"
Başörtüsünü laikliğe tehdit" olarak gören anamuhalefet,
seçim kampanyalarında başörtülü kadınlara yer veriyor, başörtüsü dağıtıyor. Bu çelişkiyi
CHP sözcüleri de izah etmekte zorlanıyor.
Trabzon'da bu konudaki sorulara muhatap olan
Grup Başkan Vekili Kemal
Anadol,
itiraf anlamına gelecek sözler sarfetti.
'Madem sorun yoktu da başörtülülerin hangi sorununu çözmek için oy istediniz' diyen gazeteciye şu cevabı verdi: "Fotoğraf değil, fotoğraf dediğiniz şey, normal vatandaşların kadınlı erkekli şeyi. Onlardan da oy istenmesinin sebebi, seçim kampanyası sırasındaki talebidir." Aynı toplantıda bulunan CHP Trabzon İl Başkanı
Necip Yıldız ise CHP'nin fotoğrafı neden kullandığını itiraf etti: "
Türkiye'de yaşayan insanların yüzde 60'ı başörtülü. Onlar bizim profilimiz, onlar mozaiğin bir parçası. Tabi ki onlardan da oy isteyeceğiz."
Anayasa değişikliği ile Türkiye'nin temeliyle oynanmaya çalışıldığını ileri süren Anadol, kamusal alanda başörtüsü takmanın
özgürlük olarak ortaya konduğu
vakit Türkiye'nin
İran, Suudi
Arabistan tipi bir
ülke olacağını savundu. Başörtüsünün
ortaokul, lise ve kamu kuruluşlarında yaygınlaştığını iddia eden Anadol, 'Trabzon' ifadesinin hatırlatılması üzerine, "Trabzon'da konuştuğum için öyle söyledim." dedi. Bunun üzerine devreye giren CHP İl Başkanı Necip Yıldız ise,
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ)
Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hemşirelerin yüzde 40'ının başörtülü olarak çalıştığını ileri sürdü.
Bazı temaslarda bulunmak üzere Trabzon'a gelen
Kemal Anadol, Usta
Park Otel'de düzenlediği basın toplantısında, ilginç iddialarda bulundu. Resmi ve gayri resmi tüm uyarılara rağmen
AK Parti ve MHP'nin
Anayasa değişikliğinde ısrar ettiği, sonunda da değişikliğin Anayasa Mahkemesi'nden döndüğünü anlatan Anadol, 'AK Parti'nin
yabancı takımı ve yabancı
damat' diye tanımladığı Türkiye-AB Karma Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendik'in davayla ilgili açıklamalarını eleştirdi.
"DEMOKRASİNİN TEK ŞARTI SEÇİM DEĞİL"
Konuşanların, 'ne Türkiye'nin geçmişini, ne 54
İslam ülkesi içerisinde tek laik ülkenin nasıl bu hale geldiğini, nasıl AB'ye
aday ülke statüsüne geldiğini bilmediğini' savunan Anadol, şöyle devam etti: "Seçim her yerde var arkadaşlar. Geçenlerde Suriye'de seçim oldu. Mısır'da seçim oluyor, Ürdün'de seçim var. Demokrasinin tek şartı değil ki seçim. Seçim olunca
demokrasi olmaz. Türkiye'nin farkı ne onlardan? Tek laik ülke. Bir ülke laik olabilir, demokratik olmayabilir. Tek parti döneminde olduğu gibi. Ama bir ülkede demokrasi varsa o ülke mutlaka laiktir. Laiklik olmadan demokrasi olmaz. Bu gerçeğin farkında değiller. Türkiye'de
laiklik ortadan kalktığı anda, demokrasi çöker. Altı boşalır. Demokrasiyi ayakta tutan laiklik ilkesidir.
Atatürk, arkadaşlarıyla birlikte bu ülkeyi kurarken, temelini böyle atmış. Bu temellerle oynuyor
iktidar. En büyük
tehlike o."
"OY İSTEME, SEÇİM KAMPANYASI TALEBİDİR"
Anadol, bir basın mensubunun
genel seçimler öncesinde parti otobüslerinin üzerine başörtülü bayan fotoğrafı yapıştırdıkları ve başörtülü insanlardan 'sorununuzu çözeceğiz' diyerek oy istediklerini hatırlatması üzerine, "Çoğumuzun anasının, eşinin, ablasının, teyzesinin başında bunan başörtüsü ile CHP'nin hiçbir sorunu yoktur. Şimdiye kadar da olmamıştır. Peki CHP niye karşı çıkıyor diyebilirsiniz?
Kamusal alanda sadece başörtüsü değil, bir takım simgelerle dolaşılmaz. Yani, bir binbaşı, bir yüzbaşı
sivil elbiseyle kışlaya giremez. Bir
avukat cübbesi yoksa hakim karşısına çıkamaz. Bir hakim cübbesi yoksa duruşmayı yönetemez. Bunlara elbette riayet edeceğiz. Kamusal alanda ne gerekiyorsa yurttaşlar ona göre davranacaklar." dedi.
