Bazen bu teknolojiler başlı başına bir 'dert' haline geliyor. Bizler otomobili teknolojileri için mi alıyoruz, yoksa otomobil ihtiyacımızı karşılaması için mi? İşte bu nokta otomobil üreticilerini de düşünmeye sevk etmesi gereken kritik bir durum.
Şöyle düşünün; otomobilinizi yeni aldınız ve içine oturup incelemek istiyorsunuz, anahtarı da yerine yerleştirdiniz. Sakin sakin sağına soluna bakmak istiyorsunuz ama ne mümkün? 'Dıt dıt' sesleri, 'bip bip' uyarıları kafanızı bozuyor. Ne olduğunu anlamak da kolay değil.
Anahtar yuvasında kaldığı için, kapı ya da farlar açık olduğu için,
emniyet kemeri takılmadığı için,
müzik sistemi takılı kaldığı için vesaire vesaire... Sesli uyarılar çıkış hedefi masum ama kullanırken çıldırtan teknolojilerden sadece biri.
Peki şehirlererarası bir yoldasınız, lastiğiniz,
araç yoldaki çukura hızlı girdiği için yarıldı. Takla atmadığınıza şükredip sağa çekildiniz ve bagajdan stepneyi çıkarmak istiyorsunuz. O da ne, stepne yok! Aracınız biraz 'iyice' bir şey ya,
lastik değiştirmezsiniz diye stepne yerine lastik
tamir takımı koymuşlar. Ama lastik patlak değil, yarılmış yani köpükle kapanacak gibi değil. Ne yaparsınız şimdi?
Yaz günü
ailecek aracınızla
tatil yoluna döküldünüz.
Güneş tam tepenizde yol alıyorsunuz; ama kokpitin üzerine yansıyan güneş, güneş gözlüğünüze rağmen sizi iyice yoldan koparmaya çalışıyor. Araç içindekilere bu durumu anlatmanız da zor. Nedeni mi? Tabii ki daha güzel görünsün diye yapılan açık
renk kokpitler. Kokpit ön camda yansıdığı için görüşünüzü fena halde bozuyor. Şöyle eski otomobilinizdeki gibi renkli peluştan bir 'göğüslük' örtüsü atsanız gülerler mi acaba!?
Otomobiliniz dışarıdan çok iyi görünüyor; 'coupe gibi aile otomobili' diyorlar ama bir de geri geri park ederken sağa sola çarpmasanız daha iyi olacak. Ama ne yapalım, arka camı iyice küçülen sportif görünen otomobiller moda şimdi. Artık park kısmını fazla düşünmeyin. Kaskonuzu eksik etmeyin, bir de sık sık kaportacıya uğrayın, değmez mi? Şaka bir yana tasarımı güzel olduğu için arka kısmı iyice küçültülen otomobiller park esnasında ciddi sorunlar çıkarıyor.
Son dönemde
elektronik otomatik şanzımanlar yaygınlaşıyor. Özellikle
küçük sınıf otomobillerde kullanılan Easytronic, dualogic gibi şanzımanlar bir yandan sürücüye büyük kolaylık gibi görünüyor ama ne zaman tepki vereceği belli olmadığı için çoğu zaman sizi yolda tedirginleştiriyor. Özellikle park yerinden yola çıkarken ya da yan bir yoldan ana yola katılırken bu tür şanzımana sahip bir otomobille daha dikkatli olmanız gerekiyor. Öncelikle kadınlar için düşünülen bu şanzımanlar onları da kızdırıyor, bilesiniz. Nerede yokuşta geri kaydırmayan o eski otomatik şanzımanlı otomobiller!
Cep telefonu dikkati dağıttığı için araç içinde
yasak. Peki karmakarışık orta konsolu bulunan otomobillerde
radyo kanalı aramak neden serbest? Çünkü bazı otomobillerin orta konsolu o kadar karışık ki, radyo kanalı aramayı bırakın bir düğmeye ulaşmaya çalışmak bile ilginizin yoldan ayrılması için yeterli.
Elinizde
alışveriş çantaları, marketten pazardan gelmişsiniz, bunları yere koymadan araca koymak gibi bir derdiniz var ama nafile; bagajın düğmesi içeride. Neden mi? Çünkü üreticiniz bunun güvenlik açısından daha iyi olduğunu düşünüyor, hem daha şık durmuyor mu? Bu arada sizin eliniz ağrıdı, çantaları yere
koyun gitsin... Memduh Taşlıcalı - Zaman