Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a seslenen
Haluk Koç, "Niye bu kurulu bağımsız hale getirmiyorsun?
Niye Adalet Bakanı'nı o kurumun başından çekmiyorsun? Niye Adalet Bakanlığı Müsteşarını 'altın oy' hakkıyla o kurumun içinde tutuyorsun?" dedi.
Hakimler ve
Savcılar Yüksek
Kurulu'na getirilen ve 'korsan
kararname' olarak nitelendirilen savcı değişiklikleri konusuna değinen
CHP'li Koç, bu sıkıntıların ortadan kaldırılması için kurumun siyasetten uzak bir konuma getirilmesi gerektiğini ileri sürdü.
Partisinin
Samsun İl Teşkilatı'nda
basın toplantısı düzenleyen Koç,
Türkiye gündeminin ilk sırasına yerleşen
HSYK'nın savcı değişiklikleri atamalarına da değindi.
HSYK'nın siyasetin dışında, yargı bağımsızlığını ve
yargıç bağımsızlığını sağlayacak şekilde yapılandırılması gerektiğini belirten Koç, "Gerek AB'nin Türkiye'deki yargı sistemini değerlendirirken ortaya koyduğu raporlar, gerek bizim yaşadıklarımızı, bireysel bir olay olarak almıyorum. Dün
Şemdinli savcısı, bugün
Ergenekon savcısı yarın başka bir olay atamalar, yargıç atamaları, terfiler bu tartışmalar sürüp gider. Hal böyle olunca HSYK'nın bağımsızlığını sağlayacak şekilde yapılandırılması gerekiyor. Bunun için
Anayasa değişikliği ve yasal düzenlemeler yapılması lazım. Bütün bunların yapılma şansı var. Türkiye'de yani bir yapay tartışmanın içerisinde
vakit öldürüyoruz." şeklinde konuştu.
HSYK'nın bağımsız bir kurul haline getirilmesi için hiçbir engel olmadığına dikkat çeken Koç, Başbakan Erdoğan'a yüklendi.
Koç, "Niye yargıç mülakatlarını Adalet Bakanlığı yapıyor? Niye yargıçların terfisinde, atamasında söz sahibisin? Sivil yargı bağımsız mı? Bunu şimdi benim sormaya hakkım olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
Atilla Koç, konuştuğu için Başbakan Erdoğan'ın grup başkan vekilliği yaptığı son yılında kendisi hakkında 2 ay içinde 3 tane ceza davası açtırdığını kaydederek şöyle konuştu: "Amaç birilerine talimat verilerek ceza davası açtırmak mı? Ben
Meclis'te milletin adına konuşuyorum. Başka bir
silah yok. Bir tek dilim var. Anayasa'nın 83. maddesinde belirtilen kürsü dokunulmazlığına rağmen meclis çatısı altında yaptığım konuşmalardan dolayı Sayın Başbakan hem manevi hem ceza davası açtırdı. Hırsızla arsızla aynı kefede değerlendiriliyorum. Dokunulmazlıkların arkasında korunuyorum. Gücünüz yetiyorsa dokunulmazlığı kaldırın.
Hani demokratikleşecektik? Hani AB Katılım Ortaklığı Belgesi'ndeki gerekleri yerine getirecektik? Markete girip istediğini alıyorsun. Diğerlerini niye görmüyorsun. Bak orada daha neler var. Yapsana gücün mü yetmiyor mu? Bu milletten yüzde 47 oy aldın. Ne duruyorsun? Onun için bu sahte
demokrasi, sahte demokratlık nutuklarına ve gereksiz tartışmalara benim karnım tok. Hele de CHP'ye dönük değerlendirmelere de hepten karnım tok." (CİHAN)