Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, en çok şikayet edilen dizilerin en fazla izlenen diziler olduğuna dikkati çekerek, ''Bir paradoksun içindeyiz. Bazı dizileri hem çok şikayet ediyoruz hem de çok izliyoruz. Bu paradoksu çözdüğümüz zaman televizyon yayıncılığının da bir yere oturması mümkün olacaktır'' dedi.
TBMM Genel Kurulunda ''temel
yasa'' olarak görüşülen, ''Radyo ve
Televizyonların
Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı''nın birinci bölümünün tümü üzerinde grubu adına söz alan BDP
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, CMK uyarınca,
Hizbullah terör örgütü davasında
tahliyeler yapılmasını eleştirdi.
Hizbullah
terör örgütü davasının neden sonuçlandırılamadığını anlamadıklarını belirten Buldan, ''Oysa istenildiği zaman vicdanı yaralayan ağır cezaların ivedilikle nasıl verildiğine hepimiz şahidiz'' dedi.
RTÜK'ün, son
iktidar döneminde de ''medya üzerindeki balans ayarı yapma görevini'' eksiksiz olarak yerine getirdiğini öne süren Buldan, ''Samanyolu ve
Kanal 7 televizyon kanallarına hiç
para cezası kesildi mi veya herhangi bir
yaptırım uygulandı mı bugüne kadar?'' sorusunu yöneltti.
CHP grubu adına söz alan
Antalya Milletvekili Atilla Emek de tasarıya bakıldığında, RTÜK'ün
sansür ve denetim kurulu olarak görev yapmasının amaçlandığının görüleceğini öne sürdü. Tasarıda, kurula verilen yetkilerden kaynaklanan, ''
denetleme baskısı''nın kendini gösterdiğini ifade eden Emek, ''Tasarı, kurulu bağımsızlıktan uzak, siyasi iktidarın yan kuruluşu haline getirilmesi amacını güdüyor'' dedi.
AK Parti Manisa Milletvekili İsmail Bilen ise şahsı adına söz alarak, tasarının, medya sektörünün sorunlarını çözmeye ve dünya ile entegrasyonu sağlamaya yönelik olduğunu söyledi. Tasarı ile çoğulculuk ve rekabetin sağlanmasının hedeflendiğini anlatan Bilen, gençlerin ve çocukların sağlıklı gelişmelerine katkı sunacak yayınların yapılmasının özendirildiğini de sözlerine ekledi.
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Arınç, konuşmaların ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
BDP Iğdır Milletvekili Buldan'ın, iki televizyon kanalının isimlerini belirterek, bunlara yaptırım uygulanıp uygulanmadığını sorduğunu anımsatan Arınç, ''Özel olarak iki televizyon kanalının isimlerini söyl
emek ne kadar doğrudur, bilmiyorum'' dedi.
Bu kanallardan birine 8 yıllık dönemde 95 müeyyide uygulandığını belirten Arınç, bunların uyarı, program durdurma ve para cezası olarak gerçekleştiğini anlattı. Arınç, diğer kanala ise yine aynı dönemde 78 müeyyide uygulandığını bildirdi.
Medya kuruluşlarına verilen para cezalarının yeterince toplanamadığından yakınan Arınç, ''Çünkü para cezalarını veriyoruz ama bunlar Kabahatler Kanunu gereğince tahsili kesinleşme şartına bağlıdır. Tahsilat yetkisi de
Maliye Bakanlığına geçmiştir. Süreç uzamaktadır'' diye konuştu.
-''MHP GRUBU NEDEN YAYINLANMIYOR?''-
MHP
Niğde Milletvekili Mümin İnan'ın, ''
TRT'ye ait bir
radyoda sadece CHP ve AK Parti'nin grup toplantılarına ilişkin konuşmaların yayımlandığını tespit ettiğini'' söylediğini anımsatan Arınç, ''Gerçekten böyleyse -ki Sayın İnan'a inanmak durumundayım- çok yanlıştır. Benim bildiğim kadarıyla televizyon kanallarının her birinde hemen hemen eş zamanlı olarak yayımlanıyor. Radyo bunu, MHP'yi gözardı ederek yapmışsa büyük hata etmiş demektir'' dedi.
TRT yayınlarında memnun olduğu konuların çok daha ağırlıklı olduğunu söyleyen Arınç, kurumun şu anda milyonlarca insana hitap ettiğini ifade etti.
Milletvekillerinin, ''Lisans işleri 16 yıldır neden yapılamadı?'' şeklinde bir soru yönelttiğini hatırlatan Arınç, şöyle devam etti:
''Bunun sekiz yılından biz sorumluyuz. Diğer sekiz yılı da aramızda paylaşalım. Bugüne kadar RTÜK ile ilgili sayın bakanlarımızın çalışmaları olduğunu biliyorum ama bu işler bugüne kadar geçildi. Bu konuda bize düşen sorumluluğu da üstlenmek zorundayım.
Necip Fazıl derdi ki 'Ne kadar geçse o kadar
erken sayabiliriz', bir an evvel bu işi yapmakta da fayda var.''
CHP
Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur'un, ''RTÜK'te
mobbing vakası yaşanıp yaşanmadığını'' sorduğunu belirten Arınç, ''Bereket ki süresi bitti, sorunun arkası gelmedi. RTÜK'te çalışanlarla ilgili olarak mobbing iddiası varsa siz bize getirin. Biz de araştıralım ama RTÜK'e atfen böyle bir şey söylerseniz biz kırılırız bundan. Bildiğiniz varsa açıklayın. Bilmediğiniz bir şeyi soruyorsanız da öyle şey olmaz. Mobbing iddiası varmış gibi kurumu töhmet altına sokacak bir soruyu uygun bulmadım'' diye konuştu.
TRT'nin kamu yayıncılığı yapan bir kuruluş olarak
reyting kaygısı taşımadığını belirten Arınç, TRT'de yayımlanan diziler konusunda duyarlı olduklarını söyledi.
En çok şikayet edilen dizilerin en çok izlenen diziler olduğuna dikkati çeken Arınç, ''Bir paradoksun içindeyiz. Bazı dizileri hem çok şikayet ediyoruz hem de çok izliyoruz. Bu paradoksu çözdüğümüz zaman televizyon yayıncılığının da bir yere oturması mümkün olacaktır'' dedi.
Arınç, bir başka soru üzerine, sadece beş kişinin RTÜK kadrosunda olup da geçici görevli olarak diğer kurum ve kuruluşlarda çalıştığını söyledi.