Albay Dursun Çiçek imzalı
İrticayla Mücadele Eylem Planı'nı
uygulama için
pilot bölge seçildiği iddia edilen
Erzincan'da cemaat evlerine
silah yerleştirmeden, 800 bin TL'lik rüşvetlere, sahte mühürlü mektupla
soruşturma başlatılmasından, ölümle tehdit etmeye kadar çarpıcı iddialar vardı. Cunta tarafından yurtlara ve okullara silah yerleştirmekle görevlendirilen gizli
tanıklar; olayları yer, zaman ve kişi göstererek detaylı biçimde anlattı. Olayların merkezinde Erzincan
Savcısı
İlhan Cihaner vardı.
Cemaatlere yönelik komplolar ile ilgili
Erzurum Özel Yetkili
Cumhuriyet Savcısına ifade veren Gizli Tanık Erzincan'ın iddialarından satır başları şöyle:
JANDARMA KERİM 800 BİN TL TEKLİF ETTİ
• Jandarma istihbarattan Kerim olarak tanıdığım kişi, bana görüşmelerde özellikle
Gülen cemaatine ait kolejde kalmam ve bana verecekleri her türlü işi yapmam için
baskı yapıldı.
• Bana verdikleri işleri yapmayacağımı söyleyince Kerim bir tane çek çıkardı. Üzerinde özel bir
banka adı yazan çeki sallayarak ‘Bu ne' dedi. Devamla bu çekin üzerinde “800 milyar yazıyor, biz senin ve ailenin ne kadar
yardıma muhtaç olduğunu biliyoruz. Parayı sevdiğini biliyoruz, söylediklerimizi yaparsan bu çek senin olabilir” dedi.
ÇANTALARINA SİLAH VE BELGE KOY
• Nurcu Kurdoğlu Cemaati evinde beraber kaldığım
Yüzbaşı Yıldırım'ın çantasına silah ve illegal olan kitap ve doküman koymamı veya evdeki kendi odasında bulunan kitaplığına suç unsuru taşıyan dokümanlar koymamı istediler. (...) bu kişi ile başa çıkabilmek için çantasına ya da odasına mutlaka verecekleri silahı ve illegal
belgeleri koymamı söylediler, ayrıca odasına
kamera yerleştirmemi söylemişti. Ancak ben kabul etmedim.
• Daha doğrusu bana bunları yapmak için süre verdiler. Ancak ben verecekleri işi yapamadığımı bunun için de kabul etmediğimi söyledim.
‘SAVCI HÜSEYİN' DİYE TANIŞTIRILDIM
• Akşam saat 21.00 sıralarında tekrar aynı yerde buluştuk. Yine aynı
araç idi, camları perdeliydi, ben arka sağ koltuğa oturdum, az sonra arkadan bir araç yaklaştı. Siyah renkli bir araçtı, kırmızı kravatlı, beyaz gömlekli, koyu renkli
takım elbiseli birisi arabaya bindi. (...) (Arabaya binen) Oradaki savcı geriye dönerek, elini uzattı ve ‘Ben Hüseyin' dedi. Ben de kendimi tanıttım. Bana ailemle ilgili konuşmalar yaptı. (...) ‘Abilerle abi kardeş gibi olmuşsunuz' dedi.
BU İŞTEN ANCAK MEZARDA ÇIKABİLİRSİN
• Savcı bana ‘Sen niye abilerini dinlemiyorsun, dediklerini niye yapmıyorsun, ailen var, enişten var, kardeşlerin memur, yaptığın hata onların hepsinin hayatına malolabilir, bu işin içerisine giren herkes mezara kadar bizimle gelir, önemli olan senin deşifre olmaman, seni
emniyet de biz de tanıyoruz, bizimle görüştüğünü kimsenin bilmemesi lazım, cemaatte gelişmeler nasıl, kaldığın yerde askerler var mı?' dedi.
• ...Haberlerde ‘Erzincan'da cemaate
darbe planı' şeklinde haber sunulmaya başlayınca dikkat kesildim. Televizyona döndüm. Televizyonda Erzincan
Başsavcısının törende bayrağın yanında ayakta duran görüntüsünü görünce irkildim. (...) ‘Savcı Hüseyin' diye tanıtan kel kafalı savcının haberlerde görüntüsü olan Erzincan Başsavcısı olarak gördüğüm kişinin olduğunu anladım.
BİZ DE ÖLÜRÜZ AİLENİ DE ÖLDÜRÜRÜZ
• Gerek
Kerem isimli
jandarma istihbarat görevlisi ile yaptığım görüşmede Kerim tarafından ve gerekse bana tanıştırılan savcı beni ‘Şayet sana verdiğimiz görevler silah konulması, illegal eşyalar konulması ile ilgili olarak bize en ufak bir şekilde ucu dokunursa senin bütün sülaleni bitiririz yok ederiz, gerekirse biz de ölürüz ama senin sülalelini bitirdikten sonra ölürüz' diyerek Kerim ve savcı ayrı ayrı zamanlarda beni tehdit ettiler.
