Medyamızdan 'kimler' tasfiye olacak?
Yeni bir akım başladı, herkes "kimler tasfiye" olacak başlığı altında "medyamızın nereye" gittiğini yazmaya başladı... Bir kısım yazar"gerçek düşüncelerini" aktarırken, bir kesim ise "kin ve nefret" kusmak için kalemi eline alıyor!
İzin verirseniz, ben de bu soruya girmek ve "elimden geldiğince objektif" bir açıdan kavramları, "Türk medyasının nereye gittiğini"
tartışmak istiyorum...
Her şeyden önce şunu belirtmem gerekli; isim, isim "o gider bu kalır" demek yerine
Türkiye'nin bir bütün olarak "nasıl değiştiğini" ve "evrim geçiren merkez dinamiklerle" birlikte, medyanın da nasıl değişeceğini sorgulamak daha doğru! Ben de bunu yapacağım!
Hemen soralım; 1980 sonrası nasıl bir Türkiye gördük?
İş dünyası, medya, asker ve siyasetçilerin "dönem dönem" iç içe girdiği, belli süreçlerde de "ayrıştığını" gözlemledik! "
Hâkim medya" özellikle 1994 yılından sonra "daha da güçlenerek" Hükümetlere "istediği her şeyi yaptırmaya", yaptıramadığı her dönemde de Türkiye'nin gündemini değiştirmeye çalıştı!
Burada "hâkim medya" kavramı önemli... Bir grup olabilir, o andaki "siyasi aktörlere" yakınlığından dolayı "bir
köşe yazarı" olabilir. Bu süreç net olarak 2000 yılı Ocak ayına kadar devam etti. O dönemde iktidarda olan "3 partili
koalisyon" kısmen bu "yapıya" baş kaldırmayı denedi ama gerek "finansal
kriz", gerekse "oynak siyasi taban", Ecevit'in "hastalığı dahil" birçok konuda "bu başkaldırıya" izin vermedi! Bu "restleşme"
erken seçim ile bitti ve "3 partili koalisyon" tarihe karıştı!
Bunları sadece bir "bilgi" olarak yazdım... Gelelim bugüne...
Türkiye'de neler oluyor? Hangi taşlar yerinden oynadı? Bu oynama medyada neleri değiştirecek?
Sevgili dostlar, siyasi "otorite" iyidir, kötüdür! Bu detayı tartışma dışı bırakıyorum. Ele almak istediğim kısım farklı. 2001 sonrası değişen dünya düzenine paralel olarak ve en önemlisi "yerleşiklerden olmayan" bir siyasi "otoritenin" oluşmasıyla; 2001 öncesi oluşan
sistem yıpranmaya başladı! Hâkim "olanların" dedikleri "olmamaya" başlarken, o sistemden güç alarak oluşan "her dediğimi yaptırırım medyası da" etki ve itibar kaybetmeye başladı! Bu süreç hâlâ devam ediyor...
Bugün "Türkiye'nin farklı bir merkezi" ve eskiye göre daha fazla "bilgi ve analize" sahip bir Türk halkı var. Dediğim gibi "2001 sonrası oluşan dünya düzenine uygun bir
gelişim" ve içeride bazı merkezlerde "aşırı güç kaybı" söz konusu!
Bu tespitler sonrası gelelim "medyamıza"...
Bugün net ve açık olarak şöyle bir tablo var: Bir tarafta etki alanı ve ikna etme gücü tükenmek üzere olan; "binaları, sayfaları, TV ekranları" hâlâ yerinde duran "medya gurupları"!
Daha açık ifadesiyle; içinde topu olmayan ama dışarıdan dev bir firkateyn gibi görünen medya bileşenleri... Diğer tarafta o kadar büyük olmayan ama "vurduğu zaman" deviren yeni medya konsepti!
Bu noktada diyeceksiniz ki; başkaları yok mu?
Var! Arada kalan ve geçiş sürecinde olup "etkisi ve cüssesi" henüz netleşemeyenler ve hiç "netleşmeyecek" olanlar var!
Peki kimler tasfiye olacak?
Soruyu "kişiselleştirmeden" hemen
cevap vereyim...
Bir medya, "etkisini ve topluma
mesaj verme" yeteneğini özellikle güvenilir olma noktasından kaybetmeye başlamışsa, gelirleri de buna paralel düşeceği için; yaşayamaz!
Daha değişik ifadesiyle; topu, tüfeği olmayan veya olan ama "etkisini" kaybetmiş bir "firkateyn"; ne kadar cüsseli olursa olsun "su üstünde kalamaz"!
Sonuç: "Medyamızda" kimler tasfiye olacak tartışmasına bence bu açıdan bakmak gerekli! Etkisini ve "inandırıcılığını" kaybetmiş isimler ve onlarla "devam etmekte" ısrar eden medya bileşenlerinin hepsi tasfiye olacak! Daha doğrusu; değişen dünya düzenini, evrim geçiren "Türkiye çekirdeğini" algılayamayan her parça, "sistem dışına" itilecek! Benden söylemesi!