Geçmişi Roma İmparatorluğu'na kadar uzanan para koleksiyonculuğu, günümüzdeki tutkunları tarafından tarihteki yolculuğuna devam ediyor. Kimi tutkunlar kirada oturmalarına karşılık bu koleksiyonları elde edebilme uğruna binlerce TL'yi gözden çıkarabiliyor. Kahramanmaraş'ta antika para tutkunu Cahit Altıgöz, kırk haramilerin hazinesini andıran yaklaşık bir ton ağırlığında madeni paraya sahip olmasına rağmen, 20 yıldır kirada oturuyor.

Eski adıyla ‘Nümizmatik’ olarak bilinen para koleksiyonculuğuna 1983 yılında hobi olarak başlayan Cahit Altıgöz, koleksiyonunda Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde basılan hemen hemen tüm paralardan örnekler bulunduruyor. Altıgöz, banknot, madeni para ve hatıra paralarından oluşan 32 bin parçalık koleksiyonu için bugüne kadar 150 bin TL harcama yapmış.

Para koleksiyonunun yanı sıra antikacılık da yapan Altıgöz, paranın geçmişe olan yolculuğuna babasının hediye ettiği delikli kuruşla adım atmış. Aradan geçen 30 yılda tarihi değer taşıyan 2 bin adet kağıt banknot ve yaklaşık 1 ton ağırlığında 30 bin adet madeni para toplamayı başaran koleksiyon tutkunu, yerli ve yabancı birçok para birimine binlerce TL bağlamasına karşılık, Kahramanmaraş'ın Binevler Mahallesi'nde kiraladığı bir evde oturuyor.

Bir evin her zaman alınabileceğini belirten Altıgöz, koleksiyonu oluşturan paraların nadiren bulunduğunu dile getiriyor. "Kendime ait bir evim yok." diyen Altıgöz, "Evi her zaman alabilirim. Ama bu paralar denk geldiği zaman alınabilir. Piyasada her zaman bulabileceğiniz bir şey değil. Araba ve ev herkeste var. Ama bu koleksiyon birçok kimsede yok. Bunları toplamak için zamana ihtiyaç var" dedi.

Tarihi paraların etnografik değere göre piyasada alıcı bulduğunu aktaran Altıgöz, paraların üzerine parmak lekesi ve sigara kokusu sinmemesi için özel iklimlendirmeli ambalajlar kullanıyor. Altıgöz, çil, çil altı, çok temiz, temiz gibi sınıflandırmaya tabi tutulan banknotların 150 TL ile 2 bin 500 TL arasında değişen fiyatlarla alıcı bulabildiğini aktardı.

Geçmişte para ile ilgili söylenen sözlerin günümüzde deyim olarak kullanıldığına dikkat çeken Altıgöz, 1947 yılında piyasa sürülüp, 1965’te tedavülden kalkan delikli 1 kuruş için o dönem söylenen ‘Cebimde delikli kuruşum yok’ sözünün, paranın tedavülden kalkmasıyla deyim haline geldiğini söyledi. Günümüzde insanların parasız kaldığına bu deyimi kullandığını ifade eden Altıgöz, Türk lirasının çok hızlı bir değişim yaşadığını anlattı.

Paraların kendisini geçmişe götürdüğünü kaydeden Altıgöz, "Koleksiyonda Cumhuriyetin ilk 1 lirası, ilk 100 lirası, dedelerimizin mor binlik diye bahsettiği 1000 lira, 2005 yılında tedavülden kaldırılan 6 sıfırlı milyonluk banknotlar ve son olarak 2009 yılında piyasadan çekilen YTL de var.” diye konuştu.