Bir sene boyunca
müzik sektöründe yer alan
albümler, kayıtlar, prodüksiyonlar, sanatçılar ve eserleri
ödüllendirildiler. 49’uncusu verilen
Grammy Müzik Ödülleri,
Amerika’nın
Los Angeles kentinde Staples Center’da sahiplerine dağıtıldı.
Amerikan müzik endüstrisinde büyük bir öneme sahip
Grammy Ödülleri, 1957’den bu yana tertip ediliyor. Ödülleri veren kurum ise NARAS (the recording academy) adlı bir akademi.
Sinema dünyasının ilgisinin toplandığı
Oscar Ödülleri kalibresinde bir öneme sahiptir Grammy. Fakat Amerika müzik endüstrisine ait olduğundan ve evrensellikten uzak durduğundan ötürü de bazı çevreler tarafından pek muteber sayılmaz hani.
Fakat her şeye rağmen, dünyanın geri kalan kısmı da, Amerika’da dağıtılan bu ödüller ışığında müzikal politikalar izler.
108 farklı kategoriyi ve 20’den fazla müzik türünü kapsayan Grammy Ödülleri, bu sene de ilginç ve beklenmedik sonuçlar doğurdu.
Son dönemlerde popüler olan “
muhalif duruş”, Grammy seremonisinde de göze çarptı. Mikrofonlar önünde gerek ABD’nin siyasi şemasına, politikalarına gerekse de dünya üzerinde yaşanan gelişmelere muhalif sözler söylendi. Bunlardan biri de, Dixie Chicks grubunun, sahnede gösterdiği muhalif duruştu. Amerikan hükümetinin gidişatına karşı çıkan Dixie Chicks, sahnede bunu dillendirdiğinde homurtular yükselmişti; fakat 5 ayrı dalda
aday olduğu ödüllerin 5’ini alması, gelen eleştirileri unutturdu. Amerika’nın yetiştirdiği bu muhalif grup, 3 hanımdan oluşuyor: Emily Robison,
Marta Maguire ve Natalie Maines.
1989 yılında Amerika’nın Dallas kentinde, 4
Teksaslı
sokak sanatçısının kurduğu bir grup bu. Country ve “bluegrass” adlı müzik türlerindeki
şarkılarını sokaklarda seslendirirlermiş 90’ların sonlarında. Grubun kurucuları Martie Robison, Emily Robison, Laura Lynch ve Robin Lynn Macey, bu yıllarda bluegrass müzik türündeki şarkılarla üç albüm yapmışlar. “Thank Heavens for Dale Evans” (1990), “Little Ol’ Cowgirl” (1992) ve “Shouldn’t a Told You That” (1993).
Robin Lynn Macy, 1992’nin sonlarında grubu terk eder; çünkü Dixie Chicks’in müziğinin country ve bluegrass tarzından uzaklaştığını düşünmüştür. Daha sonra 1995 yılında da hususi sebeplerden ötürü grubun solisti Laura Lynch, Dixie Chicks’ten ayrıldıktan sonra solist, Natalie Maines olur.
Teksas müziğinin yapıtaşlarından ve Teri Hendrix, Wayne Hancock gibi sanatçıların yapımcılığını da üstlenmiş Lloyd Maines var bir bakıma Dixie Chicks’in arkasında. Zira Lloyd Maines, grubun solisti Natalie’nın babası. Bu da bir bakıma grubun müzikalitesini güçlendirmekte ve country müziğinde ilerlemesine katkıda bulunmuştur.
1998 senesinde de
Sony BMG’nin prodüksiyonunda çıkan ilk “Dixie Chicks” etiketli albüm sükse yapar. Wide Open Spaces (1998) albümü beklenmedik bir başarı yakalar ve
ülke çapında 12 milyon civarında bir
satış rakamı yakalar. Sonrasında 1999 yılında da “Fly” isimli albüm piyasaya sürülür. Artık Dixie Chicks’in ortaya sürdükleri müziğin türü adamakıllı şekillenmiştir: “New Country”. Bu albüm de CMA tarafından yılın albümü seçilir.
Country müziğinin konservatif tavrına, Fly albümündeki “Goodbye Earl” şarkısıyla zıt bir tutum takınır ilkin. Yaşamın kendisine ve toplumsal durumlara başkaldırıyı içeren bu şarkıdan hemen sonra, 10 Mart 2003’te
Londra’nın “Shepherds
Bush Empire” adlı tiyatroda verdikleri konserde, Amerika’nın
Irak işgali üzerine şu sansasyonel cümleyi ederler: “Just so you know, [...] we’re ashamed the President of the
United States is from
Texas.” (Şunu bilin ki…
Amerika Birleşik Devletleri başkanının Teksaslı olmasından utanıyoruz!)
Fly’dan sonra piyasaya 2002 yılında “Home” adlı albüm sürülür. Home albümü de beklenen patlamayı yapar ve Grammy’de en iyi country, country şarkı, enstrümantal ve performans ödüllerini toplar. Bunun yanında Billboard, ACM, CMA gibi müzik ödüllerinden de hak ettiğini alır.
Son olarak da Grammy’de aday olduğu 5 ayrı dalda 5 ödül alarak dikkatleri üzerine çekmeyi başarır Dixie Chicks. En iyi albüm, single, şarkı, country grubu ve country albümü ödüllerini alarak büyük bir sansasyona
imza atarlar.
Türkiye’de çok fazla tanınmayan bu aykırı grup, Amerika’yı sarstı ve Bush hükümetine karşı takındıkları tavrın arkasında durup, tüm dünyaya
mesaj vermeyi de
ihmal etmedi.
HALDUN DURSUNOĞLU - Zaman Gençlik