Emekli
Askeri
Hakim Binbaşı Mesut
Kurşun,
Taraf Gazetesi'nin bir hafta önce ortaya çıkardığı
Genelkurmay Harekat Başkanlığı'nda hazırlandığı iddia edilen '
eylem planı' ile ilgili soruşturmanın askeri savcılar tarafından yürütülmesi konusundaki şüphelere katıldığını belirtti.
Kurşun, askeri askeri hâkim ve savcıların askeri
disiplin ve altlık-üstlük hiyerarşisi içinde görev yaptığını, bu nedenle yargı bağımsızlığından söz edilemeyeceğini söyledi.
Sarmusak davası olarak bilinen, 28
Şubat sürecinde Batı Çalışma Grubu'na ait gizli belgeleri çalmakla suçlanan Emniyet
İstihbarat Daire Başkan Vekili
Bülent Orakoğlu ve
Onbaşı Kadir Sarmusak, askerî
mahkemede hâkim karşısına çıkmış, askeri hâkimler önce tutuklama, daha sonra ise
beraat kararı vermişti. Bunun üzerine davaya
bakan hâkimler, çeşitli
baskılara maruz kalmış, daha sonra da bir kısmı
emekli edilirken, bazıları ise
sürgün yemişti. Bu davaya bakan Askeri Mahkeme Başkanı Tuğamiral Mehmet Celayir, süresi dolmadığı halde
denizcilikte sürgün yeri olarak nitelendirilen Hatay'ın
İskenderun ilçesine gönderildi. Kıdemli üye Binbaşı Hakim Mesut Kurşun ise
Malatya Devlet
Güvenlik Mahkemesi'ne normal üye olarak
tayin edilmişti. Aynı davaya bakan üye Deniz
Yüzbaşı Hakim Ahmet Karamanlı ise eşi başörtülü olduğu gerekçesiyle 1999 yılındaki Yüksek Askeri
Şura kararıyla zorla emekli edilmişti.
O dönemde davaya bakan mahkemenin kıdemli üyesi
Askerî Hakim Binbaşı Mesut Kurşun, dönemin Genelkurmay
Adli Müşaviri ve
Ergenekon davasından gözaltına alınan
Tuğgeneral Erdal Şenel'in baskılarına maruz kaldığını söyledi. Askerî Hakim Binbaşı, o gün başından geçen olayı şöyle aktardı: "Erdal Şenel beni Genelkurmay Karargahı'ndaki makamına çağırdı. Beni sigaya çekti. Anayasa'nın 138. maddesine aykırı olarak bana
hesap sordu. Oysa bu madde, davaya bakan hâkimin, hiçbir şekilde baskı altına alınamayacağını, etkilemeye çalışılamayacağı,
tavsiye ve telkinde dahi bulunamayacağını söylüyor. Oysa o bana hesap sorarak 'nasıl yaparsın, ne halt yapıyorsun, neden yargılamaya gerek duyuyorsun, olayın üzerine neden bu kadar düşüyorsun. Çok fazla kurcalama' gibi ifadelerle tehditkâr bir şekilde sigaya çekti." dedi. Kurşun, bunun üzerine tepki gösterdiğini söyledi. "Ben hâkimim, üzerimde üniformam var. Yasalardan aldığım yetkimi kullanarak yargılama yapıyorum." dediğini ifade eden Kurşun, "Ben bu şartlar altında yargılama yapamam, memnun değilseniz beni görevden alın." dediğini, bir süre sonra da tayinin çıktığını söyledi.
ASKERİ MAHMELER ALT-ÜST İLİŞKİSİNE GÖRE İŞLER
Askeri
Hâkim Kurşun, askeri yargının kurumsal olarak bağımsız olmadığını söyledi. Askeri hâkim ve savcıların askeri disiplin ve altlık üstlük hiyerarşisi içinde görev yaptığına dikkat çeken Kurşun, bu durumda yargı bağımsızlığından söz edilemeyeceğini söyledi.
Özellikle idari makamların önem verdiği davalarda, yaşadığı olayda bu durumun çok açık görüldüğünü vurgulayan Kurşun, "Benim yaşadığım bir gerçek var. Bana ve mahkemeye resmen müdahale yapıldı. Onun için askeri yargı bağımsız değil. Bu da askeri yargının ya da adli yargının bağımsızlığı ile bağdaşmıyor. Askeri yargının yasalardaki
düzenlemeye göre, durumunu AİHM'in de
sıkıyönetim ve askeri konulardaki kararlarında açıkça kabul edildiği üzere askeri hakim ve savcılar da dahil bir kere ordu mensubu kişiler. Askeri disipline bağlı kişiler, Atamaları ve sicil işlemleri tamamen askeri makamlar ve üstleri tarafından yapılıyor. Alt üst ilişkisi var. Dolayısıyla askeri hakim ve savcıların verdiği kararlarda, tarafsız ve bağımsız olduğunu söylemek mümkün değil. Mevcut yasal düzenleme ile bu
askeri mahkemenin kurumsal bir bağımsızlığı yok. Ben, verdiğim karar nedeniyle atamaya tabi tutuldum. Bunlar yargının bağımsızlığı ile bağdaşıyor mu? Bu olay, askeri yargının bağımsızlığın olmadığını göstermesi bakımından çok vahim bir ve somut bir örnektir." dedi.
HAKLI OLARAK CİDDİ ŞÜPHELER VAR
Kurşun, Dursun Çiçek'in eylem planı belgesi altındaki imzasının sahte olup olmadığı ve bu konunun askeri savcılar tarafından yürütülmesine ilişkin tartışmalar ve şüphelerin haklı olduğunu söyledi.
Kurşun, "Çok açık olarak askeri mahkememler yasal statüsü gereği bağımsız değiller. Onun için askeri mahkemelerde yargılanan gerek asker kişiler gerek
sivil kişiler, adaletin bağımsız ve tarafsız gerçekleşmediği konusunda haklı olarak çok ciddi şüpheleri var. Bu kuşkuların olmaması için konunun bağımsız sivil yargı tarafından yürütülmesi lazım." şeklinde konuştu. (CİHAN)