Askerî Yüksek İdare Mahkemesi eski üyesi Veysi Savaş, İstiklal ve Yassıada Mahkemelerini birer cümle ile hatırlattı ve Silivri'deki yargılamayı 'sivil darbe' olarak niteleyenlere sordu... SİVİL DARBE !!! İstiklal ve Yassıada mahkemeleri hem halk nezdinde hem de devlet tarafından lanetle yâd edilmektedir. Ne acıdır ki bu mahkemelerin, Silivri mahkemelerinden daha bağımsız ve tarafsız olduklarını söyleyen hukukçular bulunabilmektedir. İsterseniz birer cümle ile İstiklal ve Yassıada Mahkemelerini hatırlayalım: İstiklal mahkemeleri; Kuruluş maksadını her gün genişleten ve asıl amacı ihtilâli eleştirenleri yargılamak olan bu mahkeme Türk tarihinin kara lekelerinden biridir. Bu mahkemeyi savunanlar en az ölüm cezası veren (2000 resmi kayıtlara göre) mahkeme olduğunu söylemektedirler. Tüm darbecilerin gelecek endişesi bu mahkemeleri kuran zihniyette de hemen kendisini göstermektedir. Yassıada Mahkemesi; Başbakan ve iki bakanı ölüm cezasına mahkûm eden mahkemenin başkanı; “sizi buraya gönderen kuvvet böyle istiyor” diyecek kadar hâkimlik mesleğinden ve onurundan uzak olduklarını itiraf etmiştir. Yassıada mahkemesinde olup bitenlerin benzeri ancak bir tiyatro sahnesinde görülebilir. Şimdi Silivri mahkemesi Allah aşkına bu mahkemelerle nasıl mukayese edilir. Hangi vicdan bu mukayeseye kalkışır. Pes vallahi… Beşiktaş Savcıları ‘Balyoz' soruşturmasında sivil darbecilerin emri ile mi değiştirildi, tutuklanan şüpheliler sivil darbecilerin emri ile mi tahliye edildi? Siz bakmayın CHP'nin avukatlığa soyunmasına, adliyenin bu yalpalamasının sebebi CHP'nin savunması ile değil, hala TSK'nin vesayet makamında dimdik, adliyenin ise azıcık beli bükülse de yerli yerlerinde durmalarındadır. Balyoz davasının bir numaralı sanığı ve müdafii reddi hâkim talebinde bulunmadıkları gibi, hangi hâkim heyeti olursa olsun, beraat edecekleri yönünde inançlarını beyan etmektedirler. Bu beyan bile Silivri Mahkemesinin bağımsız ve tarafsız olduğunun ispatıdır. Bırakalım, sivil darbeden ve haksız soruşturmadan yakınan zat, Batı Çalışma Grubu'nun mimarı olmakla övünsün. Batı Çalışma Grubunun fişlediği subay ve astsubayların Yüksek Askeri Şûra kararı ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişikleri kesilmiştir. Bu subay ve astsubaylara yargılanmaları bile çok görülmedi mi? Zaten darbe dediğin de böyle olur. Hiç olmazsa bağımsız mahkemeler, gülünç ilkokul müsameresinden öteye geçemeyen İstiklal ve Yassıada mahkemeleri durumuna düşmediler. Adı aydın olan sözde çağdaşlar Adnan Menderes'in iktidarını nasıl hazmedemedilerse; iktidarın ve rantın kendilerine doğuştan bir hak olduğunu sananlar; bu milletin 28 Şubat sürecinin rövanşını -asker ve hakim desteği olmaksızın- seçimle kazanmasını ve iktidar olmasını, yani saf Anadolu'nun sağduyusunu, kendi çıkarlarına ve haksız kazançlarına karşı yapılmış bir sivil darbe olarak mı algılıyorlar? Siz kendi subay ve astsubayınızdan esirgediğiniz hak arama hürriyetini, sonuna kadar hem de birçok kurum ve sesi gür çıkan bir basın ordusu ile birlikte savunma yaparak kullanıyorsunuz. Hatta “okyanus ötesi”(!)nden gelen methiyeleri de kitaplaştırarak mahkemeyi baskı altına alan evlatlarınızın imkânları göz önünde iken, hala sivil darbe saçmalıkları ne demek oluyor ? Bir âkil adam bize anlatsa iyi olacak. Av.Veysi Savaş