Mustafa
Akaydın,
Antalya'da yayın yapan bir yerel gazeteye, iddia edilen
Ergenekon Terör Örgütü'yle ilgili düşüncelerini anlattı. "Hakikaten Ergenekon diye bir
örgüt var mı?" diye soran Akaydın, "Böyle bir örgüt varsa 2,5 yıldır hapislerde yatan bilim adamları,
rektörler, gazeteciler, aydın insanlar, komutanlar var. 2,5 sene
toplum hayatında çok uzun bir süre. Neden ortaya çıkmadı? Tabi ki Ergenekoncu değilim." dedi.
Ergenekon'un, Türk tarihindeki önemli efsanelerden biri olduğunu dile getiren Akaydın sözlerine şöyle devam etti: "Ergenekon adına ayıplı bir şey yaratamazsınız. Ancak varsa gerçekten bu ülkede iktidarı yok etmeye yönelik
darbeci bir faaliyet, bunu ortaya çıkarmak da hükümetin görevi. Hukuk sistemi var. Bu kadar süredir niye bir şey ortaya çıkmadı? Çünkü bu konu kökü dışarıda olan McCarthy'ci bir planlamanın ürünü de ondan. Ben şu anda yargılanan ya da tutuklanan insanlara bir suç atfedemem ama 'suçsuz' da diyemem. Bu yargının çözeceği iş. Eğer ben de suçluysam beni de içeri alsınlar. Ben bunlara sadece gülüyorum."
Ergenekon iddianamesinde ismi geçen bölümlerdeki ifadelerin rektör arkadaşlarıyla yaptığı
telefon konuşmalarının dinlenmesi sonucu elde edilen alıntılar olduğunu kaydeden Akaydın şunları anlattı:
"Hepsinde de
geyik muhabbeti var bunların. Başka da bir şey yoktur. Ben
Samsun 19
Mayıs Üniversitesi Rektörü Ferit Bernay'ın suçsuz olduğunu adım gibi biliyorum ama yargılanıyor. Çok yakın da arkadaşım. Ne
komik suçlamalarla karşı karşıya olduğunu da biliyorum ama bunlara girersek
yargıya müdahale etmiş oluruz. Dolayısıyla 'Evet TSK'ya güveniyorum' dedim diye Ergenekoncu olacaksam güzel. Kuvva-i Milliye Derneği'nden
ödül aldım. Yılın en Kuvva-i Milliye Derneği'nden ödül alan iki rektöründen biriyim.
Uğur Dündar da ödül aldı. Bundan dolayı Ergenekoncuysam,
evet. Kuvva-i Milliye ayıplanacak bir şey mi? Kuvva-i Milliye,
Türkiye Cumhuriyeti'nin başlangıç noktasıdır. Kuvva-i Milliye'den ödül almaktan hayıflanacak bir şeyim yok. Beni bunun için Ergenekoncu ilan ettiler. Hadi güle güle."
(CİHAN)