TRT Haber'de dün gece
Kozmik Oda programının konuğu olan Eski
Gümrükler Baş
müfettişi
Necati Can, Rıdvan Memi'nin sorularını yanıtladı.
Gümrüklerdeki son
operasyonların ve Türkiye'de kaçakçılığın konuşulduğu programda
Necati Can'ın söyledikleri yenilir yutulur cinsten değil ! İşte o açıklamalar :
'Gümrük operasyonu bir başlangıç,
İstanbul ve
Mersin'de milyar dolarlık hayali ihracat var, 40
raporla sabit'
"Biz açıkçası böyle bir operasyonu şu anda beklemiyorduk. Bizim beklediğimiz başka operasyon vardı.Çünkü 8-9 aydır çok ciddi hayali ihracatların yapıldığına dair müfettiş raporları vardı İstanbul
Halkalı gümrük müdürlüğü,
Ambarlı, Mersin... Biz bunlarla ilgili ciddi bir operasyon bekliyorduk, 1 milyar doları aşan bir rakam söz konusu ve 40 tane rapor yazılmış şu ana kadar. Biz hiç beklemediğimiz şekilde böyle bir operasyon gelince, dedik acaba birileri öbür taraftaki çok daha ciddi ve çok daha önemli bir konuyu göz ardı etmek için böyle bir şey mi düşündü acaba..Ama bu bir başlangıç."
'120
firmanın içinde olduğu milyar dolarlık hayali ihracat savcılıkda, kimse ilgilenmiyor'
"120 firma var bu hayali ihracatta. Bunların hepsinin listeleri var, bunların hepsini müfettişler tespit etmişler, incelenmiş bunların önemli bir bölümü savcılığa verilmiş. Bunlar mahkemeye intikal etmiş durumda fakat ne medya ilgileniyor esas konuyla ne de başka bir kurum ilgileniyor ciddi bir ilgilenme yok. Bence en önemli yolsuzluk bu konu. Ciddi bir takip olması gerekiyor.
Rıdvan Memi: Savcılığa intikal ettiren gümrük teşkilatı mı ?
Necati Can: Tabi gümrük teftiş kurulu. 40 tane rapor yazılmış şu ana kadar bizim bildiğimiz devam ediyor mesela öyle yerler var ki belirli Güneydoğudaki şehirlerde
banka hesapları artıyor. Araştırıyorlar bu firmaların hayali ihracatlarından elde edilen gelirlerin büyük bölümü oraya aktarılıyor. Belgelerle ispat edilmiş durumda. Davalar henüz daha çoğunda açılmış değil.Soruşturma safahatı sürüyor."
'Esas konu 120 firmalı hayali ihracat dosyasıdır,arkasında milletvekilleri çıkabilir, organizedir, üstü örtülmemeli'
"Gerçekte bunu kim organize etti ? Bu olayların bilgi işlem sistemleri üzerinden yapıldığı biliniyor. Destek olmadan Ankara'dan bu işlemlerin bu şekilde yürütülmesi mümkün değil. Biz bu konuda da büyük bir operasyon bekliyorduk ama böyle bir operasyonun olması hem bizi üzdü hem de teşkilatın sahipsiz olduğunu gösterdi bize.Bunun üzerine gidilmezse yapılan operasyon hiç bir şey ifade etmez.Esas konu budur, çok ciddidir, organizedir, bu işin arkasında her şey çıkabilir, milletvekilleri de çıkabilir, başka şeyler de çıkabilir"
'
Akaryakıt kaçakçılığında bütün partilerden isimler var, bunlar biliniyor ama hiç bir şey yapılamıyor'
"Dünyanın en pahalı akaryakıtını Türkiye'de satıyorlar, neden devlet çok yüksek
vergi alıyor. Siz kaçakçılığı yaparsanız, vergiyi cebinize atıyorsunuz. O kadar yüksek kar var ki, aldığınız bedelin dört katına siz devlet adına tahsil edip cebinize atıyorsunuz. Yani muazzam bir gelir dolayısıyla.
Kaçakçılık olayında bütün partilerden isimler var, ister
iktidar ister mulafet. Fakat bunlar biliniyor, hiçbir şey yapılmıyor."
