Üzerinde en fazla durulan konu,
Türkiye’de konuşlandırılacak unsurun
füze değil,
radar olduğunun halka doğru anlatılması. Almanya’da füzesavarlar için düğmeye basacak merkezde bir Türk
general de görev alacak.
ABD,
sistemin yıl sonunda yerleştirileceğini açıkladı.GEÇEN yılki
Lizbon Zirvesi’nde kabul edilen NATO’nun yeni stratejik konsepti çerçevesinde kurulacak füze
savunma sisteminde Türkiye’nin rolüne ilişkin müzakerelerde varılan uzlaşma, önceki gece gelen
sürpriz bir şekilde kamuoyuna açıklandı.
Açıklama,
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun
Libya toplantısı için gittiği Paris’te Amerikalı meslektaşı
Hillary Clinton ile yaptığı ikili görüşmenin ardından geldi.
Aylardır süren
teknik müzakerelerin sonuca bağlandığına ilişkin duyurunun Mavi
Marmara baskınını soruşturan
Palmer Raporu’nun basına sızdığı saatlere denk getirilmesi dikkat çekti. Dışişleri
yetkilileri ise zamanlamanın tamamen tesadüf olduğunu savundu.
Halka doğruyu anlatalım
Türkiye’ye yerleştirilecek ABD yapımı radar konusunda varılan
anlaşma çerçevesinde radarın yerleştirileceği yere de karar verildi. Ancak hükümet şu an için radarın yerini kamuoyuna açıklamak niyetinde değil.
Hükümetin en çok üzerinde durduğu konu ise Türkiye’de konuşlandırılacak unsurun füze değil radar olduğunun halka doğru anlatılması. Hükümetin kamuoyuna vermek istediği
mesaj:
“Kendi güvenlik çıkarlarımız için sistemin bir parçası olmaya karar verdik. Ancak hiçbir saldırı unsurunun Türkiye’ye yerleştirilmesine izin vermedik.”
Komutada Türk general
Lizbon Zirvesi’nden beri füze savunma sisteminin karar mekanizmasında yer alma konusunda bastıran
Ankara, radar anlaşmasını nihayete ulaştıran müzakerelerde istediğini aldı.
Üst düzey bir Dışişleri yetkilisi, NATO üyesi ülkelerden birine karşı yönelecek nükleer ya da balistik füzelere karşı ateşlenecek füzesavarlar için düğmeye basacak merkezde bir Türk generalin de görev yapacağını söyledi.
Almanya’daki komuta merkezine atanacak generalin ismi henüz belli değil. Hükümet tarafından belirlenecek bu ismin teknik boyut konusunda üst düzey bilgiye sahip bir profilde olacağı ve Türkiye adına tam yetki taşıyacağı belirtiliyor. Türkiye böylece Almanya’da füze komuta merkezinde temsil edilecek az sayıda NATO ülkesinden biri oldu.
İşletmede Türk görevli
Soğuk savaştan beri bölgesindeki nükleer
rekabet nedeniyle dezavantajlı bir konumda kalan Türkiye için yeni stratejik konseptin büyük kazanım olduğu belirtiliyor.
Radarın caydırıcılık unsuru açısından önemine dikkat çeken kaynaklar, sistem sayesinde herhangi bir noktadan fırlatılan füzelerin Türkiye üzerine ulaşmadan bertaraf edilmesi açısından avantaj taşıdığı görüşünde.
Teknik analizlerde
Bulgaristan ya da
Romanya seçeneğinin üzerinde de durulduğu ancak tehditlerin minimize edilmesi için radarın Türkiye’ye yerleştirilmesinin en makul seçenek olduğunun ortaya çıktığı öğrenildi. Almanya’daki komuta merkezinin yanı sıra radar işletim tesislerinde görev yapacak NATO personeli arasında Türklerin de bulunması konusu da garanti altına alındı.
Yıl sonunda yerleştirilecek
ABD Savunma Bakanlığı’na göre sistem en geç yıl sonunda yerleştirilmiş olacak. Bakanlık sözcüsü
Albay David Lapan, sistemin Akdeniz’de konuşlanacak balistik savunma gemileri AEGIS ile devreye gireceğini söyledi.
Lagan sistemin İran’ı
hedef alıp almadığı yönündeki soruya “İran’ın nükleer füzelerinin endişe kaynağı olduğu bir sır değil” yanıtını verdi.
Rusya Dışışleri Bakanlığı da Batı’dan yeni güvenlik güvencesi istedi. Açıklamada, “Füze kalkanı sisteminin Rusya’nın stratejik nükleer kuvvetlerini hedeflemediğine dair açık ve yasal olarak bağlayıcı garantiler verilmelidir” dendi.
Bu arada Türkiye’nin füzelere karşı kendi ulusal sistemini de kurma hazırlığının da devam ettiği belirtiliyor.
Ulusal sistem için öngörülen yatırım yaklaşık 8 milyar dolar.