Üniversitelerde başörtüsü serbestisi getirildiği taktirde diğer alanlarda da yaygınlaşacağını ileri süren Anadol, "Başörtüsü de değil
türban. Biz şunu söyledik; bunu yapmayın. Bu yaygınlaşır. Özellikle MHP'liler 'hayır' dediler. 'Sadece üniversitelerle kısıtlı kalacak' dediler. O zaman şunu sorduk, bu hakkı niye tanıdınız? 'Özgürlüğü için, inancı için' diye birtakım gerekçeler sundular. Peki, 4 sene Hukuk Fakültesi'nde okudu. Sonra hakim, savcı oldu. 4 sene sonra
döner size 'ben öğrenciyken özgürdüm de, hakim, savcı olunca bu özgürlüğümü nasıl elimden alırsınız?' derse, ne diyeceksiniz? Bu yukarısı. İkincisi, şu anda aşağıya bakın. Ortaokullara, liselere bakın. Sınavlar oluyor hepsi türbanlı. Onları da bırakın, Trabzon'daki devlet dairelerine gidin. Türbanlı kimse yok mu orada? Genelleşmiş. Ben de onu söylüyorum, kamusal alanda türban takmayı özgürlük olarak ortaya koyduğunuz vakit Türkiye, İran tipi,
Suudi Arabistan tipi bir ülke olur. Türkiye'de şimdiye kadar, Cumhuriyetin kurulduğundan bu yana sokaktaki, pazardaki, çarşıdaki, evindeki, komşudaki hangi kadınımızın başındaki örtüye kimse bir şey söyledi. Böyle bir şey yok. Sonuna kadar isteyen istediği gibi giyinir. Geleneksel
kıyafetiyle dolaşır. Giyiniyor da, saygı duyuyoruz." şeklinde konuştu.
Basın mensubunun 'madem sorun yoktu da başörtülülerin hangi sorununu çözmek için oy istediniz' demesi üzerine de şu cevabı verdi: "Fotoğraf değil, fotoğraf dediğiniz şey, normal vatandaşların kadınlı erkekli şeyi. Onlardan da oy istenmesinin sebebi, seçim kampanyası sırasındaki talebidir."
İLGİNÇ İDDİA
Anadol'un soruya
cevap vermekte zorlandığını görüp devre giren CHP İl Başkanı Necip Yıldız da, fotoğrafla Türkiye profili çizildiğini belirtti.
Türkiye'nin sorununu çözmek için oy istediklerini anlatan Yıldız, "Türbanlıyı ayrı bir sorun olarak değil. Türban da değil, başörtüsü. Türbana karşıyız. Türkiye'de yaşayan insanların yüzde 60'ı başörtülü. Onlar bizim profilimiz, onlar mozaiğin bir parçası. Tabi ki onlardan da oy isteyeceğiz. Şu an türbanı kışkırtanlar 2- 3 bini geçmeyen insanlar. Hadi olsun 50 bin kişi. Bunlar Türkiye'de bir sorunmuş gibi ortaya konuyor ve Türkiye kaynıyor. CHP iktidarında bunlar otomatikman ortadan kalkacak." diye konuştu.
Kemal Anadol, 'Trabzon'daki devlet dairelerinde de türbanın yaygınlaştığı'na ilişkin açıklamasının hatırlatılması üzerine, "Trabzon'da konuştuğum için öyle söyledim." dedi. Bu arada tekrar devreye giren İl Başkanı Yıldız ise, "KTÜ Tıp Fakültesi'ne gidin, hemşirelerin yüzde 40'ının başı kapalıdır. Kapalı değil, türbanlıdır. Fatih Hastanesi'ne, Numune Hastanesi'ne gidin,
Milli Eğitim Şube Müdürlüğü'ne gidin hepsini görürsünüz. Çok uzağa gitmeye gerek yok." iddialarında bulundu.
İDDİALAR YALANLANDI
Öte yandan iddialarla ilgili görüşlerini aldığını İl
Sağlık Müdür Vekili Dr. Mustafa Hakyemez, hastanelerde kamu görevlilerinin başörtülü olarak çalışmalarının söz konusu olmadığını söyledi. Böyle bir durumun mümkün olamayacağının altını çizen Hakyemez, "Zaman zaman
hizmet alımı karşılığı çalışan
temizlik işçileri memur zannediliyor. Şirket elemanı olarak çalışan istisnalar olabilir, ancak onlarla ilgili de bir kılık kıyafet yönetmeliği yok." diye konuştu. Tıp Fakültesi ve
Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri de iddiaları yalanladı.
CİHAN