CHP Grup Başkan Vekili Kemal
Anadol, "üniversitelerde başörtüsüne
özgürlük" bildirisine
imza atan akademisyenleri cumhuriyetle hesaplaşma içinde olmakla suçladı.
Anadol, bu içtihadı
Anayasa Mahkemesi'nin
AK Parti hakkında verdiği karara dayandırdı: "Bunu,
Anayasa Mahkemesi'ne dayanarak söylüyorum. Mahkeme, AKP'nin Anayasa'nın 2. maddesini ihlal etmek için
türban yasasını çıkardığını belirledi. On yüksek
mahkeme yargıcı AKP'nin
laiklik karşıtı eylemlerin odak noktası olduğunu
tescil etti. Bunları neye göre yaptı?.. Türban bildirisine imza atan
rektörleri cımbızla seçen bir
cumhurbaşkanı nasıl tarafsız olabilir?"
Kemal Anadol, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, rektör atamalarını değerlendirdi. Gül'ün yaptığı rektör atamalarında, AK Parti'ye ve türbana yakınlıktan başka hiçbir kriter gözetilmediğini savundu. Atamalarla toplumdaki kutuplaşma ve gerginliğin öznesi olduğunu ileri sürdü. Anadol, "YÖK'ün yeni kurulan 23 üniversite için yaptığı
rektör seçimleri, rövanş, öç alma ve siyasi
linç hareketinin devamı niteliğindedir. Bu seçimlerde, türbana serbestlik hareketinde imza sahibi
öğretim görevlileriyle AKP ile dirsek temasında olan öğretim görevlilerinin rektör adayı olarak belirlendiği görülmektedir." iddiasında bulundu. Anadol, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in tutumunu örnek göstererek, Cumhurbaşkanı Gül'ü haklı çıkarmaya çalışanların mantıklarının yanlış olduğunu savundu. Sezer'in
Cumhurbaşkanlığı yeminine ve Yükseköğretim Kanunu'nun ruhuna sadık kalarak, rektörlerin çağdaş,
Atatürk devrimleri ile Cumhuriyet'e özde bağlılık noktasında taraf olduğunu belirten Anadol, "Sayın Gül de bu süreçte taraf olmuştur ancak Sayın Gül, Cumhuriyet'le hesaplaşma içinde olanlar, 2. Cumhuriyetçiler, AKP işbirlikçileri noktasında taraf olmuştur. İşte iki cumhurbaşkanı portresi arasındaki fark budur.
Abdullah Gül, görevlidir. AKP iktidarının yarım bıraktıklarını tamamlamaya, Türkiye'yi dönüştürmeye kendisini adamış bir görevlidir." ifadesini kullandı.
CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadol, bu dönem Parlamento'sunun anayasa değişikliği yapamayacağını da iddia etti. Gazetecilerin 3.
Ulusal Program taslağında yer alan öngörüyü hatırlatması üzerine Anadol, şöyle konuştu: "AK Parti'nin, laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi kararıyla tescil edildi.
Meclis çoğunluğu onlardan oluşuyor. Onların anayasa değişikliği taleplerine '
evet' demek, tam anlamıyla kediye ciğeri emanet etmektir. Ondan ne geleceğini biz biliyoruz. Ondan sonra Anayasa Mahkemesi üyelerini, Meclis'e, kendilerine seçtirecekler. Onun adı da hukuk
reformu olacak. Onların ne istediklerini biliyoruz. Bu dönem Parlamento'su, anayasa değişikliği yapamaz. Özellikle parti
kapatma konusunda, diğer konularda... 'Yok, özgürlükleri geliştireceğiz.' Bunların hepsi laf."