'Çay ve
sigara kaçakçılığının hacmi bir kaç milyar doları buluyor'
"2001 yılında bir müfettiş İngiltere'de sigara kaçakçılığı sistemi üzerine uzun süre çalıştı, dört başı mamur bir rapor hazırladı, orda da var sigara kaçakçılığı. Ama o günden bu yana azalmadı sigara kaçakçılığı, Şuanda Türkiye'de sigara kaçakçılığı her geçen gün artıyor. Vergiler yükseliyor, tedbirler eksik alınıyor. Çayla beraber birkaç milyar dolarlık hacmi buluyordur. Yüzlerce konteynırla geliyor, bazen tesadüfen yakalanıyor"
'1998'de Bakan
Rıfat Serdaroğlu'nun yolsuzluğunu belgeledik, hükümet kılına dokundurtmadı'
"1998'de göstere göstere milyonlarca dolar devletten alındı ve dağıtıldı. Dönemin Bakanı Rıfat Serdaroğlu o süreçte
telefon takiplerine takıldı. Üzerinde durmadım önce belki dedikodu olabilir diye. Sonra bir baktık ki o telefonda duyduğumuz bilgiler doğru çıkmaya başladı.
Rıdvan Memi: 98 ve 99'de Cumhurbaşkanlığına sunduğunuz raporlar bununla mı ilgiliydi ?
Necati Can: Gayet tabii...
Rıdvan Memi: Ne oldu sonra?
Necati Can: Hiçbir şey olmadı. O zaman genel müdür, başmüdür de işin içerisinde hükümet kıllarına dokundurtmadı .
'
Milli Savunma Bakanlığı (2000 yılında) DGM Savcısının uyarısına rağmen deli
dana şüphesi olan etleri aldı, askerlere yedirdi'
"2000 yılında Buffalo operasyonu olayında DGM savcısı Milli
Savunma Bakanı İç Tedarik Daire Başkanlığı'na bildiriyor, bu kaçak etleri almayın diyor, kaçak, tehlikeli etler
kontrol dışı getirilmiş deli dana şüpheleri var bu etlerde bunları almayın diyor, buna rağmen alıyorlar. Dört dörtlük tespit ediliyor. Bu işi alan satanlar hakkında hiçbir işlem yapılmıyor. Ben bu hükümet döneminde yapılır diye bekledim, hiçbir şey yapılmadı."
'1983'de Abuzer Uğurlu'nun
kaçakçılık dosyasında ipin ucu Türkiye'nin en büyük
holdingine çıktı'
Kozmik Oda programında eski başmüfettiş Necati Can'ın kurumdan 1983 yılında ayrılmasına neden olan olay da ayrıntıları ile konuşuldu.
Rıdvan Memi: 83'de Abuzer Uğurlu ve Bekir Çelenk dosyalarını inceliyorsunuz,
kaçakcılık dosyalarını. Dönemin Gümrük ve
Tekel Bakanı Ali Bozer meseleyi kapatmaya mı çalıştı?
Necati Can: Madem açtınız uzun zamandır anlatamıyorduk bu konuyu, ben tır kaçakçılıklarını ortaya çıkardım, Kinteks. İstanbul'a geldik ki, bir baktık bir yazı var. Yüzlerce gemi boşaltılmış o zaman döviz yok. Bütün holdinglerin ham maddesi kaçak geliyor. Hammaddeler Varna'dan gemilerle Türkiye'ye getiriliyor.1800 tane 3 yılda boşalan gemi sayısı, ben ipin ucunu çekmeye başladıkça Türkiye'nin en büyük holdingi çıktı karşıma.
Rıdvan Memi: Hangisi?
Necati Can: O
buzdolabı,v.s her şeyi yapan bir firma. Abuzer Uğurlu'nun ifadesinde var. En son diyor buzdolabı fabrikasına getirdim diyor buzdolabı motorlarını. Şimdi ben
soruşturmaya başladıktan sonra
bakan değişti. Ali Bozer bizim soruşturmaları engellemek için teftiş kurulu başkanıyla beraber çalışma yapmaya başladılar. Konuşuyorum bakanla diyorum sayın bakan böyle böyle teftiş kurulu başkanıyla sana iş vermicez diyorlar sonra arkasından 58 tane soruşturma geliyor. O raporları yazdırmamak için. En sonunda 'şerefli ve namuslu bir müfettiş sizinle çalışamaz' dedim, ayrıldım. Ben
istifa ettim. Ali Bozer'in oğlu o holdinge girdi.
'Abuzer Uğurlu dosyasının kapatılması için holding patronu
Evren'le anlaşıp Necati Baturalp'in yerine Ali Bozer'i atattırdı'
"Sonradan öğrendim ki, o holding başkanı
Kenan Evren'le konuşuyor. Bizim asker olan Bakan
Recai Batural Paşanın görevden alınması için. Alıyor Kenan Evren, Ali Bozer'i getiriyorlar, beni durdurmak için.Abuzer Uğurlu ve Bekir Çelenk dosyaları kapatıldı. Ben varken getirmediler Bekir Çelenk'i, Çelenk'in kardeşinin ifadesini aldım ben. Abim anlatacak dedi, anlatamadan öldü. Ben istifa ettikten sonra getirdiler Bulgaristan'dan. İş kapandı"