Bu kadar “kıvırtmaya” hangi arşiv dayanabilir ki?
Sezer-Erdoğan görüşmesinin haberi,
Hürriyet'in salı günkü manşetinde “Uzlaşma kapıdan çevrildi” başlığıyla verilmişti…
Hürriyet, böylesi ince gözbağcılık numaralarında pek mahirdir…
E.Ö'nün Hürriyet'i “uzlaşma” söyleminin izini sürerek kamuoyunu yanıltmaya çabalıyor…
Getirilmekte olan “annelerin başörtüsü”; ayrıca bu yasal
düzenleme “üniversitelerle” sınırlı: E.Ö. bütün bunları gayet iyi bildiği halde hala hiç sıkılmadan “bakın uzlaşmıyorlar” kirli propagandasına devam ediyor…
Kendisine “
Hani türbanlı kızların üniversiteye girmesinden yanaydın?” diye soranlara şu karşılığı veriyormuş:
“Kıvırtmadan hep aynı şeyi söylüyorum. Hala buna taraftarım. Karşı olduğum bunun yöntemidir…”
Acaba öyle mi? E.Ö. gerçekten kıvırtmıyor mu?
Hemen E.Ö.'nün 1
Ağustos 2000 tarihli yazısını açıyor ve başlığına bakıyoruz: “Türban Sorununu İşte Bu Çocuklar Çözecek”
Hangi çocuklar?
Yazısının ilgili kısmını okuyoruz:
“Türbanlı
genç kız, bir saniye bile tereddüt etmeden kafasında bin
tilki dolaştırıp politik bir formül aramadan cevabını patlatıyor: Başımdaki örtüyü çıkarır, okuluma giderim…”
Bir süre sonra, 19 Ocak 2001'de “Üniversitelerde türban yasağı kalksa ne olur?
Türkiye artık bu kompleksinden kurtulmalıdır” diye yazan da E.Ö.!
Sonrasında bir daha dönüp 6 Ağustos 2005'te “Gittikçe daha fazla sırıtan o siyasi sembolden başka ne kalıyor geriye? 70'lerin solcu parkası gibi o da yok olup gidecek…” diye yazan da, aynı E.Ö!
Bu kadar “kıvırtmaya” hangi arşiv dayanabilir ki?
Söz konusu gelgitler “kafasında bin tilki dolaşan” E.Ö.'nün türban yasağı konusunda “ben de kalksın” diyorum yollu söyleminin samimi değil “taktik” olduğunun kanıtıdır.