Bayburt'a bağlı
Kırkpınar köyünde bulunan ve boyları yaklaşık 50 santimetre olan yılanlar, her yıl mayıs ayının ilk haftasında yuvalarından çıkıyor. Köylüler tarafından yakalanarak haziran ayının ilk haftasına kadar bir ay süreyle süt ile beslenen, zehirsiz olduğu belirtilen yılanların, sedef ve
egzama gibi birçok hastalığa iyi geldiğine inanılıyor.
Köy girişinde bulunan kadınların bidonlar içerisinde sakladığı yılanlar, 10 lira karşılığında rahatsızlık bulunan bölgeye konularak, kendi haline bırakılıyor.
Yılanların hastalıklı bölgeyi terk etmesi,
tedavinin bittiği anlamına geliyor, bir seans yaklaşık 10 ile 30 dakika sürüyor.
Eniştesinin sırtındaki ağrı nedeniyle ailesiyle birlikte köye gelen Hamiyet Danayiğen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doktora gitmelerine rağmen eniştesinin sırt ağrısının geçmediğini, bu nedenle söz konusu tedaviyi denemeye karar verdiklerini söyledi.
Kendisinde de sürekli başının ağrıdığını, ancak korktuğu için ''yılanlı tedavi'' yaptırmadığını ifade eden Danayiğen, ''Akrabalarımızdan ve buraya gelenlerden yılanların
şifalı olduğunu duymuştuk. Eniştemiz uzun süredir sırt ağrısı çekiyor. Romatizma, bel ağrısı ve sedef gibi hastalıkları bulunanlara yılanların iyi geldiğini duymuştuk, bu nedenle köye geldik. Yılanların eniştemin sırt ağrısına iyi geleceğini inanıyoruz'' dedi.
Sırtındaki kaşıntının geçmemesi nedeniyle İstanbul'dan gelen 61 yaşındaki Enver Gündüz ise tek umudunun ''yılanlı tedavi'' olduğunu belirtti.
Sözde tedavi sırasında sırtına 5 adet yılan konulan ve 20 dakika boyunca hareket etmeden yüz üstü yatan Gündüz, ''Yılanların konulmasıyla birlikte vücudumda bir soğukluk hissettim. Ama tabi ki tedavi olup olmadığımı daha sonra anlayacağız. Bunun için uzun yıllar doktora gittim, ancak tedaviden bir fayda göremedim. Eşimin de sırtında benzer şekilde ağrı olmuştu. Önceki yıllarda buraya getirdik, yılanlı tedavinin ardından çok
şükür bir şeyi kalmadı. Umuyorum benim de kaşıntım geçecek'' diye konuştu.
''YILANLI TEDAVİNİN GEÇMİŞİ''
Köyde yaşayan ve yaklaşık 5 yıldır bu tedaviyi yaptığını söyleyen Mürvet Çelikkanat (58), yılanlar tarafından geldiğine inanılan ''şifa''nın geçmişini anlattı.
Her yıl mayıs ayında kendiliğinden çıkan yılanları köye yakın dağlık alanlarda topladıklarını ifade eden Çelikkanat, şöyle konuştu:
''Bu tedavinin geçmişi 300-400 yıla dayanıyor. O zamanlarda ihtiyar bir kişi, köyde yaşadığı değirmende büyük bir yılanla kalıyormuş. Yılandan korktukları için insanların yanına gelememesi üzerine
yaşlı kişi, şifa dağıtması dileğiyle yılanı dağa bırakmış. Aradan yüzlerce yıl geçse de herkes bunu bilir, buna inanır. Bizler de bu tedavi şeklini yapabildiğimiz kadar devam ettireceğiz.''
Yurt dışından dahi gelerek, rahatsızlıklarına çare arayanların olduğunu anlatan Çelikkanat, ''Müşterilerimizin sayısı her yıl artıyor. Almanya'dan dahi hastalarımız var'' dedi.
Köyde yaşayan 53 yaşındaki Mücahit Karagüller de devletin köydeki bu tedavi şekline sahip çıkması gerektiğini savundu.
Türkiye'nin bazı illerinde
balık gibi bazı
hayvan türleri ile tedavi yapıldığını dile getiren Karagüller, ''İnsanların burada şifa bulduğu göz ardı edilmemeli. Böylesine yoğun bir potansiyeli bulunan yere devletimizin el atmasını istiyoruz'' dedi.
AA