BURANIN REİSİ SALDIRAY BERK'TİR
• Yaz tatiline gitmeden önce yapmış olduğum görüşmede bana ‘
Merkez Komutanlığındaki kişilerle seni tanıştıracağız, onlarla görüşeceksin, belki bizden çıkıp onlara geçebilirsin, senin önünden geçip de
selam bile veremeyeceğim kişinin buranın reisi
Saldıray Berk' olduğunu, bunu tanıyıp tanımadığımı sordu. Ben de beni başsavcıyla görüştürdükleri için bu kişinin de Ağır
Ceza Reisi olabileceğini düşündüm.
Cezaevindeki ilk başsavcı
Erzincan Başsavcısı Cihaner ‘
terör örgütü üyeliği' ile ‘tehdit ve
iftira' suçlarından tutuklanarak cezaevine konuldu. Cihaner'e birbirinden ilginç sorular yöneltildi
Önceki gün makam odası ve evindeki aramaların ardından gözaltına alınarak Erzurum'a götürülen Erzincan
Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, Savcı Osman
Şanal tarafından yaklaşık 7 saat sorgulandıktan sonra gönderildiği Erzurum 2.
Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklandı. ‘'
Ergenekon terör örgütü üyesi olmak'', ‘'görevi kötüye kullanmak'', ‘'tehdit ve iftira'' suçlarından tutuklanan Başsavcı Cihaner, cezavine konuldu.
ALBAY ÇİÇEK'LE İLGİLİ 10 SORU
Yaklaşık 6.5 saat süren sorguda Savcı
Osman Şanal'ın, Başsavcı Cihaner'e Demokrasiye
Müdahale Eylem Planı'nda imzası bulunan
Albay Dursun Çiçek'le ilgili 10 sorunun yöneltildiği iddia edildi. Savcı Şanal'ın “Albay Dursun Çiçek'i tanıyor musunuz? Daha önce buluştunuz mu? İrtica İle Mücadele Eylem Planı'nı gördünüz mü” sorusuna Cihaner'in “Albay Çiçek'i tanımıyorum. Kendisiyle karşılaşmadım. Telefonda bile görüşmedim” şeklinde
cevap verdiği öğrenildi.
Savcı Şanal'ın, Cihaner'e
İsmailağa cemaati soruşturmasını Adalet Bakanlığı'ndan 2 yıl neden gizlediğini ve
yasa dışı
telefon dinleme yaptırıp yaptırmadığı da sordu. Savcılığın “Cemaat evlerine silah bırakılması hakkında bir çalışmanız oldu mu?” sorusuna Cihaner'in “Kesinlikle mümkün değil. Ben zaten silahsız bir yapılanma olduğu için bu soruşturmayı aldım. Siz silahlı olduğunu iddia ederek bu soruşturmayı benden aldınız” şeklinde cevap verdiği öğrenildi.
GİZLİ TANIĞI ÖLÜMLE TEHDİT
Soruşturma kapsamında
gizli tanık olarak ifade veren kişilerle ilişkileri de sorulan Cihaner'e “Gizli Tanık Erzincan'ı cemaat evlerine silah konulması konusunda (bize en ufak bir şekilde ucu dokunursa senin bütün sülaleni bitiririz yok ederiz) diye tehdit ettiniz mi?” sorusunun da yöneltildiği, Cihaner'in “Bu insanları tanımıyorum” dediği ifade edildi. Savcı Osman Şanal'ın, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in malvarlığıyla ile ilgili başlattığı soruşturma kapsamında, anaokuluna giden 5 yaşındaki kızı Sıla Cihaner'in de malvarlığını araştırdığı iddia edildi.
Evinin bodrumundan
dava dosyaları çıktı
Başsavcı İlhan Cihaner'in evinde
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından Cihaner'in eşi
Muhteber Cihaner ve
avukatı
Hamit Sekman nezaretinde yapılan aramada 3 cep telefonu, sim kartlar, flaş bellekler,
dizüstü bilgisayar, yaklaşık 700 CD, bol miktarda evrak ve aracında da çeşitli CD'lere el konuldu. Cihaner, konutunun iki bölmeli bodrum katının bir bölümünü çalışma odası, diğerini ise
depo olarak kullanıyor. Bu depora çok sayıda
tutanak, resmi belge ve soruşturma dosyası bulunarak el konuldu.
Tahliye talebi oybirliğiyle reddedildi
İlhan Cihaner'in avukatı
Hamit Sekman, dün sabah saatlerinde “
Perşembe günü tutukluluğa
itiraz edeceğim” dedi.
HSYK'nın yargı darbesinin ardından hemen harekete geçen Avukat Sekman, müvekkilinin tutuklanmasına ilişkin mahkemeye itiraz dilekçesi verdi. Erzurum 2.
Ağır Ceza Mahkemesi itirazı oy birliğiyle reddetti. Cihaner'in avukatlarından Baki Uzun, “Özel savcının yetkilerinin HSYK tarafından kaldırıldığını, bu nedenle bundan sonra, en azından herhangi bir inceleme yetkisi olmadığını söyleyip, “Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'ndan
tedbir talep ettik. Çünkü kendisi incelemeleri yapmak, dün el konulan evrakları incelemek istemektedir'' dedi. Mahkemenin, bu taleplerini de reddettiğini ifade eden avukat Baki Uzun, ‘'(Henüz savcı Şanal'a yapılmış bir tebligat olmadığından dolayı, savcının yetkisini kaldırıp kaldırmadığı mahkememiz tarafından henüz bilinmemektedir) diye itirazımız reddedilmiştir'' dedi.
BÜNYAMİN DEMİRKAN-STAR