Üniversitelere başörtüsü ile girilmesine imkân tanıyan anayasa değişikliği paketinin Meclis'te çoğunlukla kabul edilmesiyle ilgili haberi gördüğü anın kendisi için dönüm noktalarından birisi olduğunu aktaran Bulut, "Oradaki benim eleştirdiğim zihniyeti anlatan
manşettir; '411 el kaosa kalktı' manşeti. Benim için çok fazlaydı. Orada artık, o manşeti kaldıramazdım yani." dedi.
HABERTÜRK TV Genel Yayın Yönetmeni
Yiğit Bulut, Cihan
Medya Haber Dergisi'ne 'yerleşik medya düzeni',
Türkiye'nin ekonomi krizleri ve
finansal
Ergenekon konularında ilginç açıklamalarda bulundu. Eleştiri oklarını öncelikle, vazgeçilmez yazarlar olarak gösterilen isimlere yönelten Bulut, "Aslında, tırnak içi ifadeyle; 'tanrı-yazar' diye bir şey yok. Büyük medya gruplarının şişirip, empoze ettiği isimler var." ifadesini kullandı. Örnek olarak
Ertuğrul Özkök'ü gösteren Bulut, şunları söyledi: "Türk medyasında hiçbir zaman tanrı-yazar olmadı, tırnak içinde söyleyeyim. Çok büyük medya gruplarının şişirdiği, empoze ettiği, o dönemde diğer medya gruplarının da güçsüz olmasından kaynaklanan boş anda parsellenmiş bölgeler vardı. Mesela,
Ertuğrul Özkök. O dönemde Türkiye'nin en büyük medya grubu olan Doğan Grubu'nun baskısıyla siyasi otoriteye,
koalisyon hükümetinin güçsüzlüğü ile sanki böyle her dediği piyasayı etkileyecek, her dediği kamuoyunu etkileyecek, hükümeti etkileyecek gibi bir algılama vardı. Ne oldu şimdi onlar? Şimdi sağda solda, tiyatro oyunculuğu yapıyorlar veya komedi çeviriyorlar, bakarsanız. Ertuğrul Özkök bırakınca,
Hürriyet battı mı? Zaten medyanın yüzde 60'ı bir adamın elinde. Aydın Doğan'ın adamı derler birini pompalarlardı. Aydın Doğan'ın yatında, evinde, orada burada
tatil yapan, onun pompasıyla büyüyen insanlar vardı. Şimdi Türkiye normalleşince, yüzde 60'lık medya küçülünce o tanrı-yazarlar yok olmaya başladı. O tanrı-televizyoncular yok olmaya başladı. Hiç kimsenin çok büyük etkisi yoktur. Ben çok etkiliyim,
ana haber sunarım, onlar yalan."
"2001 KRİZİNDE MEDYANIN ATEŞE BENZİN DÖKEN BİR ROLÜ VARDI"
Ekonomik krizler ve medyanın bunlara bakış açısını da eleştiren Yiğit Bulut,
2001 krizinde medyanın büyük suçu olduğunu ifade etti. "Medya cahil olduğu bir krizi yorumlamaya çalıştı." diyen Bulut, medya patronu-finans piyasası ilişkisine de dikkat çekti. 'Elinde hatırı sayılır tutarda devlet borçlanma kağıdı bulunan medya sahibi'nin, düşük
faiz istemeyeceğine vurgu yapan Bulut, şöyle konuştu: "2001 krizinde medyanın ateşe benzin döken bir rolü vardı. Bir de şu var; medyayı kimin
kontrol ettiği önemli. Eğer bir adam medyayı kontrol ediyorsa, bir de
Hazine bonosu varsa elinde; 100 trilyonluk Hazine bonosu var diyelim. Bir de Türkiye'deki medyanın yüzde 60'ını, 70'ini, 80'ini kontrol ediyor, faiz düşük mü olsa iyidir, yüksek mi olsa iyidir onun için? Medyayı siz kontrol ediyorsanız, o grup için söylüyorum, 'yerleşik düzen' dediğim grup için Hazine bonoları da sizin cebinizdeyse, ne istersiniz? Devletin en fazla faizi vermesini. En fazla faizi nasıl verir devlet? En fazla karışıklık çıktığında. O zaman medya ne yapar, faizin yükselmesi için? Ateşe benzin döker. 2001 krizi budur işte."