Yıldırım'ın Silivri'deki mahkemede önceki gün söylediği "
Saldırı emrini
Veli Küçük,
bombaları
Muzaffer Tekin verdi" yönündeki tarihî açıklamasını sayfalarına taşımaya ihtiyaç duymadı. 10
Mayıs'ta 2006'da
Cumhuriyet'e atılan bombalarla başlayan, 17 Mayıs 2006'da
Danıştay saldırısıyla biten eylemler zinciri, "İslamcıların işi olduğu ve laik Türkiye'yi
hedef aldığı" şeklinde yansıtıldı.
Takip eden süreçte Danıştay sadırganı
Alparslan Arslan'ın medyaya verdiği malzeme her gün büyütüldü.
Hürriyet gazetesinin 20 Mayıs 2006 tarihli haberinde, "Avukat Arslan'ın
Cumhuriyet Gazetesi'ne düzenlenen ilk iki
bombalı saldırı nedeniyle İsmail Sağır'ı azarlayarak, 'Tabii
besmele çekmeden eyleme başlarsanız attığınız bomba da patlamaz' dediği öğrenildi. Bunun üzerine Arslan üçüncü eylemde bombayı bizzat kendisi attı." ifadeleri öne çekilmişti.
Milliyet gazetesinde "Cumhuriyet'e bir bomba daha" başlığı ile çıkan haberde ise, "Gazeteden alınan ilk bilgilere göre, kimliği belirsiz 3 kişi, 'Allahu Ekber' diye bağırarak
ses bombası attı. Olayda ölen ya da yaralanan olmadı." deniliyordu. İki gazete Yıldırım'ın önceki gün yaptığı tarihî itirafları 'es' geçti.
Cumhuriyet'e yönelik
bombalama eylemlerinin ardından "
Polis yetkilileri, olayların Turhan Selçuk'un, AB yolundaki türbanlı
domuz karikatürüne karşı tehdit ve gözdağı vermek amacıyla yapılmış olabileceği ihtimali üzerinde duruyor." yorumunu yapan
Sabah gazetesi de
Ergenekon davasındaki flaş gelişmeyi okuyucularına duyurmaya ihtiyaç duymayan gazeteler arasında yer aldı. Olayın birinci dereceden mağduru olan Cumhuriyet gazetesi ise tarihî itirafları iç sayfada kullanmayı
tercih etti. Cumhuriyet, Mayıs 2006'daki olaylardan bir süre önce "Tehlikenin farkında mısınız?" reklamlarıyla dikkat çekmişti.
ZAMAN