Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleşen toplantı yaklaşık 8 saat sürdü. Toplantı sonrası Bülent Arınç açıklamalarda bulundu.
İşta Arınç'ın konuşmasından önemli satırbaşları;
"Toplantının ana gündemi Soma'da yaşadığımız faciadır. Yasaların uygulanması konusunda ihmaller varsa bunun tespiti önemli. TBMM'deki görüşmelerde Meclis Araştırma Komisyonu'nun kurulması kabul edilmiştir. Adli soruşturma başlamış, bazı kişiler tutuklanmıştır. Asli soruşturmanın yanı sıra idari soruşturma da başlatılmıştır. Müfettişlere kazanın olduğu maden ve çevresindeki diğer madenlerle ilgili denetim izni verilmiştir.
Madenlerle ilgili 2010 yılında sektörü ilgilendiren bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmuş, raporu verilmişti. Aile ve Sosyal Bakanımız bir taslağı bizimle paylaştı. Maden faciasında vefat eden işçilerimizin şehit olması konusunda konuşma yapılmıştır ama verilen bir karar yok. Vefat edenlerin hepsi erkektir. Bu arkadaşlarımızın ailelerini düşünüyoruz.
Yardım kampanyaları açılmıştır, burada toplananlar hak sahiplerine ulaşacaktır.
YAKINDA AÇIKLAMA YAPACAĞIZ
SGK kanununda, iş kazaları sonucunda vefat edenlerle ilgili özel hükümler var. Burada prim ödeme gün sayısının önemi yok. O gün bile işe başlasa, ölüm geliri bağlanmaktadır. Kanundaki tabir ölüm aylığıdır. İş adamlarının sosyal amaçlı talepleri var. Ev ve konut gibi. Genel sağlık sigortası ve SGK'ya göre çalışma yapıyoruz. Kanunen şehit sayılmalarından dolayı belki, burada vefat etmiş olanlar için uygulamış olabilir miyiz?
Bugün için bir karara varmadık. Hak sahiplerini memnun edecek bir düzenlemeyi yakın zamanda açıklayacağız.
Madenleri kapanma kararı daha önce de söylenmişti. Biz bunu gerçekçi bulmuyoruz. Bu kömürü çıkartmalıyız. Isınmada, aydınlatmada kullanmalıyız.”
YUMRUK İDDİASI
Dürüst bir şekilde cevaplandırayım. O gün uçakta sayın başbakanımızla beraberdik olayı sorduğumuzda sabaha kadar olayı takip ettiğini söyledi. Soma'ya doğru gidiyoruz dönüşe kadar da arabasında kaldım. Bundan sonrası sizi ilgilendirecek. Belediye önünde bir konuşma yaptı Sayın Başbakan. Tam konuşmasına başlamıştı ki aşağıdan 'Yuh' 'hükümet istifa' sesleri geldi. Başbakanımız da ben sizin acınızı paylaşmaya geldim dedi. Biraz kesildi o sözler. Sayın Başbakanımız sözünü tamamladı. Bir Akhisar'a gitmek üzere araca bindik. Belediye önünden ilerliyoruz. Başbakanımız dedi ki ben arabanın içinden gidemem gideyim bir selamlaşayım dedi. O grubun yanından istifa sesleri başladı. Hatırlayabildiğim tek şey istifa diye bağıran kızlara geldi hadi ben size istifa dilekçemi sunmaya geldim ama neden sunacağım? 3-4 kızımız başlarını öne eğdi. Yanlarındaki gruptakiler başladı. Başbakanımız yanlarına gitti 'niye katil diyorsun?' dedi. Çok üzüldüğünü tahmin ediyorum. Sonra sola doğru bir yalpalanma oldu. Biraz da saldırgan bazı kişiler gördüm. Aracı tekmeleyen. Orada bir market varmış. Başbakanımız markete doğru girdi ama öncesinde bir grup markete doğru süratle girdiler. Benim oradan gördüğüm kadarıyla başbakanımız kimseye yumruk atmadı. O kişi de 4. defa ifadesini değiştirmiş durumda.
YUSUF YERKEL'İN TEKMESİ
O görüntüleri ben de izledim. Ancak çıplak gözle baktığım zaman bu fotoğrafta yerde birisi var iki emniyet mensubu onu yere yatırmış isminden bahsettiğiniz kişi onu tekmeliyor. Bu çok feci bir olay. Doğrudur diyecek halde değilim. Zaten bu adam eylem yapmış polis tekisiz hale getirmiş. Yerde olan birine niçin tekme atılmış? Kendisi 'birşeyler oldu üzüntü duydum' diye beyanda bulunmuş. Kişi şikayette bulunursa adli soruşturma yapılır. İkincisi idari soruşturmaya konu olabilir. Bunu atayan makam kendisi hakkında bir işlem yapabilir. Rapor konusu trajikomilk bir olay. Ben de tekmelerken ayak bileğini burkmuş olabilir diye düşündüm. Burada olaydan sonrasına ait bir rapor verildiği anlaşılıyor. Onun için bundan bahsetmemize bile gerek yok.   
"ÖLÜM MUKADDERSE O ZAMAN BİZİM KAPATMAYI BUNUN DIŞINDAKİ TEDBİRLERİ DÜŞÜNMEMİZ LAZIM"
Türkiye'de, madenlerin kapatılmasının söz konusu olmadığını belirten Bülent Arınç, "Madenlerin kapatılması konusu geçmişte de söylendi, bugün de söylenebilir. Biz bunu gerçekçi bulmuyoruz. Türkiye için özellikle gerçekçi bulmuyoruz. Çok samimi kanaatim ekonomik açıdan sürdürülmesi gereken bir iştir. 15 milyar ton rezervi bulunan bir ülkede, her şeyi ithal yoluyla ikame etmeye kalksanız, cari açığımız bugünkünden 100 misli fazla olur. Bu, dünyanın hiçbir yerinde ekonomiyi karşılamaz. Bu kömürü çıkarmalıyız, ısınmada, aydınlanmada kullanmalıyız. Madenlere sahipsek, bu madenlerimiz bulmalı, çıkarmalı değerlendirmeliyiz. Ama kesinlikle, buradan çıkaracağımız 15 milyar tonluk kömür rezervi, bir kişinin canının bedeli değildir. Tedbirleri almamız gerekir. Eğer bu tedbirleri alamıyorsak, biz her zaman 301 kişinin ölümüyle değil, 10, 20, 30 kişinin göçüktü, metan gazıydı…karşılaşacaksak o zaman madenleri, kapatmaktan bahsedebiliriz. Yoksa her sektörün kendi içinde riski vardır. Ulaşımda, sağlıkta da böyledir. Maden de ağır risk var. Tehlikeli çalışma sınıfı içerisinde. Bu şartlar altında bu üretim devam etmemeli. Alınan bütün tedbirlere rağmen, yetersizse, bir yerde ortaya çıkacak sebep de böyle basit şekilde önlenemiyorsa, ölüm mukadderse, o zaman bizim kapatmayı, bunun dışındaki tedbirleri düşünmemiz lazım" diye konuştu.