Ankara 1.
Asliye Hukuk Mahkemesi, Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV)'nın araştırmacı Yılmaz Dikbaş aleyhine açtığı
davayı, Milli
İstihbarat Teşkilatı (MİT) raporunu gerekçe göstererek reddetti. Dikbaş'ın, 'ÇEV'in
misyonerlik faaliyetlerinde bulunduğu ve üyelerinden topladığı paraları misyoner örgütlere aktardığı' yönündeki iddiaların MİT raporunda da yer aldığını belirten
mahkeme, davanın reddine karar verdi.
Üsküdar Gazetesi sahibi Adnan Odabaş da
Sağlık Eğitim Vakfı'nın (SEV) açtığı 30 bin yeni liralık
tazminat davasından
Milli İstihbarat Teşkilatı raporu sayesinde kurtulmuştu.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD)
Antalya Şubesi Üyesi Yılmaz Dikbaş, geçtiğimiz yıl basına yaptığı açıklamada, Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV), ÇEV ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (
ÇYDD)'nin Protestan misyonerliği yaptığını, Atatürkçü Düşünce Derneği'nin de bu vakıfları
desteklediğini gündeme getirdi. Dikbaş, bu örgütlerin
yönetimindeki kişilerin ADD'yi de ele geçirdiğini ve Atatürkçülüğü kalkan olarak kullandığını söyledi. Dikbaş'ın açıklamalarının basında yer alması üzerine Çağdaş Eğitim Vakfı, araştırmacı Yılmaz Dikbaş ve yaptığı açıklamaları yayımlayan basın kuruluşları aleyhine 20 bin YTL'lik tazminat davası açtı. Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen dava ÇEV'in aleyhine sonuçlandı.
Mahkeme kararında, Dikbaş'ın gündeme getirdiği iddiaların MİT ve Emniyet'ten gelen yazılarla doğrulandığı ve dile getirdiklerinde gerçeğe aykırılık olmadığı kaydedildi. MİT Müsteşarlığı'nın 30
Kasım 2006 tarihli yazılarında ve ekindeki İçişleri Bakanlığı'na hitaben yazılmış yazı örneğinde, Dünya Kiliseler Birliği'nin ülkemizdeki Hıristiyanlaştırma faaliyetleri çerçevesinde bazı
dernek ve vakıflar vasıtasıyla topladıkları paraları Hıristiyan dünyasına
hizmet amacıyla kullandığına işaret edilen kararda şöyle denildi: "Doğu ve Güney
doğu Anadolu bölgelerimizdeki kimsesiz ve zeki çocuklara burs verilerek Hıristiyanlaşmasına hizmet edecek kadroların oluştuğu belirtilerek konuya ilişkin yapılan araştırma sonucu hazırlanan ve eklenen bilgi notunda Çağdaş Eğitim Vakfı'nın
Amerikan Board Heyeti ile sevk-koordinasyon içerisinde olup bölgesinde eğitim ve
öğretim projesi hazırlayarak Amerikan Board'dan
yardım talebinde bulunduğu, ÇEV'in ayrıca '3 bine yakın öğrenciye burs vermektedir.' raporunun yer aldığı görülmüştür." denildi. Karar metninde Dikbaş'ın açıklamalarında gerçeğe aykırı bir durum olmadığı, hukuka aykırılık teşkil etmediği, bu sebeple
beraatine ve tazminat isteminin reddine karar verildiği belirtildi.
O dönem halen ADD üyesi olan Yılmaz Dikbaş, Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV), ÇEV ile ÇYDD'nin Protestan misyonerliği yaptığını belirtmişti. Dikbaş, bu örgütlerin yönetimindeki kişilerin ADD'yi de ele geçirdiğini ve Atatürkçülüğü de kalkan olarak kullandığını savunmuştu. Yazılı açıklamasında söz konusu örgütlerin yönetim kurullarında yer alan isimleri sıralayan Dikbaş,
Yaşar Yaşer başkanlığındaki SEV'in 2006'da AB'den 191 bin
Euro hibe aldığını öne sürdü. SEV'in Türkiye'de Protestan misyonerliği yaptığını iddia eden Dikbaş, bunun da Adnan Odabaş'ın sahibi olduğu Üsküdar Gazetesi'nde çıkan haber üzerine, SEV'in tazminat için yargıya başvurmasının ardından, MİT'in mahkemeye gönderdiği raporlarla resmileştiğini ifade etti.
Atatürk'ün adını kullanıyorlar
Dikbaş, yine Adnan Odabaş'ın kitabını kaynak göstererek Yaşar Yaşer'in başkanlığını yaptığı SEV, eşi Gülseven Yaşer'in başkanlığını yaptığı ÇEV ve
Türkan Saylan başkanlığındaki ÇYDD'nin birlikte çalıştığını iddia etti. Bu örgütlerin Atatürk'ü kalkan olarak kullanıp birçok kişi ve kuruluştan yardım adı altında para topladığı, ilgili bakanlıklardan izin almaksızın yurtdışından parasal yardım aldıkları bilgilerine yer verdi. Dikbaş, aynı kaynağa dayanarak Türkan Saylan'ın Hıristiyan kökenli olduğunu öne sürdü. Dikbaş, son olarak ÇEV'in MİT raporunda Protestan misyonerliği yaptığının kesinleştiğini ve bu vakfın 2. başkanlığını 25 Haziran 2006'dan beri
emekli Orgeneral Şener
Eruygur'un yaptığını hatırlattı.
ADD Genel Başkanı Eruygur ve Genel Başkan Yardımcısı
Serter'e yönelik şok iddialarla da gündeme gelen Dikbaş, ADD'den
ihraç edilmişti. AB fonlarından 400 bin Euro aldığı iddia edilen Eruygur ve Serter'i misyonerlik faaliyetlerine destek olmakla suçlayan Dikbaş'ın, bu açıklamaların hemen ardından ihraç edilmesi dikkat çekmişti. Kararı değerlendiren Dikbaş, "Gerçeklerin su yüzüne çıkması, AB mandacılarını ve misyonerleri rahatsız etti." derken,
Şener Eruygur ve
Nur Serter, Dikbaş'a ayrı ayrı tazminat davaları açmışlardı.