Bombacının portresi
Ankara'da Anafartalar Çarşısı önünde gerçekleştirdiği
intihar saldırısında ölen
Güven Akkuş'un (28), 1996'da Kadıköy'deki olaylı 1
Mayıs gösterilerine
Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği (TİKB) üyesi olarak katıldığı, "
örgüt üyesi olmak" "polise mukavemet" ve "
afiş asmak" suçlarından iki yıl cezaevinde kaldığı belirlendi.
Kardeşleri gözaltına alındı
Akkuş'un 1998'de cezaevinden çıktıktan sonra bir süre yurtdışına çıktığı belirtildi. Akkuş'un adları açıklanmayan ağabeyi ve kız kardeşinin olayın ardından gözaltına alınarak
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde ifadesine başvuruldu.
Küçükçekmece Mehmet Akif Mahallesi'ndeki Tahsin Banguoğlu İlköğretim Okulu'nda eğitim gören Akkuş'un 14 yıl önce kaydını Fatih
Vatan Lisesi'ne yaptırdığı ve kısa süre birinci sınıfa devam ettiği belirlendi.
Bir süre sonra okulu terk eden Akkuş'un okula
kayıt sırasında adres olarak aynı ilçede bulunan ve lise yakınında olan Arpaemini Mahallesi Bican Bağcıoğlu Yokuşu Numara 9'u gösterdiği, bu adreste yıllar önce terk edilmiş yıkık bir yapı bulunduğu tespit edildi.
Şişli'de doğmuş
Hüseyin ve Şükran Akkuş'un 5'inci ve son çocukları olan Güven Akkuş'un 26 Mayıs 1979 tarihinde Şişli'de doğduğu belirlendi. Akkuş'un
Yüksel (45), Aysel (43), Gürsel (37) ve Veysel (36) adlarında 4 kardeşi daha bulunduğu ve bunlardan Veysel Akkuş'un İstanbul'da yüksek bir yerden düşme sonucu öldüğü açıklandı.
Babası ve ağabeyi intihar etmiş
Zanlının annesi Şükran Akkuş'un 1991'de yaşamını yitirdiği, babası, eşinden ayrılan bir ağabeyi ile örgüt üyeliği suçundan cezaevine girip çıkan amcaoğlunun intihar ettiği belirlendi.
Akkuş'un 1996'da Kadıköy'de
terör örgütlerinin gösterisine dönüşen olaylı
1 Mayıs'ta
sivil polis memuru Mehmet Faruk Aksoy'u döven grupta yer aldığı, Haziran 1996'da konulduğu
Sakarya Cezaevi'nden Ocak 1998'de
tahliye edildiği anlaşıldı. Yine 1996'da afiş asma suçundan sabıkası bulunan Akkuş'un,
İETT otobüslerinin yakılması,
izinsiz gösteri gibi suçlardan poliste kaydı olduğu ortaya çıktı.
Önceki yıllarda "son derece etkin" olan Akkuş'la ilgili 1998'den sonra polis kayıtlarında eyleme rastlanmaması dikkati çekti. Karanlıkta kalan yıllarda Akkuş'un neler yaptığı araştırılmaya başlandı.
Köyünde şaşkınlık
Akkuş'un nüfusa kayıtlı olduğu Sivas'ın Zara ilçesi Çaypınar köyünde büyük şaşkınlık yaşanıyor. Çoğu
yaşlı yaklaşık 30 kişinin yaşadığı 17 haneli köyde muhtarlık yapan amcası Şükrü Akkuş, kimliğini gizlemeye çalışarak, ailenin yaklaşık 40 yıl önce İstanbul'a gittiğini ve köyde yakınları bulunmadığını belirtti.
Canlı bombanın yengesi Hanım Akkuş, olayı televizyondan öğrendiklerini, sabah ise jandarmanın gelerek kayınpederi Nuri Akkuş ve köy muhtarı olan kayınbiraderinden bilgi aldığını söyledi.
Canlı bombanın babası olan kayınbiraderi Hüseyin Akkuş'un ve eşi Şükran'ın yıllar öncesinde İstanbul'a taşındığını ve orada öldüklerini anlatan Hanım Akkuş, "Çocukları da köye pek gelip gitmezdi" dedi.
NOTLAR...
Simitçi: Bir anne çocuğunu arıyordu
İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü binasının üzerinde bulunan ve tüm
Ulus Meydanı'nı görüntüleyen
MOBESE kamerasının çalışmadığı iddia edildi.
Polis, Anafartalar Çarşısı'nın karşısındaki Ulus Şehir Çarşısı ile Zincirli Camii'ne yerleştirilmiş kameralardaki güvenlik kayıtlarına el koydu.
Patlamanın olduğu
bölge güvenlik çemberinde tutulurken Anafartalar Çarşısı esnafı sabah 08.30'dan itibaren işyerlerine kimlik kontrolü ile girebildi.
Esnaftan bazıları, gözyaşları içinde birbirine sarılarak "Geçmiş olsun" dileğinde bulundu.
Belediye ekipleri, esnafla birlikte kırılan cam ve çerçeveleri söktü, çarşının önünde
temizlik çalışması yaptı. Dükkanlarında temizlik yapan esnaf da askılardaki
takım elbiseleri ve gelinlikleri toplayıp paketledi.
Çarşının camlarına ATO Başkanı
Sinan Aygün'ün getirdiği Türk bayrakları ve "Yıkılmadık ayaktayız" yazılı
pankart asıldı. Bazı esnafın da işyerlerine "
Cenaze nedeniyle kapalıyız" yazılarını astıkları görüldü.
Patlamanın olduğu yerin 8-10 metre uzağındaki seyyar tezgâhta
simit satan Refik
Bozkurt,
patlama anını şöyle anlattı: "Durakta boş bir otobüs vardı. Birden bir alev topu oluştu ve korkunç bir sesle sarsıldım. Yere kapaklandım. Yan tarafımda bir kadın da kendini yere atmıştı. 5-6 yaşlarındaki çocuğu önde gidiyordu.
Kadın "Çocuğum nerede?" diye feryat ediyordu. İnşallah bulmuştur."
Çarşının alt katında kunduracılık yapan
Sabahi
Özdemir, şunları söyledi: "Büyük bir patlama oldu ve ardından her taraf griye dönüştü. O ara arkadaşlar şalteri idirmiş. Cep telefonlarının ışığı ile yol bulduk. Dışarıda kol parçaları gördüm. Dehşet anlardı..."
Birinci katta konfeksiyon dükkânı olan Turhan Doğan, yaşadıklarını şöyle dile getirdi: "Patlamayla dükkânın içinde 4-5 metre savrulduk. Çok şiddetliydi. Birden içeriyi gri bir
duman kapladı. O an ölümü yaşadım. Kendimizi nasıl dışarı attık bilmiyorum."
DHA