CHP darbeye ortam hazırladı öğrenci olayları organize işti.
CHP'nin darbeye nasıl ortam oluşturduğuna ilişkin çarpıcı ayrıntıların yer aldığı notlarda, 1960 darbesinin gizli saklı olmadığı, Genelkurmay'da planlandığı aktarılıyor.
Öğrenci hareketlerinin ise 'organize iş' olduğu belirtiliyor. Alatlı, darbeyi yapan kadroya 3
Mayıs 1960'ta katılmıştı.
Ertuğrul Alatlı, kendi deyimi ile
27 Mayıs'ı 'cereyan ettiği anda ve zamanda yaşamış, bunların kimisinin içinde bizzat bulunmuş, kimisine de yön verenlerden' olmuştu.
Alatlı, vefatından 10 yıl önce yazmaya başladığı anılarında, 'masum öğrenci hareketleri' diye nitelenen olayların ve bazı ordu mensuplarının Demokrat Parti'ye (DP) tepkilerinin 'organize işler' olduğunu belgelerle ortaya koyuyor. İşte çok konuşulacak o notlardan bazı bölümler: "27 Mayıs sürecinin iki başlangıcı var. Birincisi; İsmet Paşa'nın çok partili hayata geçileceği vurgusunu yaptığı 1
Kasım 1945 tarihli
Meclis açılış konuşması; buna 27 Mayıs'ın 'uzun süreci'nin başlangıcıdır diyebiliriz. İkincisi; 27
Ekim 1957 genel seçiminin kesin sonuçlarının resmen açıklandığı 30 Ekim 1957 günü; bu da 27 Mayıs'ın 'kısa süreci'nin başlangıcıdır."
Ertuğrul Alatlı, CHP
Gençlik Kolları kurucusu Dr. Suphi Baykam'ın Kızılay'daki ilk
öğrenci eylemi ile ilgili itiraflarına dikkat çekiyor: "İnönü'nün Kızılay'a geleceğini öğrencilere önceden bildirdim. Spontane reaksiyon havası olsun diye İnönü'ye haber vermedim; sonra nümayiş yapılacağını anlatınca 'tamam' dedi. Polislerin 'aman arka kapıdan çıkalım bir şey olmasın' teklifini kabul etmedim. Kalabalık kıvamı bulunca bankadan çıkıp Kızılay'a kadar yürüdük. Ortalık yıkılıyordu."
"27 Mayıs'tan sonra Harbiye'de tutulan bazı DP'liler
tahliye edildi. Birden haber geldi, tahliye edilen Demokratlar silahlandı. Müthiş bir mizansen tabii! Herkes, DP'yi askerî
yönetim kapattı diye bilir; ama bu doğru değildir. DP,
Cumhuriyet Halk Partisi'nin oyuyla ve
mahkeme kararıyla kapatılmıştır. (...) İsmet Paşa, 6 Haziran 1960'ta ABD'deki oğluna yazdığı mektupta, MBK için, 'Bunlar, bu adamları asacak' diyor! Anlaşılabileceği üzere, öyle bir özel mahkeme öngörüyor ki, ne yapacağı ve bunu kimlere yapacağı belli!"