TBMM Genel Kurulunda, MHP ve
CHP’nin grup önerileri reddedildi.
Genel Kurulda, MHP’nin "kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan
taşeron işçilerin sorunlarıyla" ilgili araştırma önergesinin bugün ele alınması önerisi görüşüldü.
MHP
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu,
Türkiye’nin, sayıları bir milyona yakalaşan "taşeron işçi sorunuyla" karşı karşıya olduğunu öne sürdü.
Taşeron işçilerin insanca çalışma koşullarından uzak, sendikasız,
köle gibi çalıştırıldığını, iş güvencelerinin olmadığını ifade eden Serdaroğlu, asgari ücretin 950 TL’nin altında olmaması gerektiğini söyledi.
31
Aralık itibarıyla 4-C’li çalışanlara çıkış verileceğini, yeniden işe başlamaları için yeni bir
Bakanlar Kurulu kararı gerekeceğini dile getiren Serdaroğlu, "Geçen sene bu karar geç çıkartıldı ve işçiler
mağdur edildi. Lütfen bu sene 4-C’lileri mağdur etmeyin" dedi.
Serdaroğlu, hükümetin, "tehdit politikalarıyla varlığını sürdürmeyi adet haline getirdiğini" öne sürdü.
AK Parti Karaman Milletvekili
Lütfi Elvan, birçok ülkede maaşların dondurulduğunu, işçilerin çıkartıldığını, fabrikaların kapandığını belirterek, Türkiye’nin ise son derece dinamik bir ekonomiye sahip olduğunu,
finans sektöründe, mali politikalarında hemen hemen ciddi sorun olmadığını söyledi.
Bugüne kadar ciddi yapısal reformlar gerçekleştirdiklerini, bundan sonra da gerçekleştirmeye devam edeceklerini belirten Elvan, iş gücü kalitesinin artırılmasına yönelik önemli düzenlemeler yaptıklarını dile getirdi.
CHP
İstanbul Milletvekili
Bayram Meral, "taşeronluğun bir kurumu haline getirildiğini" ileri sürdü.
Taşeron işçiliğinin birçok mağduriyete yol açtığını söyleyen Meral, "Kısa süreli çalışmaktadırlar,
kıdem tazminatı alamazlar, yıllık izin kullanamazlar, sağlık hizmetlerinden çoğu kez yaralanamazlar" diye konuştu.
AK Parti sıralarına yönelik "Sizin hükümetiniz kadar emeğe hor
bakan, sendikanın kökünü kazımaya çalışan bir hükümet görmedim" diyen Meral,
"Buradan sesleniyorum; kimse vergi de vermesin, prim de ödemesin. CHP iktidara gelecek ve onları affedeceğiz" dedi.
BDP Muş Milletvekili
Nuri Yaman, sektörde çalışanların birçok sorununun olduğunu dile getirdi.
MHP’nin önerisi reddedildi.
ÖĞRENCİ PROTESTOLARI
Daha sonra CHP’nin "öğrencilere orantısız güç kullanılmasıyla" ilgili araştırma önergesinin bugün görüşülmesi önerisi ele alındı.
CHP İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız, İstanbul’da öğrencilere şiddet gösterilmeseydi bugün hiçbir sorunun olmayacağını söyledi.
Bazı yazarların, "
Hamile öğrencinin orada ne işi var?" dediğini aktaran Yıldız, "
Öğrenci hamileyse yurttaşlık haklarını kullanamayacak mı?
Anayasa’da, kanunlarda böyle bir şey mi var" diye sordu. Yıldız, dünyanın her kültüründe hamilelere özel ihtimam gösterildiğini anlattı.
Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun "
rektörü istifaya davet etmesinin" de çok yanlış olduğunu savunan Yıldız, "Protestocuları sanki rektör,
dekan mı örgütledi" dedi.
Yıldız, öğrencilere biraz anlayış ve tahammül gösterilmesi gerektiğini ifade etti.
BDP Muş Milletvekili
Sırrı Sakık, "uzun süredir üniversitelerin kuşatma altında olduğunu" ileri sürdü.
Öğrencilerin demokratik haklarını seslendirdikleri zaman bunun karşısına "şiddet ve cebir çıktığını" öne süren Sakık, "Demokratik hak talebi deyince AKP’nin aklına
türban sorunu geliyor" diye konuştu.
Sakık’ın konuşmasında "
Kürt coğrafyası" ifadesini kullanmasına, milletvekilleri tepki gösterdi.
AK Parti Grup
Başkanvekili Suat Kılıç, oturduğu sıradan "Hepimizin coğrafyası" diye seslendi.
Bazı milletvekillerinin de tepkilerini sürdürmesi üzerine Sakık, "Kaderimiz birliktedir. Biz, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olmaktan gurur duyuyoruz. Böyle sözcüklere takılarak
siyaset yapmanın kimseye faydası yok. 1071 olmasaydı hiçbiriniz burada olmayacaktınız. 1071’de bu kapıları size açan Kürtlerdir. Kürt coğrafyası da vardır, Kürt halkı da vardır" dedi.
Sakık, tepkilere karşılık, "Biz, Türkiye coğrafyasından rahatsız değiliz, siz niye Kürt coğrafyasından rahatsızsınız" diye konuştu.
"İŞARET FİŞEĞİ"
MHP Grup Başkanvekili Mehmet
Şandır, üniversitelerde yaşanan olayların "bir işaret fişeği" olduğunu belirterek, geçmişte Türkiye’nin çok ağır bedeller ödediğini söyledi.
Konunun derinlemesine incelenmesi gerektiğini dile getiren Şandır, "Dün Burhan Kuzu’ya ve Süheyl Batum’a reva görülen olayı kabul etmemiz mümkün değil.
Üniversitemize, üniversite gençliğimize yakışmamıştır. Kim olursa olsun insanlar fikirlerini söylemeli, meşru zeminde tepkiler ortaya koyulmalı" dedi.
İstanbul polisinin orantısız güç kullanımını da kabul edebilmenin mümkün olmadığını söyleyen Şandır, "Siyaset bu kadar öfkeli olursa, olaylara duyarsız olursa, polisin çalışma şartları da ağır olursa özensizlik had safhaya ulaşıyor" diye konuştu.
AK Parti
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam, sorunun
Meclis araştırmalarıyla çözülebilmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Üniversitelerle görüşülerek, sorunların ne olduğunun ortaya koyulması gerektiğini dile getiren Sağlam, "Son zamanlarda Sayın Başbakan’ın yaptığı da budur" dedi.
Sağlam, "Orantısız güç kullanılmış olabilir, bu da incelenebilir. Bunu, siyasetin malzemesi yapmayalım. Bu konularda gelin bilimsel düşünelim, bilimsel toplantılar yapalım. Üniversiteyle fikir alışverişinde bulunalım ama geçmiş tarihimizi tekerrür ettirmeyelim" dedi.
CHP’nin önerisi reddedildi.