Bu
senaryoların en dikkat çekeni
Baykal-Kılıçdaroğlu yakınlaşması iddiası.
CHP eski lideri
Deniz Baykal'ın, Genel Başkan
Kemal Kılıçdaroğlu'na
destek veren, ancak Genel Sekreter
Önder Sav
yönetimini
hedef alan değerlendirmeleri, dar kadroda "sessiz" şekilde dile getirilen senaryonun açıkça konuşulmasına neden oldu.
Kulislerde dile getirilen "
sürpriz senaryo"; Baykal ve Kılıçdaroğlu yakınlaşmasını öngörüyor. Hem Baykal cephesi hem de bir süre önce partisinden
istifa eden
Ankara Milletvekili Eşref Erdem'in de aralarında bulunduğu Sav karşıtı grupların, "Genel Başkan Kılıçdaroğlu ismi ile ilgili bir
tartışma söz konusu değil, parti yönetimi değişmeli" şeklindeki ortak mesajlarının, bu senaryoyu desteklediği ifade ediliyor.
BAYKAL YALNIZ BIRAKMADI
Sav'ın sürpriz bir kararla,
Antalya mitingine beraber giden eski ve yeni genel başkanın gezisine katılmasının, bu senaryodan kaynaklandığı iddia ediliyor. İstanbul'da
örgüt programı planlanırken, ani bir kararla Antalya gezisine katılan Sav, kendisine yakın isimleri de şaşırtmıştı.
SAV SENARYOSU
Bu senaryoya karşılık Sav'ın da, Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha
Okay ya da diğer Genel Başkan Yardımcısı
Haluk Koç'u genel başkanlığa hazırladığı iddia ediliyor. İki isim etrafında dile getirilen bu iddia, Okay ve Koç cephesinde destek görmüyor.
DELEGE İŞARETİ ÖNEMLİ
Öte yandan Baykal, Kılıçdaroğlu'nun
kurultay çağrısı ile ilgili "Delege karar verir" şeklindeki sözlerini de önemsiyor. Kurmayları ile yaptığı değerlendirmede Baykal'ın, Kılıçdaroğlu'nun baştan retçi anlayış içinde olmamasına ve delegeyi işaret etmesine dikkat çektiği belirtiliyor.
Ancak bu noktada kurultayın önünde
imza barajı bulunuyor.
Kurultay toplanması için tüzüğe göre, delegelerin beşte birinin (yaklaşık 250 imza) noter onaylı imzası gerekiyor. Olağanüstü kurultay için imza toplansa da gündemin
seçim olmasını Genel Başkan'ın belirlemesi gerekiyor. Kılıçdaroğlu'nun onayı durumunda bu barajın rahatlıkla aşılacağı belirtiliyor.
Ancak Kılıçdaroğlu'nun seçim öncesi partiyi kurultay sürecine sokmak istemediği, bunun yerine revizyona gidebileceği belirtiliyor. Kılıçdaroğlu'nun olası revizyonda,
referandum sonuçlarını dikkate alması bekleniyor.
KART'TAN SERT ÇIKIŞ: KOMİTACI GENEL MERKEZ
Referandum sonrası parti yönetimi ile ilgili sıkıntı, milletvekilleri tarafından artık açıkça dile getirilmeye başlandı. Dikkat çeken çıkışlardan birisini partinin
hukukçu milletvekillerinden
Konya Milletvekili
Atilla Kart yaptı.
Kart, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na destek verirken, isim vermeden
Önder Sav'ı eleştirerek, "CHP'nin geçmişten bugüne sirayet eden
genel merkez yapılanmasındaki, yönetim yapısındaki komitacılığın ve yanlış anlayışların sona erdirilmesi gerektiği düşüncesindeyim" dedi. Kart, ''Komitacılıkla suçladığınız kişi Sav mı?'' sorusuna, ''Kişilere yönelik bir değerlendirme yapmadım. Yönetim yapısındaki sakatlıktan söz ediyorum'' yanıtını verdi.
İSTİFA ÇAĞRISI
Kart, BUGÜN'e yaptığı değerlendirmede ise sözlerine açıklık getirerek, "CHP'nin temel sorunu, kurultay kazanmaya yönelik örgüt yapısı. Eskiden beri devam eden yapı ve yönetim anlayışı, maalesef varlığını korumaktadır. Yönetim anlayışı ve yapısı nedeniyle il yapılanmaları, genel başkanın temposuna ayak uydurmayan gerekli ve yeterli katkıyı sağlamayan yapı ve yönetim anlayışı. Bu yönetim anlayışını halen birileri sürdürmeye korumaya devam ediyor. Yanlış olan bu" dedi.
Bunun aşılması gerektiğini söyleyen Kart, şöyle devam etti:
"Kişisel ve siyasi kaygılarla bu nitelikli yapıya sahip çıkılmaması gerekiyor. Kurultaya ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Kurultay partiyi yoruyor. Genel başkana fırsat tanınmalı. Genel merkez ve il yapılanmasındaki değişim için genel başkana ortam yaratılmalı. Yönetim mevkiinde olanlar, buna genel merkez yönetimi dahil sorumlulukların hakkını ve gereğini yapmalı."
Bu çağrının istifa anlamına gelip gelmediğine ilişkin soru üzerine Kart, "Söylediklerim çok açık. Kişisel ve siyasal
hesap ve beklentiler üzerine ve dışına çıkılmalı. Herkes genel başkanın elini rahatlatmalı. Kişisel hesaplara kimse tenezzül etmemeli.
Cumhuriyet tarihinin en kritik döneminde herkes gereğini yapmalı" dedi.