Sizi bu anketler mahvetti!
Hakikaten çok
komik ama aynı zamanda içler acısı bir durum. Ve muhataplarımızın bunu fark etmemesi daha da şenlikli yapıyor işi! Hatırlayınız temmuz
seçimleri öncesindeki maskaralıkları.
CHP medyası aklı sıra yazarlarına görev vermişti de, şehir şehir gezdirip, sayı sayı milletvekili çıkarmışlardı. "Efendim filanca şehirde AKP kan kaybediyor, 3 milletvekili ya alır ya almaz, CHP 5 kişi kesin, kararsızların içi CHP aşkıyla dolu." türü zırvalar ile günler boyu yayın yapmışlardı. Seçim sonrasında ise o anketler internetin bulunmaz izbelerine gizlendiler birer utanç vesikası olarak.
Sanırım
Tayyip Erdoğan biraz da bu duruma güveniyor. O nedenle ne
kriz konusunda hassas davranıyor, ne seçim konusunda acele ediyor. Güvendiği şey ise CHP medyası ile
halk arasındaki ters durum. Zira Erdoğan çok iyi biliyor ki, bu millet
Andıç Medyası'nın körüklediği partiye de yüz vermez adaya da. Bakın tarihe hep böyle olmuştur.
Ergenekon'u, 28 Şubat'ı, CHP'yi,
içkiyi, çıplaklık ve ahlaksızlığı yüceltip, dine ve dindara dair en ufak bir şeye zerreleri adedince karşı çıkmayı marifet, modernlik ve -daha acısı-
laiklik zanneden bu zihniyet her seçim sonrası alı al, moru mor oluyor ama bir
ders de çıkarmıyor iyi mi?
Şimdi ortalıkta bir 'araştırma' komedisidir dönüyor.
Bakın
Cumhuriyet tarihine hep aynıdır taktik. Bu
menü yıllardır
servis yapılır.
Araştırmalar yapılır, 'memleket elden gitmiş, dinciler
baskı yapıyor, şeriat geliyor' seslerini yükseltirler. Sonra birtakım kerameti kendilerinden menkul yetkililer bulunur. Bunlar eğer
muvazzaf ise
heyet adına açıklama yaparlar. Geçmişte yargı da böyle yaptı, YÖK de bilmem ne de... Sonra tekaüt olanlar girer vizyona. Bakınız 367 komedisi, bakınız
kapatma tiyatrosu, bakınız
belde-belediye oratoryosu...
Şimdi yine anket sezonu açıldı. Hatırlarsınız, CHP medyasının bildik taktiklerini. Bayat anketleri alıp, kırpa kırpa yayınlarlar. Sonra birkaç örnek bulmak için
aslan muhabirlerini
yurt sathına yayarlar. Birkaç din kültürü öğretmeni bulunur, birkaç okul mescidi, bir tane başörtüsüze
taciz haberi, araya bir iki de içki büfesi sıkıştırıldı mı tamamdır süreç. Sonra gelsin
ekranların ve sayfaların yüzleri ve sözleri ezberlenmiş otoritelerine. Emeklisi emeksizi girişir topa sağlı sollu.
Ama sonuçta yine olanlar olur ve
kuyruk kıstırılmış olarak kös kös bir süre oturulur, memleketin unutması beklenir.
Araştırma komedisine bu nedenle gülüyorum. Şöyle afili
manşet çakmış ağabeyler: 'Al sana baskı!' İnsanın 'yürü be kim seni tutar gözüm' diyesi geliyor. Devir 'anketçi geldi hanım' devri. Nabza göre anket servisi yapılmadığını bilmeyen var sanki. Andıç medyası canının istediği sonuca göre anket yapabiliyor bu memlekette. Mesela mizanpaj, haberin evrensel kriterleri, yorum soytarılıklarıyla nal toplayan Andıç Medyası, bu özelliğiyle dünya medyasında ilk sıradadır.
Bu medya isterse -kendi içinde- bir anket yapar ve 'aslında bu
ülke Müslüman ve Türk değildir' diye bir sonuç da çıkarabilir. Görmüyor musunuz onlara göre kendilerinin dışında
gazete yok, kendi beğendiklerinin dışında parti ve siyasetçi de yok!
Misal bir anket yapılsa, 'Türklerin milli içeceği Petrus Şarabı'dır' gibi bir sonuç çıkabilir bunlardan. O nedenle böyle baskı balata araştırmaları yine iyidir bence!
Süreç belli olduğu için taktik de bellidir. Andıç Medyası ilk kez Ergenekon ile işbirliği yapmadan bir seçime giriyor. Dolayısıyla saha elemanları açısından bir eksiklik hissedeceklerdir, lakin ekran ve sayfa performansı ile bu açığı kapatmayı düşünüyorlardır nasılsa. Ama onlara şöyle üzücü bir haberim var: Sevgili Ergenekon, şarap, CHP, Andıç meftunu medya, üzgünüm sonuç yine sizi hüsrana uğratacaktır.
Danıştay'ı basıp
yüksek yargı mensuplarını öldürdüğü, insanları asit kuyularında katlettikleri, kendi gazetelerini bombaladıkları iddia edilenler yargı önünde
hesap verirken, bundan tek satır bahsetmeyip, memlekette bilmem ne baskısı var diye ciyaklayanlara gülünmez de ne yapılır biraderim?
NEDİM HAZAR-ZAMAN