1972 yılında kurulan ve yılda iki kez toplanan Yüksek Askeri
Şura'da bugüne kadar askerî konuların ele alındığı düşünülüyordu. Ancak gerçeğin aslında hiç de öyle olmadığı, o şuralarda farklı konuların da konuşulduğu ortaya çıktı.
Taraf Gazetesi Muhabiri Mehmet
Baransu, dün köşesinde 2006 yılı
Aralık ayı Şurası'nda bir komutanın tuttuğu el notlarının içeriğini yazdı...
İşte
Mehmet Baransu'nun dün kaleme aldığı ve belgeleriyle ortaya koyduğu 2006 yılı Aralık Şurası'nda bir komutanın tuttuğu el notlarıyla ilgili haberi...
El notlarının sahibi, dönemin
Kara Kuvvetleri Komutanlığı
İstihbarat Başkanı
Tümgeneral Bülent Dağsalı.
Şu an Silahlı Kuvvetler Akademisi Komutanı olan Dağsalı el notları tutmaya meraklı bir isim. Bir Askeri Şûra öncesi komutanlarını, orgeneralleri fişlediği geçen ay medyaya yansımış, bu durum Genelkurmay'da sıkıntı yaratmıştı.
ASKERLERİN İSTİHBARAT KAYNAĞI BİR KISIM MEDYA
Dağsalı'nın
YAŞ'ta tuttuğu el notlarından, toplantıda askerî konularından çok siyasi ve sosyal konuların konuşulduğu anlaşılıyor. Askerlerin asıl ‘istihbarat kaynağı'nın medya olduğu da dikkat çekiyor.
Medyada yer alan tüm tartışmalı haberler, özellikle hükümeti
hedef alan konular, her nedense Şûra'nın gündemine yerleşmiş.
ATİLLA YAYLA'NIN "BU ADAM" SÖZÜ HÜKÜMETE SORULMUŞ
Hatırlarsanız, Prof. Dr.
Atilla Yayla, 2006'da İzmir'de düzenlenen bir panelde Atatürk'e “bu adam” demiş ve ardındanda medyada kendisine yönelik
linç kampanyası başlatılmıştı. Medyadaki bu haberi not eden askerler, konuyu YAŞ'ta da hükümetin önüne koymuş. Bu ifadelerin “bir profesörden beklenmeyeceği “ hükümete iletilmiş. El yazılarında “gereğinin yapılması” notu olmasa da bu ifadesinden dolayı hakkında
dava açılan Yayla,
hapis cezasına çarptırılmıştı.
VATANDAŞ KENDİNİ NEDEN ÖNCE TÜRK DEĞİL DE MÜSLÜMAN GÖRÜYOR?
TESEV'in 21
Kasım 2006 tarihinde yaptığı ve kamuoyuyla paylaştığı araştırma sonucu da Şura'da uzun soluklu tartışmalara neden olmuş.
Araştırmaya göre vatandaşların kendisini öncelikli olarak “Türk” değil “
Müslüman” olarak görmeleri “düşündürücü” bulunmuş: “Öncelikle kendimi Müslüman olarak görüyorum. 99'da yüzde 35,7, Bugün bu rakam yüzde 44,6. Bu
tehlikeye gidiyor. Türküm diyen 99'da 20,8 bugün yüzde 19,4 . Gidişat hangi istikamette. Bu düşündürücü olması lazım.”
Aynı araştırmadaki “dini temelinde
politika yapan parti istiyorum.” Oranındaki artış “
erozyon” olarak değerlendirilmiş: “99'da yüzde 25, bugün yüzde 41. Türk milletini erozyona uğratacak şeylerden rahatsızlık duyuyoruz.” Bu araştırma yüzünden YAŞ notlarında TESEV içinde hüküm verilmiş: “TESEV'in bilimsel tarafı yok”
Toplantı notlarında Kasım 2006'da yapılan 17.
Milli Eğitim Şurası sonrası alınan kararlarda masaya yatırılmış . Taşımalı eğitim ve
İmam-Hatip liselerinin önündeki
katsayı probleminin kaldırılması girişimleri de tehlike olarak kayıtlara girmiş. Aynı dönemde
Milli Eğitim Bakanlığı logosunda yapılan değişiklik ve medyada konunun çarpıtılarak “TC logodan kalkıyor” haberleri de görüşme konusu olmuş. Bundan duyulan rahatsızlık
Başbakan Tayyip Erdoğan'a iletilmiş. Erdoğan'ın askerlere cevabını da el yazılarında görmek mümkün: “Buna art niyetli olarak düşünmek yanlış.”
Şura'da bir belediyenin evli çiftlere yönelik dağıttığı, dini içerikli bilgiler içeren kitap da “Belediyelerin böyle kitap dağıtma yetkisi yok
Kitap içeriği çağdışı. Hurafelerle dolu “ olarak değerlendirmeye konu olmuş. Yargının konuyla ilgilenmemesi de eleştirilmiş.
Şura'da yalnızca bu konular değil, yine aynı yıl
Üsküdar Belediyesi'nin yeşil alan ve parklarda
alkol alanlara
para cezası vereceğini açıklaması da sorun olarak ele alınmış: “Provokatif olaylar. Üsküdar'daki olay malum gazetenin olayıdır. Buralar yol geçen hanı değil. Bunlar bizi üzüyor.”
Dağsalı'nın tuttuğu notlarda askeri olmayan yüzlerce konun YAŞ' konuşulduğu görülüyor. Tarikatlar, irtica, kadrolaşma, bölücülük, Kur'an kursları teklifinin Danıştay'dan dönmesi,
KPDS ile memur alımı, üst ve alt kimlik bunlardan sadece birkaçı.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanı Tümgeneral Bülent Dağsalı'nın tuttuğu diğer notlar;