararına varılmış. Hal böyle olunca sadece Bergama değil, Dikili, Kınık, Altınova gibi yerleşim yerlerinde yaşayan vatandaşlar da risk altında olduklarını söyleyerek tazminat isteyebilirler. Böylece sayı sadece on binleri değil, yüz binleri bile bulabilir” diyerek bir an önce madenin kapatılmasını beklediklerini dile getirdi.
Bergamalı köylülerin avukatı Senih Özay ise köylülerin vekalet vermelerini kolaylaştıracak bir formül bulmaya çalıştıklarını söyleyerek, “Yörede yaşayan avukat arkadaşlarla işbirliği yaparak vekaletnameleri alıp dosyaları hazırlayacağız. Önümüzdeki günlerde köylüler Bergama’daki noterlere akın edecek” diye konuştu.
HÜRRİYET