Aslında yapılan dinleme TİB Kanuna'na göre
yasadışı. Vahim olan sadece bu değil; alınan
sistemin özelliği de yasalara uygun değil...
Alınan "
Uydu Dinleme ve Kestirme Sistemi" son teknolojiyi içeriyor. Sistem kolaylıkla cep
telefonlarını da dinleyebiliyor. Ayrıca bilgisayar kasası büyüklüğünde olduğu için hareket kabiliyeti de oldukça fazla.
İddiaya göre bu cihaz telefon dinlemede yetkili olan MİT ve Emniyet'te bile yok. Yani yasadışı dinlemenin etki alanı çok geniş olabiliyor. Küçük bir çantada taşınabilen sistemde en az 2 bin görüşme kaydedebiliyor. Hatta
kriptolu telefonlar bile dinlebiliyor. İşte en önemli mesele de burada başlıyor.
Kriptolu telefon görüşmelerinin çözülebilmesi için cihaz
İsrail'den alındığı için İsrail tarafına kripto kodlarının verilmiş olabileceği ihtimali var. Bu ihtimalin doğru çıkması Türkiye'nin ulusal güvenliğinin
tehlikede olması anlamına geliyor. Bu da şu anlama gelir. İllegal olarak Türkiye'de herkes; hükümet üyelerinden bürokratlara kadar çok geniş yelpazede üst düzey devlet görevlilerinin haberleşmeleri dinlenir ve
kayıt altına alınır.
Savunma
Sanayi Müsteşarlığı askeri yetkilileri böyle bir cihazın alımı ve kullanımının
yasa dışı dinleme anlamına gelebileceği uyarısını yapmış. Ancak değişen birşey olmamış. Sistem 8 milyon dolara alınmış. Olayla ilgili
Genelkurmay'ın soruşturması devam ediyor.
Aslan Güner'in 2007'de aldırdığı sistemle ne kadar bağlantılı bilinmez ama;
Ergenekon tutuklusu Türk Metal-İş Sendikası Başkanı Mustafa Özbek'in yurtdışından yasadışı telefon dinlemelerle ilgili cihazlar aldırdığı ve Ankara'da yasadışı bir 'dinleme üssü' kurulduğu yönünde iddialar vardı.
Ergenekon tutukluları Emekli
Tuğgeneral Levent Ersöz ile Emekli
Albay Atilla Uğur'un bilgisi dahilinde olduğu iddia edilen dinleme üssünün ortadan kaldırıldığı bilgileri yayılmıştı.