Okuma-yazma bilmeyen
tanıkların “aynı el ürünü” olan metinlerin altına
imza atmaları, tanıkları “birinin yönlendirdiği” kuşkusuna yol açtı.
İfadelerini geri çeken tanıkların dilekçelerinin, yazı formatı, puntosu ve paragraf başı hizalarının santimine kadar çakışması, söz konusu dilekçelerin tek merkezden hazırlanarak baskıyla tanıkların eline tutuşturulduğu iddialarını güçlendiriyor.
Kayseri Jandarma
Alay Komutanı
Albay Cemal Temizöz ile
Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da yargılandığı
faili meçhuller davasının tanıklarından üç kişinin bir hafta arayla saf değiştirmesi ilginç bulundu.
Diyarbakır 6. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın son duruşması geçtiğimiz
Cuma günü yapıldı. Güneydoğu'daki faili meçhulleri konu edindiği için bütün Türkiye'nin dikkatle izlediği davanın tanıklarından Abdullah Nayır, 17
Aralık 2009 tarihinde Cizre
Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği dilekçede,
şüpheli olarak 7 Temmuz 1999 tarihinde verdiği ifadelerinin
Cemal Temizöz ve Kamil Atağ ile ilgili olan kısmından vazgeçti.
BİR HAFTA ARAYLA DİLEKÇE VERMİŞLER
Abdullah Nayır'ın Cemal Temizöz ve Kamil Atağ lehine ifadesini değiştirmesi konuşuluyorken, geçtiğimiz Cuma günü yapılan duruşmada
Asker Pökön (64) ile
Rabia Pökön (55)'ün de İbrahim Danış'ın öldürülmesi olayı ile ilgili olarak daha önce verdikleri ifadeleri geri çekmesi dikkat çekti. Asker ve Rabia Pökön çifti, kendi iradeleriyle 2 Aralık 2009 tarihinde Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, İbrahim Danış'ın 30 Ocak 1994'te öldürülmesiyle ilgili tanık sıfatıyla ifade vermişti. Pökön çiftinin cumhuriyet savcısına verdikleri ifadeden iki hafta sonra (
17 Aralık 2009) yine
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdikleri dilekçelerinde yönlendirme ile ifade verdiklerini iddia ederek Kayseri Jandarma Alay Komutanı
Albay Cemal Temizöz ile Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atağ lehine beyanda bulunmaları bazı şüpheleri akla getirdi.
DİLEKÇELER AYNI ELDEN ÇIKMIŞ GİBİ
İki tanık ile bir şüphelinin bir hafta arayla Cemal Temizöz ve Kamil Atağ lehine ifadelerini değiştirmesini araştıran Vakit, bu isimlerin aynı merkezden gördükleri baskıyla yönlendirildiğini ortaya koydu. Diyarbakır 6.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın sanıkları Cemal Temizöz ve Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu ‘faili meçhul' sanıklarını zor durumda bırakan ifadelerini bir hafta arayla geri çeken Abdullah Nayır (41) ile Asker Pökön-Rabia Pökön (55) çiftinin dilekçelerinin aynı elden çıktığı görülüyor. Birbirlerini tanımayan tanıkların dilekçelerinin yazı formatı, puntosu ve paragraf başı hizalarının santimine kadar çakışması, söz konusu dilekçelerin tek merkezden hazırlanarak baskıyla tanıkların eline tutuşturulduğu ihtimalini gündeme getirdi.
DAĞ: BASKI SONUCU İFADELERİNİ GERİ ÇEKTİLER
Davanın müdahil avukatlarından Güray Dağ da, tanıkların yapılan baskı sonucu ifadelerini geri çektiklerini belirtiyor. Abdullah Nayır'ın Temmuz 2009'da, Asker Pökön ile Rabia Pökön'ün ise 2 Aralık 2009 tarihinde kendi iradeleriyle Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek olayın oluşuna uygun olarak ifade verdiklerini hatırlatan Güray Dağ, “Bu insanların daha sonradan bu ifadeleri yönlendirme sonucu verdiklerine dair dilekçe göndermiş olmaları
mağdur ve tanıklar üzerinde baskıların devam ettiğini göstermektedir. Söz konusu kişilerin vermiş oldukları dilekçeler yönlendirmenin nasıl ve kimler tarafından yapıldığını göstermektedir” dedi. Dağ, mahkemeye gönderilen dilekçelerin yazımı ve stiline bakılınca, aynı yerden yönlendirilmek suretiyle yazıldığının açıkça anlaşıldığını kaydetti.
PÖKÖN ÇİFTİ NE DEMİŞTİ?
Asker ve Rabia Pökön çifti, 2 Aralık 2009'da Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdikleri dilekçede, İbrahim Danış'ın öldürülmesiyle ilgili şu ifadelerde bulunmuştu: “1994 yılı sonbahar kış başlangıcıydı. Bir sabah saat 05.00-06.00 sıralarında askerler ve
korucular mahalleye gelmişlerdi. Bizim komşumuzun da avlusuna girmişlerdi. Komşumuz ile aramızdaki duvarın yüksekliği az olduğundan dolayı avlusunu rahatça görebiliyorduk. Gelenlerin hepsi arada toplanmışlardı. İçlerinde daha önceden tanıdığım simalar vardı. Bunlardan Kamil Atağ, Kamil Saçan, Resul'un oğlu Abdullah, Tamer Atak ve Kamil Saçan'ın oğulları vardı. Onların isimlerini bilmiyorum. Ayrıca Cemal yüzbaşı da vardı. Ayrıca kalabalık bir asker ve korucu topluluğu vardı. Yanlarında bir şahıs getirmişlerdi. Sıvacılık yapan İbrahim isimli şahıstı. Daha sonra Tamer Atağ elindeki Kalaşnikof'la İbrahim'e 3 el ateş etti. İbrahim yere düştü.”
Kaynak: Halil Cömert/Vakit