Yokluğu, çaresizliği ve çileyi iliklerinize kadar hissedecek ve bu bayram Doğu illerinde yaşanan kucaklaşmanın neleri ortaya çıkardığını göreceksiniz. Gelin hep birlikte yoksulluğun evine misafir olalım ve bir kez daha o bölgeyi anlamaya çalışalım.
Kimse Yok mu çığlıklarına koşanlar yoksulluğu buldu karşılarında. Doğu illerinin garip anneleri yıkıntıların arasında yaşıyor ve bakışlarıyla bu güne kadar nerdeydiniz diyorlardı.
Kapılarını çalanlar belki de ilk kez birşeyler vermek için geliyordu. Ancak misafirlerin ayrılışıyla kimsesizlik taş evlerin
soğuk yüzüne nasılda aksediveriyor.
Kaç yıl beklediler pencerelerde bu günü acaba.
Bu gözler bekletilir miydi hiç. Ne kadar güzel gülüyor gelenleri görünce.
Çocuklar
yardım için Kimse Yok mu ekibine katılan yaşıtlarının ellerinden aldı hediyelerini.
Okul çantalarını görünce yüzleri gülüyordu.
İstanbul'dan gelen misafirler bayramın coşkusu oluyor ve çocuklar mutluluktan havalara uçuyordu.
Gelin şimdide tavuklarla birlikte yaşanılan bu eve misafir olalım.
Uyuyan bu çocuğun gördüğü rüyayı tahmin etmeye çalışalım.
Evin büyük çocuğunun gelen hediyeler karşısında biraz mutlu biraz utangan hali ne kadarda çok şey anlatıyor değil mi ?
Evde çocuklar boy boy olsa da kullanılacak bir tek
eşya görülmüyor. Misafirler şaşırtıyor.
Hem okumaya hem de evine ekmek getirmeye çalışan Mahmut bakın kaç para için çalışıyor.
Doğu illerinin bu yoksul bu kimsesiz halini gören Kimse Yok mu Derneği'nin
gönüllü çalışanları gözyaşlarını tutamıyor.
Kurban
Bayramı sebebiyle
doğu illerinde yapılan
kurban eti dağıtımı bölgedeki yoksulluğu işte böyle gözler önüne sererken yapılması gereken daha çok şeyin olduğunu da herkese bir kez daha anlattı.