Bulduğu tezekleri kaldığı kümeste yakan Bahadır, üzerindeki kıyafetleri de parçalayıp, ateşe atıyor. İs ve kül ile birlikte yaşayan Bahadır, uzayan saç ve sakallarını da kestirmiyor. Sudan korkup kaçan Bahadır ne kendisi yıkanıyor, ne de ailesinin yıkamasına izin veriyor. Resul Bahadır’ın, geceleri yaktığı ateşin yanında ayaklarının üzerine çömelip, sabaha kadar ayık durduğunu söyleyen annesi Zine Bahadır, “31 yıldır oğlum, üzerine giydirdiği kıyafetleri de ya çıkarıyor, ya da parçalıyor ve ateşe atıyor. Sürekli çıplak dolaşıyor. İs ve kül içerisinde. Sudan korkup, kaçıyor. Vücuduna ne bir damla su değdi, ne tıraş edebildik. Gece gündüz, ayık duruyor. Ya ateşin önünde çömelip ısınıyor. Yada evin etrafında, köyde geziniyor. Gözüne hiç uyku girmedi. Benim ve komşularımın verdiği yemekleri yiyor. “Bir annenin çocuğunu bu durumda görmesi kadar acı verici bir şey var mı? Ben oğluma baktıkça yüreğim yanıyor. Saçı sakalı, kir ve kül içinde. Ona bakacak gücüm yok” diyerek yetkililerden yardım istedi.
SAĞLAM RAPORU VERİLDİ
Resul Bahadır’ın amcası oğlu Mehmet Emin Bahadır ise yardım alabilmesi rapor müracaatında bulunduklarını ama sağlam raporu verdiğini söyledi. Mehmet Emin Bahadır:
“Yardım alabilmek için istenen rapor nedeniyle Viranşehir Devlet Hastanesi’ne müracaat ettik. Fakat Devlet hastanesi bize yüzde sıfır organ kaybı olduğuna dair belge verdi. Bu nasıl vicdandır. Bu adam küllerin arasında yaşıyor. Ne versek yakıyor. Çevredeki tezekleri getiriyor. Yakıyor ve ısınmaya çalışıyor. Ayıp yerlerini örtmüyor. Battaniye, yorgan gibi şeyleri yakıyor. Kendisini bile birkaç defa yaktı. Bir kardeşi var bir de yaşlı bir annesi. Köylülerin yardımı ile yaşıyor. Yetkililere sesleniyoruz. Bu hastanın halini görün. Bu adama nasıl yüzde sıfır rapor verirsiniz” diye tepki gösterdi.
Resul Bahadır'ın, sadece son bir yıl içerisinde ısınmak için 40 ton tezek ve odun yaktığı belirtildi.
İHA